Dersin boş olması haftanın en güzel olayıydı.Bende bu fırsatla büyükannemin yanına gitmeye karar verdim.Beni gördüğünde suratını buruşturdu.
"Geç içeri"dedi.
Kendimi bildim bileli büyükannem benim varlığımdan rahatsız olmuştur.Ama teyzem sürekli olarak büyükannemi ziyaret etmem gerektiğini söyler durur.Mecburiyetten yani.İçeri geçtim.Ev,her zaman ki gibi yanık kurabiye kokuyordu.Şöminenin yanındaki koltuğa oturdum.Şöminenin üstünde annemin ve teyzemin küçüklük resimleri vardı.Annemin resmini aldım.Ve istemsizce gözlerim doldu.Onu öyle çok özlemiştim ki ! Annem 2 sene önce bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Ben bu düşüncelere dalmışken büyükannem elinde çay fincanıyla yanıma geldi.
"Bırak onu yerine"dedi.
Resmi yerine bıraktım.Büyükannem bardağı bana uzattı ve her zamanki yerine oturdu.Bana sert bir bakış attı ve "Derslerin nasıl,yine yaramazlık yapmıyorsundur umarım "dedi.
Bende dayanamayıp "Bak büyükanne sana kaç kere daha söyleyeceğim bilmiyorum ama bunları ben yapmıyorum,istemeden.."sözümü kesti."Senin suçun değil,biliyorum.Tek suç o salak annenle,evlendiği herifte"dedi.Bu söylediği şeyler gerçekten beni sinirlendirmeye başlamıştı.
"Benim annem salak değil"diye bağırdım" ve şok oldum.Büyükannemin gözleri doldu."Salak değil ha ? O adamla evlenmeseydi bunların hiç biri olmayacaktı.Beni bir dinleseydi. Ah Lily ah.."ve bu seferde hüngür hüngür ağlamaya başladı.Gerçekten şok olmuştum.Onu ilk defa böyle ağlarken görüyordum.
"Büyükanne,sen ne demeye çalışıyorsun?"dedim.
"Çok büyük bir tehlikenin içindeyiz,aslında en iyisi oraya gitmen olacak."
"Nereye büyükanne ? açık açık söylesene !"
"Eve git,teyzen sana herşeyi anlatacaktır.Sonra da çantanı hazırla. Teyzen seni oraya götürecek" , "Hadii!" dedi.Ağzımdan sadece "Tamam"çıktı.
Çantamı yüklendim ve kapıya doğru yürüdüm. Kapıda postacı duruyordu.
"Buyrun"dedim.
"Marge Brain'in evi mi?"dedi.
Tam evet diyecektim ki,garip bir şeyler olduğunu anladım.Adamın üstündeki üniforma yırtılmaya başladı.Rengi yeşile döndü.Boyu uzadı.
Geri geri kaçmaya başladım. Büyükannem ise misafir odasına koştu.Ve elinde pompalı tüfekle geri döndü.Canavara ateş etti.Canavar ortadan kayboldu. Tanrım!bu rüya falan mıydı? !
Büyükannem sanki bunların olecağını eskiden biliyormuş gibi uzun uzun bana baktı.
Daha fazla dayanamayıp "Bu da neydi böyle,tanrı aşkına!" dedim.
"Kapa çeneni"dedi ve cebinden telefonunu çıkardı.Teyzemi aradığını biliyordum ve hayatımda hiç korkmadığım kadar çok korkuyordum.
"Naomi,hemen buraya gel.Artık Bonnie'yi götürmen gerek"dedi.
"Büyükanne tanrı aşkına,beni nereye götüreceksiniz ?"
"Ben değil,teyzen.Seni kampa götürecek.Daha fazla soru sorma Bonnie, lütfen"dedi.Daha fazla soru sormamaya karar vermiştim.Kapıyı kapattım ve yere oturdum. Bu kampta neyin nesiydi? Bana az önce bir yaratık saldırmıştı ve seni kampa götüreceğiz diyorlardı.Tanrı aşkına,kamp yapmanın zamanımıydı ! Tam o sırada kapı çalındı. Açtım ve endişeyle bana bakan teyzemin gözleriyle karşılaştım.
"Çabuk,arabaya git"dedi.Hemen arabaya koştum.Emniyet kemerimi bağladım.Teyzeme ve büyükanneme baktım. Bir şeyler konuşuyorlardı.Büyükannem teyzemi azarlar gibiydi.Sonra birbirlerine uzun uzun sarıldılar.Teyzem büyükanneme gülümsedikten sonra arabaya bindi.Ve yola çıktık.Arkaya baktığımda büyükannem hala bize bakıyordu. Teyzeme " Bak teyze,şimdi kamp yapmanın hiç sırası değil.Bana bir yaratık saldırdı !"
Teyzem ilk önce bir kahkaha patlattı.Sonra ciddileşip "Sen ne saçmalıyorsun Bonnie,seni melez kampına götürüyorum"dedi."Melez Kampı derken" dedim.
"Bunları anlatmak bana düşmez tatlım,oradakiler sana anlatacaktır"dedi.
5-10 dk. sonra orman gibi bir yere saptık.Sanırım çok yaklaşmıştık.İleride bir tabela vardı. "MELEZ KAMPI" yazıyordu.
Teyzem "Hadi in,geldik" dedi.
Arabadan indim,ağır ağır ilerledim. Ve şok oldum.Okuldaki en yakın arkadaşım Pearl girişte duruyordu.
"Ah,Bonnie tanrılara şükür ki iyisin"dedi.
"Pearl ! sen burada ne arıyorsun ?" dedim.
"Hey sakin ol dostum,her şeyi büyük ev'de konuşuruz"dedi
Ve beni kafamdaki milyonlarca soru işareti ile içeri soktular.