Kamptan kaçıp Los Angeles'a gitmiştim. New York beni tanıdığı için oranın sınırından dahi geçemezdim. Los Angeles'tan yeni bir telefon alıp kamp dışında bir yere gidecek ve annemi arayıp hal hatır soracaktım. Eski telefonumun aksine bu telefon gerçekten de güzeldi. Ne yazıkki istemediğim birşey yapmıştım ve telefonu dükkanda yangın çıkararak çalmıştım. Yangını ben ortadan kaybolunca düzeltsemde dükkanın hali vahimdi. Üzüle üzüle oradan uzaklaşmıştım ve hafıza kartını telefona yerleştirmiştim. Geriye kalan aramaları ormanda yapmayı oldukça uygun görmüştüm. Orman, ne kadar korkutucu, ürpertici ve tehlikeli olsada ben bunu göz önüne alarak ormana gitmiştim. Çevremde büyükçe bir çalı gördüm ve hemen içine girdim. Çalının içine girer girmez annemi aradım ve konuşmaya başladım. Söyleyeceklerimin ağzımdan daha ilk harfi çıkmadan telefon çekmemeye başladı. Yinede kontör gittiği için sinirimden çıldırıyordum. Bir anda arkamda hırlayan birşey farkettim. "Zeus, biliyorum ki orda beni öldürmek için plan yapıyor olabilirsin ama lütfen şu an başıma birşey gelmesin. Gelirse Olimposa gider ve evini basarım. Bundan emin ol!" diye söyleniyordum içimden. Arkamı döner dönmez zırh giymiş ejder kafalı bir yaratık gördüm. Silahımın olmaması ve zırhımı giymemem gerçekten çok kötü idi. Canavar arkamdan bana bakıyordu ve suratıma kükreyerek salyalarını saçıyordu. "Saldırdığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar saldırınız." dedim ve demem ile ağaca kaçmam bir oldu. Sağ ve sol taraflarımdan bu yaratığa benzer yaratıklar gelmeye başladı. Ağaca süratle atladım ve gövdesinden tepesine tırmanmaya başladım. Tepesine tırmanınca yaratıklardan ikisi büyük ağacı gövdesinden tutarak kökünü çıkardılar. Ağaç, şu an 2 yaratığın da ellerinde idi. Hızla ağaçtan bir yaratığın üstüne atladım ve yaratık ile beraber düştük. Yaratığın üstüne beton etkisi ile atlamam yaratığı öldürmüş olabilirdi ama karnım felaket derecede acıyordu. Yaratık bir anda gözlerini açınca korkudan bağırdım ve koşmaya başladım. Bu durumda yetenek kullanmam biraz korkaklığa kaçabilirdi ve bunu bir melez görürse kamptaki ihtişamım bitebilirdi. Düşüncelerimden bir an sıyrılınca yaratıkların tam arkamda olduklarını gördüm. Sağa doğru dönerek bi ağaca doğru koştum. Bana yetişmek üzere olan canavarları görünce hemen sola döndüm ve depar hızında koşmaya başladım. Canavarların hepsi ağaca çarpmıştı ve çığlık atıyorlardı. Yine bana yetişmeden önce Thalia Ağacından Melez Kampı'na geldim. Telefonum, bütün bu kargaşa içinde paramparça olmuştu.