Aldudaklar & Topkovanlar

Aldudaklar
- Summer K. Ramsey
- Helen Grace Wilson
- Alex Nike
- Alexis Kwon
- Julia Roberts
- Lucianna Fackrell

Topkovanlar
- Claire Angel Deeply
- Perseus Grace
- William Maxwell
- Kevin Least
- Alexis Lavinia Montgomery
- Katia Luna

Kurallar;
Bir A takımından biri, bir B takımından biri post yazacak.
A takımdaki kişiler 12 saat boyunca yazmazsa onun yerine B takımı yazabilecek. Yani B takımı iki defa yazmış olacak. Avantajda B takımda olacak böylece. Aynı kural B takımı için de geçerlidir.
Herhangi takımdan biri yazamassa onun yerine takım arkadaşı yazabilir. Bir takım üyesi tekrar yazmak için kendinden önce başka iki takım arkadaşının yazmasını beklemek zorundadır.
Değerlendirmeyi Athena yapacaktır.


Sıralama;
1)Helen Grace Wilson
2)Alexis Lavinia Montgomery
3)Alex Nike
4)Perseus Grace
5)Summer K. Ramsey
6)Kevin Least
7)Alexis Kwon
8)William Maxwell
9)Julia Roberts
10)Claire Angel Deeply
11)Lucianna Fackrell
12)Katia Luna

Her iki takımada başarılar dilerim. Maç başlasın.

Fazla yürümemize gerek kalmadan Voleybol Sahası'na ulaşmıştık. Önceden kararlaştırdığımız gibi bir voleybol maçı yapacaktık. Eğlenmek melezlerin de hakkıydı değil mi ? Hep görevden göreve koşacak değildik ya... Takımları çoktan belirlemiştik bile. Hatta zaman zaman Voleybol Sahası'na gelip antrenman yapmayı da ihmal etmemiştik. Onların, yani Topkovanlar'ın grubunda; Afrodit Kulübesi'nden Claire ile Katia, Hephaistos Kulübesi'nden Perseus, Athena Kulübesi'nden Willam, Dionysos Kulübesi'nden Kevin ve Hypnos Kulübesi'nden Alexis vardı. Bizde, yani Aldudaklar'da ise Artemis Avcıları'ndan Alexis, Hephaistos Çocukları'ndan Alex ile Julia, Athena Çocukları'ndan Lucy, Helen ve ben vardık. Hava, sanki özel olarak ayarlanmışçasına güzeldi. Güneş açmıştı ve pek rüzgar yoktu. Bu daha adil yarışmamızı sağlardı. İki takım da iddialıydı ve içimden bir ses maçın çok çekişmeli geçeceğini söylüyordu.

Takımlar önceden kararlaştırıldığı için maça başlamak için bir engelimiz yoktu. Tüm oyuncular sularını içip son hazırlıklarını yaptıktan sonra yerlerini aldı. Claire bize "Hazır mısınız ?" diye seslendi. Lucy hemen "Biz her zaman hazırız." dedi ve "Asıl sizi sormalı." diye de ekledi. Pers'ün "Biz de hazırız." deyip sırıtması üzerine ben de sırıtarak "O halde iyi olan kazansın." dedim. Artık maça başlayabilirdik. İlk olarak karşı takım başlıyordu. Atışı Claire yapacaktı. Topu eline aldı ve birkaç kez sektirdikten sonra servisini kullandı. Çok iyi bir atış yapmıştı doğrusu. Bu işin ehli olduğu belliydi. Ama bizim de kötü oynadığımız söylenemezdi. Lexi, kendisine doğru gelen topu hiç zorlanmadan karşılamayı başarmıştı. Alexis'in vuruşuna onunla adaş olan Hypnos kızı Alexis karşılık verdi. Çoğunlukla biraz uykulu dolaşan Alexis'in bugün bu kadar canlı olmasına şaşırmıştım. O sırada topun bana geldiğini fark ettim ve hemen karşıladım. Biraz sert bir atış yapmıştım. Topun çizginin dışına çıkacağını sandığım için ilk önce biraz korkarak nefesimi tuttum. Topkovanlar da topun çizginin dışına çıkacağını düşündükleri için olsa gerek topu karşılamaya çalışmamışlardı. Ama sonra top çizginin biraz gerisine düşünce bizim takımı bir rahatlama ve sevinç dalgası sararken Topkovanlar biraz şaşırmış ve topu karşılayamadıkları için üzülmüşlerdi. "İlk sayı bizim !" diye neşeyle bağırdı Julia. Evet, ilk sayı bizim olabilirdi ama bunun pek bir önemi yoktu. Ne de olsa maç daha yeni başlıyordu. Özellikle de maçı yapan kişiler birer melezse her an her şey olabilirdi.

İlk sayı karşı tarafındı. Ama bu pes edeceğimiz anlamına gelmiyordu. Servisi Summer kullandı, güzel atıştı doğrusu. İyi oynadığı belliydi. Ama bizim takımdakiler de iyiydi.
Gelen topu Pers karşıladı ama adaşım manşet olarak iade etti. Clair bana pas attı, ben de karşı tarafa yolladım.
Herkes çok iyi oynuyordu ama böyle giderse bu maç bitmeyecekti. Topun yere düştüğü yoktu resmen.
Bu sırada William topu dert bir vuruşla karşı tarafa gönderdi. Top ortalarındaki alana gittiği için Julia ile Alex atıldı ama çarpıştıkları için top yere düştü ve sayı bizdeydi. William "Evvet!" diye çığlık attı. Skor 1-1 olmuştu.
Sevincimizi kısa kestik, çünkü her an skor değişebilirdi. Bu nedenle arayı açınca sevinmek daha mantıklıydı.
Servisi ben kullandım. Topun saha dışına çıkacağını düşünüyordum ama öyle olmadı. Ortalarda bir yerlerde Summer karşıladı ve Alexis'e pas attı. O da bize gönderdi. Ucu ucuna da olsa Katia karşıladı. Fileye çarpıp o tarafa geçemeyeceğini düşünürken az farkla fileyi geçti ve sayı yine bizdeydi.
Sevinçle Katia'yla el çakıştık. Bir sayı bir sayıydı, her sayının önemi vardı. Deminki mantıklı düşünceyse çöpü boylamıştı. Anı yaşamak daha güzeldi!

2-1 olmuştuk ki buna göz yumamazdım. Alexis ve Katia el çırparlarken atış sırası bizdeydi. Ben servis kullanacaktım. Topu aldım, yerde bir iki kere sektirdikten sonra havaya fırlattım ve bütün gücümle vurdum. Top fileyi hatırı sayılır bir yükseklikten geçti. Kardeş Will zıplayarak topu bize geri fırlattı. Julia manşetle karşılık verdikten sonra, Claire parmak pası kullandı ve sahadan dışarı çıkmasına ramak kalan topu ben, manşetle geri gönderdim. Top son kez daha filenin üzerinde yükseldi Lucy en ortada olmanın verdiği rahatlıkla yükselen topa ulaşmak için zıpladı ve tüm hızıyla vurdu. Topkovanlar alçaktan ve hızla gelen topa bu sefer karşılık verememişlerdi. ''Harika, sayı bizim!'' diyerek zıpladım. 2-2 olmuştuk ve sıra Topkovanlar'daydı..

Topu elime aldım. Servisi ben kullanacaktım, uzun zamandır elime bir voleybol topu almamıştım bu yüzden biraz tereddütlüydüm fakat bunu başarabilirdim. Bir ayağımı geriye attıktan sonra topu havaya fırlattım ve vurdum. Aylardır demir işlemem sonunda meyvesini verdi ve çok hızlı bir şekilde topa vurdum. Karşı takımdaki kardeşim Alex manşet ile topu havaya kaldırdı. Ardından Summer koşarak topa doğru ilerledi ve zıplayıp tüm gücü ile vurdu. Bu vuruşu Claire karşıladı fakat top o kadar hızlı gelmişti ki Claire yere düştü. Hemen onu kaldırdım bu sırada oyun devam ediyordu. Alex'e çok kızgındım, Claire'ın düşmesine neden olmuştu. Top yüksekten geldiğinde hızla koştum ve çaktırmadan yüzüğümü hafif çevirerek topa vurdum. Top hızla karşı takımın sahasına düştü ve yerden kum kaldırdı. Bu sırada doğal olarak Alex isyan etti. "Güç kullanmak yok ! Varsa biz de kullanırız ! Bu olay çok iyi bir soruya sebep oldu "Güç kullanmak var mıydı ?" Herkes cevap vermesi için yanındakine bakıyordu.

Bizim takımda düzen olduğu fazla söylenemezdi. Herkes her topa atlıyordu. Galiba bunu Claire'de fark etmişti ki Aldudaklar sayıyı bulduktan sonra Claire hepimizi topladı ve görev dağılımını, nerelerde durmamız gerektiğini hızlıca anlattı.Anlattığına göre Will,ben ve Katia arkada olacaktık. Perseus ve Claire ise filenin önünde oynayacaklardı. Alex ise servisi karşılayacaktı.İşte planımız buydu..

Aldudaklar servisi kullandıklarında planımız başlamıştı.Alex topu harika bir şekilde karşılamıştı.Artık sıra filenin önündeki arkadaşlarımızdaydı.Claire topu hemen Perseus'a yollamıştı. Perseus zaten kardeşine biraz sinirliydi.Bu sinirle topa çok hızlı bir şekilde vurdu ve top yandan çizginin yanından dışarı çıktı. Çok iyi oynamıştık ama Perseus topu dışarı atmıştı.Ama bizim takımın durumu fazla önemsediği yoktu.Herkes Perseus'u ittirerek şakalar yapıyordu.Bizim amacımız maçı kazanmak değil eğlenmekti.Sanki Perseus üzgündü ve kazanmayı çok istiyordu.Claire ona yaklaşarak " Eğlenirsen Kazanırsın " dedi ve Perseus gülümsemeye başladı. Artık takım olarak eğlenmeyi düşünüyorduk.Aklımdan bunlar geçerken servisi kullandılar . Top direk benim üstüme geliyordu. Çok ilginç bir şekilde " Will sana yolluyorum " dedim . Will'de şaşırmış olmalı ki fileye ilginç bir şekilde yürüyordu.Topu Will'e yolladım ve Will topu karşı tarafa yolladı. Dahada ilginç bir şey oldu.Will sayı yapmıştı . Hemen Will'i tebrik etmeye başladık.Topu bize yolladıkları zaman servisi kullanmaya Katia geçmişti.

Topkovanların son sayısıyla takım olarak, biraz gerginleşmiştik. Hepimiz Sum'a bakıyorduk, ne de olsa takım kaptanımızdı. Sum bize parmaklarıyla 'değişme' işareti yaptı. Hepimiz bunun ne demek olduğunu biliyorduk; diğer plana geçecektik. Ne de olsa takımımızda üç tane Athena kızı vardı. Her durumu hesaplayıp ona göre strateji belirlemiştik. Katia daha servisi atmadan yeni yerlerimize yerleşmiştik. Katia'nın servisini Alex karşılamıştı. Sonra Lucy'e pas attı ve Lucy de zıplayarak karşıya gönderdi. Gerçekten güzel bir oyun sergilediğimizi düşünürken Pers hızla topu benim olduğum tarafa gönderiyordu. Top aşağıdan geliyordu ve tam yere düşecekti ki topa doğru koştum ve yerde sürünerek manşet attım. Helen hemen arkamdan kurtardığım topa smaç bastı ve karşı tarafa yolladı. Bizim takımdan sevinç sesleri geliyordu ama ben hala yüzükoyun yattığımdan onlara katılamıyordum. Kalktığımda kollarım ve dizimin biraz sıyrıldığını fark ettim. Sum yanıma geldi ve "İyi misin Lexi, istersen biraz dinlen ?" dedi ve ben de "İyiyim Sum gerek yok, ufacık bir sıyrık işte." dedim ve güldüm. Pek tatmin olmuşa benzemiyordu ama o da gülerek karşılık verdi ve yerine geçti. Bu son sayıdan sonra hepimizin morali yükselmişti ve şimdi daha hazırdık. Kendimi toparladıktan sonra ben de yerimi aldım ve Helen servis için topu Julia'ya verdi.

Voleybol maçı çok çekişmeli ilerliyordu. İki takımda birbirine karşı çok sert ve güçlü bir performans sergiliyordu. Maç başladığından beri bir sayı yapabilmiştim. Aldudaklar takımı ani bir taktik değişikliğiyle bizi şaşırtmış, süpriz faktörünün etkisiyle sayı yapmayı başarmıştı. Servis sırası onlardaydı. Julia sert bir şekilde servis kullandı. Top hızla bizim alanın ortasına geldiğinde Claire hafifçe dokunarak yavaşlamasını sağladı. Pers havaya sıçrayıp smaç bastı top filenin öbür tarafına doğru hızla gitti. Üç Aldudak oyuncusunun tam ortasına giden topa hamle yapan Summ ve Helen çarpıştılar. Ancak yinede Summ topa vurmayı başarmıştı. Alex yere çok yakın düşen topu havalandırmak için ayağıyla orta kuvvetle vurduktan sonra yükselen topa acımasız bir şekilde vurarak bizim tarafa yönlendiren Helen oldu. Gelen topu karşılamakta oldukça başarılı olan Kevin topu yavaşlatıp bize atak imkanı sunmuştu. Top havada süzülürken Pers'e ufak bir göz işareti yaptım. İşaretimi alan Pers sağ taraftan zıplayarak topa vuracakmış gibi kolunu kaldırdı ancak topa asıl vuran kişi sol taraftan sıçrayan bendim karşı taraf şaşkınlıktan topu karşılama amacıyla yanlış yöne zıpladığı için bir sayı daha yapmıştık. Maçtaki ikinci sayımı yapmanın gururuyla arkadaşlarıma sarıldım. Aldudaklar kızgın bir şekilde topu bize yolladı. Servisi kullanması için kardeşim. Claire'ye verdiğimde ikimizde mutluluktan gülümsüyorduk.

Voleybol maçı gerçekten son hızıyla çekişmeli bir mücadele ile devam ediyordu.Ama karşı taraf iyi oynasa da biz de iyi oynuyorduk.Hızlı bir hamle ile topu attım ve filenin öbür ucuna geçti.Tabii Claire hemen yanıt verdi.Sürekli atıyorduk.Son atışı çok hızlı gelmişti ki yetişemedim.Ama neyse ki Summ imdadıma yetişti ve beni itekleyerek tek hamlede topu attı.Güzel atıştı doğrusu.Ama tabii sayı olmamıştı.Perseus karşılık vermişti.Top geldiği anda bir hamleyle topu kendime çektim ve Alex'e pas verdim.Alex de boş durmadı ve çok hızlı bir şekilde topa vurdu.Ve sayı olmuştu.Biz asayı yapmanın heyecanı ile karşı takımla dalga geçmeye kadar gelmiştik.Karşı taraf ise sinir küpüne dönmüş idi.Tabii onlar sayı yaptığında ise biz sinir küpüne dönüşüyorduk.Ama Claire'e dönüp zafer işareti yaptım o ise sadece bana kızgın bakıyordu.Arkadaşta olsak şu an bir maçın içindeydik.Şimdi Claire'nin servisini bekliyorduk...

Kılıç kullanmakta olduğum kadar olmasa da voleybolda iddialıydım. Takımımız Aldudaklar'ın bu maçı alacağına da inanıyordum; her şeyden önce bizim ismimiz yeterdi! Takımları öylesine oluşturmuştuk ve bu maçı zevkine yapıyorduk ama benim içimdeki dizginlenemez hırs yine de rahat durmuyordu. Tüm Aldudak oyuncularının mazisinde voleybolla içli dışlı olduğu anıları bulunmaktaydı, hiçbirimiz voleybol topunu ilk kez elimize almıyorduk. Buna ek olarak takımdaki altı kişinin benim de dahil olduğum beşi yarı-tanrıydı ve Alexis de ölümsüz bir Artemis avcısı olmanın avantajlarını sonuna kadar kullanmaktaydı. Sorunların başlangıç noktasına gelecek olursak; Karşı taraf, yani Topkovanlar da tanrı kanına sahipti. Melezlerin oluşturduğu iki takımın maç yapması, bana hep uzaylıların dünyayı istila etmesi tarzında bir olay gibi gelirdi. Birkaç ay önce yaptığımız maçın tatlı anısı hala aklımdaydı. En azından bu sefer diğerlerine üstünlük sağlayacak özel güçlerimizi kullanmıyorduk. Yani, hile yapmak kanımda olduğundan tabii ki zihin gücümün getirilerinden zaman zaman faydalanıyordum ama karşı takımdaki bir oyuncunun zihnine emir mesajı gönderdiğim veya onlara zihinsel acı çektirdiğim yoktu.

Skor 21-20 olmuştu ve biz, yenilen taraftaydık. Servis atma sırası kardeşim Helen'deydi. Maçın kaderi, en azından ilk partın nasıl sonuçlanacağı, onun atışının sonucunda belli olacaktı. Kendisini heyecanlandırmak istemediğimden hiçbir şey söylemedim, benim ne kadar hırslanmış olduğumu fark ederse strese girebilirdi. Takım kaptanımız Summ da yenileceğimize dair bir telaş duyuyormuş gibiydi ama Helen'e bir şey belli etmemeye benim gibi kararlıydı. Helen asrın en iyi voleybolcusunun bile 'mükemmel' olarak nitelendireceği bir atışla topu karşı takıma gönderdi. Karşılayan kişi topu derhal Hypnos kızı Alexis'e gönderen Claire oldu. Claire'e voleybolda iyi olduğu için biraz kıl olmaya başlamıştım. Alexis'ten sonra topu karşılayan kişi Pers oldu ve hızlı bir şekilde onu bizim tarafımıza gönderdi. Hephaistos oğlu Alex'i hazırlıksız yakalamak, Zeus'un bile başaramayacağı bir işti. Alex topu beceriklice karşılayıp Julia'ya yolladı. Onun ardından sıra bana geldi. Güzel bir şekilde karşıya pas attım. Karşı takım topu bize göndermeden önce takımın en önüne geçip ellerimle 3. plana geçtiğimizi işaret ettim. Diğer takımın hiçbir üyesi bel hizamda hareket ettirdiğim parmakları görme imkanına sahip olmamıştı. Bizim takım ışık hızında yer değiştirirken aklımdaki tek düşünce, bir an önce sayı yapmamız gerektiğiydi.

1 sayı fark ile biz öneydik. Ama heran herşey olabilirdi. Bu yüzden kazanma havasında değildik. Aldudaklar çok hırslıydı ama bizde de hırs vardı. Top atma sırası bizdeyken Claire yanıma geldi ve '' Kat topu atma sırası sende'' diyiverdi. Ona atamıyacağımı söylesemde buna aldırmadı. ve atmaya hazırlanmaya başladım. Ya atamasaydım? Atamam demek beraberlik demekti ve biz kaybetmek istemiyordum. En iyi atışımı yapmak için pozusyonumu aldım ve attım. Lucy çok iyi ve hızlı bir şekilde karşıladı. Daha attığımı anlamadan top sahama düştü ve sayı kazandılar. Aldudaklar sevinç içindeydiler. Ama daha maç bitmemişti. Beraberlik vardı. Atış sırası onlardaydı. Ve Lucy attı. Ben karşıladım ve çizgiye düştü. Hepimiz merak içinde sayımı olacağıı yoksa onlara mı sayı geçeceğini sabırla bekliyorduk. Çünkü maç bitmişti. Bu atış herşeyi belirliyecekti.

Hakemin kararını sabırlıkla bekliyorduk. Aldudaklar hırslı bir şekilde aralarında sayı olup olmadığını tartışıyorlardı. Hepimiz merak içinde hakemin kararını bekliyorduk...

Harika, attığımız top dışarıdaydı. Eğer Topkovanlar bir sayı daha yaparlarsa bu seti onlar alacaktı. Claire eline topu aldı ve derim bir nefesten sonra servisini kullandı. O anda sanki her şey ağır çekimde gibiydi. Topun havada oluşturduğu akımı görüyordum resmen. Heyecandan olmalıydı. Sonra birden her şey hızlandı. Top son süratle üzerime doğru gelmeye başladı. Bir an afallasam da topu Helen'e çevirmeyi başardım. Ama yamuk atmıştım. Helen biraz zorlanarak topu onların sahasına doğru attı. Ama maalesef top filenin ucuna çarpıp bizim sahamıza geri düştü. Bunun anlamı ilk seti Topkovanlar'ın almış olduğuydu. Onların sevinç gösterilerini izlerken içimi bir hırs kaplıyordu. Tamam, belki bu seti onlar almış olabilirlerdi ama maç hala devam ediyordu ve bizim kaybetmeye hiç niyetimiz yoktu. İkinci seti kesinlikle biz kazanacaktık, başka şansımız yoktu.

İlk set sona erince biraz dinlenmek için küçük bir mola verdik. Sularımızı içip yeteri kadar dinlendikten sonra tekrar yerlerimizi aldık. Nerissa topu eline alıp bizim sahamıza gönderdi. Böylece maç tekrar başlamış oldu. Tüm dikkatim topun üzerindeydi. Gözlerimle topu takip edince topun Lucy'ye geldiğini gördüm. Lucy topa öyle bir vuruş yaptı ki Topkovanlar'ın bu atışı karşılamalarına imkan yoktu. Anlaşılan Lucy de benim gibi hırs yapmıştı. Dolayısıyla ilk sayı bizim oldu. Sıradaki vuruş için Lexi topu eline aldı. O da çok iyi bir vuruş yapmıştı. Ancak Topkovanlar Lucy'den tecrübeli oldukları ve ilk şaşkınlıklarını üzerlerinden attıkları için Lexi'nin yolladığı topu karşılamayı başardılar. Top bu sefer Alex'e gelmişti. Alex topu Juliet'e pasladı. Juliet de Helen'e. Helen topu karşı sahaya fırlattı. William, kendisine gelen topu Pers'e attı. Pers ise topu Alexis'e gönderdi. Alexis, topu bizim sahamıza göndermeyi başarmıştı ancak ikileme yaptığı için bu sayıyı da biz almıştık. İki sayı kazanmıştık, sanırım bu iyi bir başlangıç yaptığımız anlamına geliyordu.