Ben ve Kral

Kherion ahır temizleme görevini bana vermişti.En nefret ettiğim işi sıra bize gelince koca Hephaistos kulübesinde hep ben yapardım.Bu işin tek sevdiğim yanı nal çakmaktı.Neyse;atları saymaya başladım.Biri,hemde en önemlisi sahipsiz olan,benim Pegasus umudum kayıptı.Acaba dün göreve çıkan çocuklardan biri onu sahiplenmişmiydi?Durumu Kherion'a ilettim."Hayır göreve çıkanların Pegasus'u vardı."dedi.Acaba bu Pegasus'a ne olmuştu? Benim tek umudum kayıptı.
Ertesi gün Kherion'a yalvar yakar"O Pegasus'u bulursam ve kurtarırsam benim olur.Bir Pegasus istiyorum ve bu benim şansım.Onu aramaya çıkabilir miyim?"dedim.Kherion benim bakışlarıma dayanamazdı.Sanırım bakışlarımı annemde almıştım çünkü babam Hephaistos böyle baka -mazdı.Kherion yine gitmeme izin verdi.
Yola çıktım.Yolda yanıma bir sihirli alet almıştım ama bu aldığım dövüş için değildi.Bir Pegasus takip cihazıydı.Pegasus’un adını (Kral) ANTİK YUNANCA girince alet beni ileri çekmeye başladı. Bir canavarla karşılaşmamak için Olimposlular’a dua ettim ve zaten bir canavarla karşılaşacağımı sanmıyordum.Karşılaşsam bile çok rahat yenebilirdim onu çünkü yakın zamanda babamın yanına gitmiştim ve bana mükemmel bir ok vermişti.Yani canavar bana ulaşamadan ölürdü.
Pegasus’un yanına vardık.Pegasus’u gördüğümde kortum çünkü bir canavar onu yemek üzereydi.Bu canavar kampa nasıl girmişti?Pegasus’u aldığını göre bir şekilde girmişti.Yoksa Pegasus kaçıp ona yakalanmış mıydı?Neyse her türlü onu kurtarmalıydım.Okumu çıkardım ve şu benim ne olduğun bilmediğim canavara doğrulttum.Oku attım ve canavar buharlaştı. Çok kolay olmuştu.
Pegasus üzerime geliyordu ama niye geldiğini biliyordum.Hızla uçarak yanıma geldi ve bir hareketle beni sırtına bindirdi.Artık benimde bir Pegasus’um vardı.