Artius Greywarden

Sanattan pek anlamayan bir kaskafalı olsamda yeni şeyleri denemeyi severdim. Küçük tanrı olarak ölümsüz olabilirsiniz ama aklınıza ilk gelen şey bir binadan atlayıp ölüp ölmiyeceğinizi merak etmek oluyor. Sanat gibi şeyler sizin aklınıza daha sonra geliyor. Müzikde kendimi geçekten iyi görüyordum ve müziğe biraz ara verip yeni şeyler denemenin zamanının geldiğini düşünüyordum. Tamam şimdi düşünebilirsiniz ''sen küçük tanrısın git kendin öğren zaten ölümsüzsün'' diye ama küçük tanrıyken bile biirşeyleri çabuk öğrenme isteğiniz gitmiyor malesef.
Etrafta dolanıp bir eğitmen aramaya başladım. İçerisi kalabalık sayılmazdı ama biraz dağınık olduğu kesindi. İlerde bir kız görüp yanına gittim ve şöyle sordum

-Pardon acaba eğitmeni nerede bulabilirim ?

"Benim," dedim gülümseyerek. Karşımda babamın ölümsüz küçük tanrısı Artius duruyordu. "E abi beni tanımadın mı?" dedim birden.Artius kaşlarını kaldırdı ve bir süre baktı. "Ange?" dedi şüpheci bir sesle başımı salladı ve pek zeki olmayan bir cevap verdim. "Haha." dedim ve sınıfın ortasına doğru ilerledim. "Abi ders almaya mı geldin?" dedim mutlulukla.

Sınıfımızın öğrenci sayısı gidgide artıyordu ve buda süper birşeydi yani,bana göre. "Evet,ne yapacağız?" dedi Artius. sınıfa bir göz gezdirdim ve cevap verdim. "Heykeltraş abicim.İlk temamız o." dedim ne diyeceğini merak ederek.Çoğu heykeltraşı duyunca,şoka giriyordu yada biraz da olsa üzülüyor mu demeliyim?Ama abim Artius'un surat ifadesinden hiç birşey anlayamıyordum.Sanırım bu ifadeleri okumak için biraz daha çalışmalıydım.

Heykel Traşı nasıl yapacağımı kesinlikle bilmiyordum. Ne yapalım ben babamın savaşçı tarafını almışım. Ange'i takip ederken etrafa bakındım çoğu kişi işiyle ilgileniyordu. Bir tanesi döndü ve gözlerimin içine baktı. Bu kötüydü... biri gözlerimin içine bakarsa orada canavarların öldürüşümü filan görürdü. Kızın gözleri büyüdü ve hemen dönüp bir şey remetmeye başladı. Ange ile birlikte yavaş yürüdüğümüzden resimin taslağında ne olduğunu gördüm... kılıç tutan bir adam ve binlerce canavar.
-Ange eğer öğrencilerine modellik yapacaksam bunun için drahmi isterim dedim ve kızın resmini gösterdim
Ange gözlerini devirdi ve güldü. Bu arada yürümeye devam ettik...

"Heykeltraş öğreneceksin ya ona say abicim." dedim gülerek.Bizim bölümümüze gelmiştik.Hemen Artius'u bir sıraya oturtup önüne bütün öğrencilere verdiğim önü ve arkası düz taşlardan koydum.Sonra açıklamaya koyuldum. "Abicim,bu taşa istediğin şeyi 'Heykel' olarak yapmalısın." dedim ve arkada aletleri koyduğumuz yerlerden bir tane büyük ve küçük çekiçlerden aldım ve başka bir çekmeceyi açıp birden ona kadar numaralandırılmış gümüş ve çelik uçlu kalemlerden aldım.Hemen onları elime sıkıştırdım ve koşarak Artius'un yanına gittim.Onları önüne koydum ve abime açıklamaya koyuldum. "Abicim,çekiçlerle yapacağın resmin kabaca taslağını yapacaksın," dedim ve elimle kalemleri işaret ettim. "Kalemlerlede resmin ayrıntılı noktalarını çizeceksin."