Ben Manhatta bir okulda yaşıyordum.Hayatım çok normaldi.Taki Beden Eğitimi dersine kadar. Beden eğitiminde basketbol oynuyorduk.Karşı takımdaki bir çocukta tam 6 kol vardı.Bu bir ogreydi.Ogre bana doğru gelmeye başladı.Dünyadaki en salakça şeyi yaptım.Çöp gibi kokuyorsun dedim.Sonrada üstüme atlayınca yumruğu yapıştırdım.Sonra en iyi arkadaşım geldi.Ama o pantolonunu çıkarmakla meşguldu.İçimden tüm salak arkadaşlarda beni buluyor dedim.Sonra ona tekrar baktığımda bacakları bir keçiydi.O bir satirdi.Beni kolumdan tutup yolun ortasına götürdü.Yere bir altın attı.Ama altın sekmek yerine asfaltın içine girdi.Sonra karşımıza bir dumandan araba çıktı.İçine girdik.Yaşlı kadına (Ama onlar 3 kişiydi) Yunanca Melez kampı dediğini anladım.Neyse dedim.Üç kollu kişilere yem olmak iydir.Hemen bir sopa alıp Gözüne attım.Canavar gözünden vuruldupu için göremiyordu.Arkadaşım bana bir kapıyı göstrerek oraya gitmemi işaret etti.Ama ben onu yalnız bırakamazdım.Arabadan bir ip çıkartıp canavarın ayaklarıda doladım.Canavar yere düşmüştü.Ama yerde o kadar uzun kalmayacağı belliydi.Hemen o kapıdan içeri gidik.Canavar bize doğru koşuyordu.Şimdi hapı yuttuk diye duşundüm.Ama canavar kapıya geldiğinde görünmez bir duvara çarpmış gibi yere düştü.Sonrada oradan uzaklaştı.