Alexis Lavinia Montgomery

Sabah erkenden uyanıp dersliklerin yolunu tutmuştum. Tamam, saat o kadar da erken değildi. Ama bir Hypnos çocuğu için uykudan kalktığı saat her zaman erkendir.
Büyü Teknikleri dersliğinin önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. Afrodit kızı Lara'yla Labirent'e girdiğimizde bir gücüm olduğunu keşfetmiştik. Karşımdakinin gözlerinin içine baktıp bir şey istediğimde anında yerine getiriyordu. Bunu rica edersem olmuyordu, emretmem gerekiyordu ve bu beni çılgına çeviriyordu. Ah, bir de gözlere bakma olayı var tabii... Ya Medusa'yla karşılaşır ve onu hipnotize etmem gerekirse? O zaman ne olacak?
Kafamı iki yana sallayarak kafamdaki düşüncelerden kurtuldum ve kapıyı tıklatıp içeri girdim.

Odaya arkadaşlarımdan biri olan Alexi girmişti. Bir Hypnos kızı için erken bir saatte ayakta idi. Onu burada görmek beni şaşırmıştı. Alexi beni fark edince çok şaşırdı, aynı zamanda da sevindi. Sanırım benim büyü teknikleri profesörü olduğumu bilmiyordu. "Nasılsın Alexi? Daha iyi uyumayı öğrenebilmek için mi buraya geldin?" Alexi "he he he" dercesine bir mimik yaptıktan sonra konuşmaya devam etti
"Yok yastık atma yeteneğimi geliştireceğim"
"Neyse, cidden özel gücün ne?"
"Canlıların gözlerine bakarak onları hipnotize edebiliyorum"
"Hipnozun bir sürü seviyesi vardır: Söylediklerine inandırma, istediğin hareketi yaptırma, istediğin duyguyu yaşattırma hatta ve hatta yarı ölü haline getirebilmek. Bir tür koma durumu gibi hale getirebilmek. Sen bunlardan hangisini yapabiliyorsun veya hangisi yapmak istiyorsun?" Alexi belli bir süre düşündü. Bu onun için zor bir karardı, belli bir süre sonra konuşmaya başladı.

Bir süre düşündüm. Neyi yapabildiğimi biliyordum, ancak neyi yapmak istediğim konusunda kararsızdım. En sonunda derin bir nefes aldım ve "Karşımdaki kişiye istediğim hareketi yaptırabiliyorum. Ancak bunun için gözlerine bakmam ve emretmem gerekiyor. Ben birisine bir şey yapmasını emretmekten nefret ediyorum, ayrıca hipnotize ettiğim çok belli oluyor. Bu nedenle rica ettiğim zaman da işe yaramasını istiyorum. Ayrıca, şu saydığın şeyleri yaptırabilmek oldukça güzel olurdu." dedim.
"Anlıyorum, ancak şunu belirtmeliyim ki, hepsini birden yapabilmen uzun zaman alacak." dedi. Umursamaz bir tavırla omuz silktim ve "Benim için sorun değil." dedim.

Bir hipnozu emir dışında istemsiz sağlamak biraz zordu. Acaba Alexi üstesinden gelebilecek miydi? Büyük ihtimal ile bunu başarabilirdi. "Madem emir vermek istemiyorsun sana da emir vermeden yaptırmayı öğretiriz. Bir kişiyi hipnotize etmek için ona emir verdiğinde o kişinin beyni direk bunu algılar ve uygular fakat bir şey rica ettiğinde önce bir düşünür, "ben bunu yaparsam ne olur?" diye. Emir ile hipnoz her zaman kolay olmuştur. Kelimenin karşıdakinin beynine nasıl işlediğini fark etmezsin bile ama rica ederken daha dikkatli olman gerekir. O beynine işleme kısmını senin düşünmen gerekir. Neyse, böyle konuşmayla bir yere gitmeyecek. Uygulamaya geçelim" dedim güler bir yüz ile. Parmağımı şıklattım ve önümüzde bir canavar belirdi. Canavar kafesin içinde duruyordu ve çok vahşi idi. "Bu canavara sakin olmasını rica et fakat rica ederken sözcüklerinin canavarın beynine kazındığını hisset, fark et. Ancak böylelikle rica yöntemi ile hipnoz etkisi yaratırsın" Alexi belli bir süre düşündü. Bakalım başarabilecek miydi?

Canavara odaklandım ve onu kontrol ettiğimi düşünerek "Sakin ol lütfen." dedim. Canavar hâla çıldırmış gibi kafesten çıkmaya çalışıyordu. "İsteğini zihnine kazıdığını düşün." dedi.
Derin bir nefes alıp "Tamam ama nasıl? Beynine bir kalemle çizdiğimi mi düşüneceğim?" dedim. Biraz düşündü ve "Olabilir, ya da başka bir şeyler de düşünebilirsin." dedi. "Zihnini bir şeylere benzetebilirsin."
Düşündüm. Benim zihnim isteğimi kazıyacak bir şey olmalıydı, mesela kalem. Canavarınkiyse kalemin kullanılacağı yer, yani kağıt. Kalem ve kağıt olarak düşünebilirdim ancak canavarın bilinci silgi olup silebilirdi.
Biraz daha düşündükten sonra en uygun ikiliyi buldum. Kalem ve sıra... Odaklandım ve "Lütfen sakin ol." dedim. Bunu söylerken kalemimle sıranın üzerine dediklerimi kazıdığımı düşünmüştüm.
Tam başka bir yöntem düşünecekken canavar sakinleşti. Şaşkınlıkla canavara bakıyordum. Önce sakinleşmemişti, sonra neden birden bire sakinleşmişti?

Alexi canavarın bu geç fakat anlık değişimi karşısında şaşkındı. Bunun nedenini anlamamış gibiydi. Açıklasam iyi olacaktı: "Sen canavarın zihnine emri kazıdığında canavarın bilinci bu yabancı emri yok etmek istedi. Zihnini temizlemeye çalıştı fakat senin tekniğin üstün geldi ve bunu başaramadı. Başaramadığını anlayınca da senin emrin devreye girdi ve canavar sakinleşti. Kısaca, senin söylediklerinin canavar üzerinde etki etmesi biraz zaman alıyor, bu "zaman" faktörünü daha çok çalışma yaparak ortadan kaldırabilirsin. Sanırım bu konuda iyileşmeye başladın, bir deneme daha yapmak ister misin?" diye sordum ve Alexi'nin cevabını beklemeden konuşmaya devam ettim. "Birazdan canavara üzerime atlamasını söyleyeceğim, eğer o üzerime atlamadan onu durdurursan bu işte uzmanlaştın demektir. Hazır mısın?"

Bir an için 'Aman Tanrılarım! Üzerine atlamasını mı isteyecek!?' diye düşündüm. Ama sonradan saçmaladığımı fark ettim. O bir ölümsüzdü ve bu ona zarar vermezdi. "Salıyorum. Hazır mısın?" dediğinde kendime geldim. Odaklanmaya çalıştım ve birdenbire canavarın kafesinin kapısı açıldı. Canavar Hektor'a doğru ilerleyince zihnine benzettiğim sıraya 'Sakin ol!' emrini kazıdım. Canavarlara emir vermemde bir sorun olamazdı, değil mi? Yani, bir Canavar Hakları Mahkemesi falan?
Aralarında yarım metre kala canavar durdu. Sırıtarak "Uslu çocuk!" dedim. "Tamam, oldukça iyi. Ancak pratik yapman gerektiği gerçeğini değiştirmiyor." dedi. "Tamam, birkaç melezi birbirlerine düşürür, sonra da ayırırım." dedim.

"Olabilir, fakat sen melezlere bulaşma daha çok canavarlar üzerinde kullan yeteneğini. Önce canavarlar üzerinde etki yarat. Belli bir süre daha Alexi ile konuştuk ardından ona sordum. "Öğrenmek istediğin başka bir teknik kaldı mı? Kaldıysa istersen bugün devam edebiiliriz veya başka bir gün de gelebilirsin, hem alıştırma yapmış oluruz(başka bir başlık açabilirsin) Aa, bu arada unutmadan: Yeteneğinde Uzmanlaştın, tebrikler.