Sat ile beraberr <3

Sat bana gerçekten çok iyi davranırdı ve beni kendi kulübesine davet etti.Lena ve Sat dışında kimseyle tanışmadım Artemis Avcıları'ndan ama onlar benle tanışmak istemiyor da olabilirdi.Aman boşver.Beni kabul edeceklerse böyle kabul etsinler.Değişemem.Neyse hemen kıyafetlerimi giydim gerçi hala annemim kutsaması vardı ama yine de üstümü değiştirdim ve takılarımı takıp kulübenin yolunu aldım.Kapıyı tıkladığımda kapıyı tanımadığım bir kız açtı ve açıkçası biraz ters baktı."Merhaba" dedim.Kız bana baktı sanki tanımaya çalışıyormuş gibi sonra "Sat,arkadaşın Thalia gelmiş." dedi.Adımı bilmişti.Heheyt işte ben buyum dedim ve hafifçe kıkırdadım.Sat geliyordu.

Sabah erkenden uyanmıştım. Çünkü Thalia'yı kulübemde ağırlayacaktım. Misafirime kulübemizi düzgün ve temiz göstermemiz gerekirdi. Biraz ortalığı toparladıktan sonra kapı çaldı. Kapıyı açmak üzere koşuştururken Pacely kapıyı açmıştı. O pek ortalıklarda gözükmezdi ama kamptaki herkesi tanırdı, her şeyi bilirdi. Onun intikam almaya çalıştığını biliyordum; ya annesinden ya da başka bir şeyden ama bir derdi vardı. Kapıyı açtı, Thalia içeri girer girmez Pacely de odasına doğru koşmaya başladı. Thalia'ya gülümsedim ve salona davet ettim. "Hoşgeldin Thalia. İçeri geçsene." dedim salona doğru ilerlerken. Oturduğumuzda da yapacak bir şey düşündüm ve her misafirime ikram ettiğim gibi ona bir kase kurabiye getirdim ve sehpaya koydum. Bir tanesini ısırırken Thalia'ya sordum. "Ee hayat nasıl? Kampa alışabildin mi?" diye sordum, Thalia'ya bakarak.

"Gerçekten güzel alıştım artık" dedim gülerek."Bu arada kurabiyeler harika" Güldü."Tabi yani sonuçta ben yaptım kurabiyeleri." dedi.Gülüştük.4 kız yanımıza gelip Sat'a "Biz okçuluk alanındayız,haberin olsun" deyip gittiler.Sonra da havadan sudan Artemis ve Afrodit'ten sonra diğer tanrılar hakkında konuştuk.
Hem öğreniyorduk hem eğleniyorduk. Bana okçulukla ilgili bir anısını anlatmaya başladı..."...

"Aslında pek bir şey olmadı.Sadece senin de bildiğin 2 tuhaf savaş oldu." dedim kurabiyeyi ağzıma atmadan önce.Kurabiyeler oldukça lezizdi."Evet oldukça tuhaftı...Neyse.Bana makyaj yapmak ister mi...Ah ne saçmalıyorum sen Afrodit kızısın elbet bana makyaj yapmak istersin" dedi ve arkasından kahkaha patlattı.Kahkahaya ben de katıldım.Çantamı atım ve makyaj malzemelerimi çıkardım.12 ruj,5 parlatıcı,8 rimel,4 far ve 15 tane oje."Zeus aşkına!Bütün bunları çantana nasıl sığdırmayı başardın Thay?""Hermes çocuklarına bana sihirli ve dibi olmayan ama aradığını her şekilde bulabileceğim bir sihirli çanta verirlerse onlara birilerini ayarlayacağımı hatta istedikleri 2 şeyi yapacağımı söyledim" dedim ve göz kırptım sonra.

Hermes çocukları bile aşk için bunları yapabiliyorlardı. Thay'ın yanında uçmuştum, makyaj yaptırtıyordum kendime. Sayamadığım kadar çok malzeme çıkardı çantasından. Gözlerim büyümüş bir şekilde makyaj malzemelerine bakarken Thay gelerek gözlerimi açmamı söyledi. "Hah, böyle dur. Rimel sürüyorum." diyince gülmeye başladım. Avcı olup da bu kadar süslenmek herkese nasip değildi, çok mutlu oluyordum Afrodit çocuklarıyla takılınca. Anna ve Lara, bana süslenmeyi öğretenlerdi. Gülümseyerek makyajı yapan Thay'e baktım. "Mükemmel sürüyorsun, bir milim bile kenara kaymıyor." dedim, çünkü gerçekten bir milimi bile görebilirdim. Simetri hastalığım dolayısıyla.

Ahah makyaj yapmak harika bir şey benim için.Sat da simetri hastası en küçük hatada bile söylenmesi gerekirdi ama ben kusursuz yapıyordum."İşte bitti" dedim gülerek. "Harika olmuş,teşekkürler Thay" dedi ona uzattığım aynaya bakarak."O senin harikalığın Sat" dedim ve gülüştük.Havadan sudan bahsetmeye koyulduk.Dedikodu bile yaptık.Bilmediğim çok şey varmış doğrusu.Sat her konuda bilgiliydi.Geometriden sanata her şeyi biliyordu.Eh hayatta daha az erkek demek daha çokk çalışmak gerek diye düşündüm.Erkek arkadaşı vardı gerçi ama neyse.."Sat kendine iyi bak görüşürüz" dedim ve çıkışa yöneldim."Görüşürüz Thay"

Sat bir şey eklemeyecekse RP BİTMİŞTİR.