| Büyü Öğrenmem Gerekiyor | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Elena Martin Hephaistos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 445 Kayıt tarihi : 21/11/10
| Konu: Büyü Öğrenmem Gerekiyor Ptsi Ocak 24, 2011 8:11 am | |
| Odamda yalnız başıma oturuyordum. Aklımdan abimleri delirtecek bir şeyler düşünüyordum. Çünkü hem onlarla uğraşmasını seviyordum hem de onlara günlerini göstermek istiyordum. Her fırsatta beni deli ediyorlardı. Şimdi sıra bendeydi. Uzun bir süre düşündükten sonra aklıma bir fikir geldi. Kirke'ye gidip ondan bana büyü öğretmesini isteyecektim. İstediğim büyü, abimlere her istediğimi yaptırabilmekti. Bunu başarabilirsem çok komik olurdu. Yüzümdeki kocaman tebessümle dolabıma gittim ve üzerime rahat bir şeyler giydim. Sonra aynanın karşısına geçtim ve saçımı taradım. Kendime bir çanta aldım ve içine gereken eşyaları koydum. Her şey hazır olunca odamdan çıktım ve aşağıya indim. Orada abim Alex'i bana bakarken gördüm. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu. Ona nereye gideceğimi söylemem gerekiyordu çünkü söylemezsem beni asla bırakmazdı. Yalan da söyleyemezdim. Hemen anlardı. Mecburi "Kirke Kaplıcalarına." dedim. Şaşırarak "Neden?" diye sordu. Sertçe "Seni hiç ilgilendirmez." dedim. Abim "Ben de geliyorum." dedi. Ah, süper! Bir bu eksiki. | |
|
| |
Alex Nike Hephaistos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 703 Kayıt tarihi : 20/11/10
| Konu: Geri: Büyü Öğrenmem Gerekiyor Ptsi Ocak 24, 2011 11:46 am | |
| Nereye gideceğimizi hiç ama hiç bilmesemde onunla gelmek ve onun başını beladan korumak benim abilik görevimdi. Aahh! Bir erkek arkadaş desin, onu öldürecektim. Umarım başkasının kulübesine gitmiyorduk. Elena'nın bir işler çevirdiği her halinden belli olsada ona güvenemiyordum. Diğer küçükler ile ilgilenmenin yanı sıra bu koca bebeğe bakmam gerekiyordu. Bana verilen en büyük ceza bu idi. Gerçi onu ne kadar sevsemde o ilelebet sersem davranacak ve beni sinir etmeye çalışacaktı. Kız abisi olmanın marifetleri bu idi! Hızla çantama birkaç meyve attım ve alet kemerimi 2 omzumdan da çapraz olacak biçimde sırtımdan karnıma doğru doladım. Birsürü şey almıştm ama o kadar çok savaştan her kim çıksa bu kadar güçlü olabilirdi elbet. Elena, benim hazırlanmak üzere olduğumu görmüş ve hızla kulübeden çıkmıştı bile. Ayak adımlarının hızına yetişmek istesemde bu olanaksız olabilirdi. "Topuklular ile gitmeye devam et Aynştayn!" diye bağırmam ile topuklularını giydiğini hatırladı. Hızla geri döndü ve dönerken de "Gıcığın tekisin!" demeye koyuldu. Elbet onu sinir etmek de benim abilik vazifemdi. Şimdi hangi görev botumu giysem diye kara kara düşünecekti. İyi ki Julia gitmişti. Yoksa o olsa bana çektirmeyecek şeyleri yoktu.
"Artık gelsen, donduk! Hava buz gibi ve ayaz var!" diye bağırıp duruyordum ama Elena bunu umursamadan dışarı çıkıyor, içeri giriyor ve botlarını değiştiriyordu. "Keşke topuklu ile gitseydik de onun bu işkencesinden kurtulsaydık." diyordum içimden durmadan. Sonunda mor botunu giydi. İçeri adımını atmadan kolundan tuttuğu gibi dışarı çıkardım. "Yeter artık! Gidiyoruz. Her nereye gidiyorsak oraya işte. Sahi nereye gidiyoruz biz?" dedim. Omuzlarını havalı havalı silkti. Bir Hephaistos Evladı'na hiç yakışmayacak hareketler yapması beni oldukça sinir etmekle beraber ölesiye çileden çıkarıyordu. Sinir hastalığımın olmadığına bazen seviniyordum bu yüzden.
Thalia Ağacı'na yakınlaştığımızı gördüğümde derin bir "Ohhh..." çektim. Onun erkek arkadaşı ile buluşmayacak, bir maceraya atılarak birilerinin kafalarını koparacaklardı. Alet kemerimden birkaç boru çıkardım ve onlardan gemi yapmaya koyuldum. Bir yandan da yanımdaki ukala kızı dinlemeye çalışıyor, ama elimdeki gemiyi tamamlamak için bütün kafamı oraya veriyordum. Gözlerim, aynı noktaya baktığı için baktığım her yer bu gri boruların karşıtı olan beyazı gösteriyordu ve gözüm bozulmaya başlıyordu. "Uzak değil ya gideceğimiz yer?" dedim sinirli bir tavırla. Ayaklarıma her ne kadar birşey olmasa da yürüyorduk. Keşke Pegasusları alsaydık. | |
|
| |
Elena Martin Hephaistos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 445 Kayıt tarihi : 21/11/10
| Konu: Geri: Büyü Öğrenmem Gerekiyor Salı Ocak 25, 2011 9:10 am | |
| Abimi oyalamaya çalışıyordum. Çünkü o benimle gelemezdi. Bu bütün planımı bozardı. Ancak abim vazgeçmiyor ve benimle geliyordu. Beraber Thalia Ağacına gittik. Kamptan çıktık ve hala yürümeye devam ettik. En sonunda dayanamadım ve "Abi lütfen bırak beni gideyim." dedim ama Alex sadece güldü ve yürümeye devam etti. Anlaşıldı beraber gidecektik. Islık çaldım. Pegasusum Troya çok geçmeden yanıma geldi. Onu okşadıktan sonra üzerine bindim. Abim bana şaşkın bir ifadeylle baktı ve "Pegasusla gideceğimizi niye daha önce söylemedin?" dedi. Sonra da kendi pegasusunu çağırdı. Wendy geldiğinde pegasusumla uçmaya başladım. Abim Wendy'nin üzerine bindi ve hemen havalanarak peşimden geldi. Kirke kaplıcalarına doğru uçuyorduk. Abim hala hem gemi yapıyordu hem de nereye gideceğimizi soruyordu. Uzun bir süre sonra kaplıcayı gördüm. Aşağıya doğru inmeye başladık. Kaplıcaya vardığımızda pegasusumdan indim ve onu geri yolladım. Abim de pegasusundan indiğinde "Kirke Kaplıcalarında ne işimiz var?" diye sordu. Bu soruya cevap veremeden Kirke'nin asistanlarından biri geldi ve "Merhaba!" dedi. "Selam, Kirke'yle görüşmek istiyorum." dedim. Asistan beni süsdükten sonra "Beni takip edin." dedin. Abimle birlikte kadının peşinden gitmeye başladık. | |
|
| |
Alex Nike Hephaistos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 703 Kayıt tarihi : 20/11/10
| Konu: Geri: Büyü Öğrenmem Gerekiyor Salı Ocak 25, 2011 11:46 am | |
| Kaplıcalara gelmiştik. Burayı duymuştum ama kime ait olduğunu bilmiyordum. Umarım başımızı belaya sokmazdık. Bir kadın, yanımıza geldikten sonra bize selam verdi. Elena atılarak "Selam, Kirke'yle görüşmek istiyorum." demişti. Kirke de kimdi? Ne yapacaktı bize? Onu öldürebilir miydim? Arjantin-Brezilya maçı kaç kaç bitecekti? Bütün bunlar cevaplanması gereken sorulardı. Önümde Elena, Elena'nın da önünde o kadın vardı. Bizi biryere götürdüğü kesindi. Bu sıcak yerde termometre olmaması bayağı derecede kötü olmuştu. Sıcağa karşı dayanıklı olsamda aşırı derecede sıcaktı burası. Ağzımdan "Yanıyorum. Yanıyor musun?" diye başlayan şarkıyı söylemeye başladım. Elena, önümde kikir kikir gülüyor, kadın da durmadan arkasını dönüp bana bakıp duruyordu. Önüme bakmadan yürüdüğüm halde hiç dengemi kaybetmemem ve havamı korumam iyi olmuştu. Ellerim ile yolculuktan beri yaptığım gemi bitmişti. Oldukça güzel bir Titanik örneği olmuştu. Kapılıca suyuna bunu bırakmam ile kanatları açılan geminin pervanesi de arkadan suyu ittiriyordu ve gemi yavaş yavaş havalanıyordu.
Geminin tam anlamı ile göğe ulaşması ile yok olması bir oldu. Sinirle bunu yapanı öğrenmek için sağa sola baktım. Önümüzde garip bir insan duruyordu. İnsan olduğundan bile emin olmadığım bu canlının ismini bilmediğimi fark etmiştim. Elena ve o kadın hemen eğildi. Benim eğilmediğimi görünce el kol hareketleri yaptı. "Ben, Hephaistos dışında kimsenin karşısında eğilemem dostum." dedim gülerek. Bu kişinin cin olabileceği kanaatinde idim. Aksi takdirde o gemiyi kolay kolay yok edemezdi. "Eee... Söyle bakalım. İn misin? Cin misin? Nesin sen?" | |
|
| |
Elena Martin Hephaistos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 445 Kayıt tarihi : 21/11/10
| Konu: Geri: Büyü Öğrenmem Gerekiyor Çarş. Ocak 26, 2011 12:20 am | |
| Abim Kirke'yi sinirlendiriyordu. Onun sinirlenmemesi gerekiyordu yoksa bana istediğim büyüyü öğretmezdi. Abimin sorusuna Kirke "Büyücüyüm asi çocuk. " diye cevap verdi. Abim bana döndü ve "Bizim büyücüyle ne işimiz var?" diye sordu. Kirke'ye bakarak "Bir büyü öğrenmem gerekiyor. Kirke istediğim büyüyü bana öğretir misin?" diye sordum. Kirke biraz düşündükten sonra "Benimle gel. Asistan sen bu asi çocukla ilgilen." dedi. Bu duruma abim çok sinirlendi. "Bir dakika, kardeşimi senle yalnız bırakamam." dedi. Çok öfkeliydi. Abime baktım ve gülümseyerek "Beni merak etme. Kendi başıma halldebilirim. Sen ölmemeye çalış yeter." dedim. Sonra da Kirke'nin yanına gittim. Beraber büyük bir eve doğru yürümeye başladık. İçimden abimin peşimizden gelip olay çıkarmaması için babama dua ediyordum. | |
|
| |
Alex Nike Hephaistos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 703 Kayıt tarihi : 20/11/10
| Konu: Geri: Büyü Öğrenmem Gerekiyor Paz Ocak 30, 2011 11:42 pm | |
| Burda durmak uykumu her ne kadar getirsede Elena'yı düşünerek ayakta uyuyamıyordum. O büyücü bozuntusunun yanında ne yaptığını çok merak ediyordum ve içimi yiyordum. Yanımdaki sekreter peşimden ayrılmıyordu. Robot olmasından şüpheli idim. "Sen robot musun?" diye sormam üzerine hafif bir gülümseme ile "Elbette hayır efendim." dedi. Ona birkaç drahmi vererek kardeşimin yanına gidebilirdim. "Al şu 10 drahmiyi ve beni kardeşimin yanına götür." dedim. Kafasını hızlıca aşağı yukarı salladı ve beni Büyücü'nün yanına götürmeye başladı. Kapıyı açar açmaz o büyücünün kardeşimin ellerini tutup birşey öğrettiğini gördüm. Elena beni görünce telaşa kapılmış ve elini yavaş oynatmıştı. "Onu buraya getirmemeni söylememiş miydim sana?" demişti. "Bırak kardeşimin elini cinci hoca. Ben senin kız kardeşinin elini tuttummu? Sen neden tutuyorsun?" dedim. "Aaahhh! Alex buraya neden geldiğimiz hakkında hiçbir fikrin yok değil mi?" diye sordu. "Söylemedin ki bilelim!" dedim kızgın bir ifade ile. "Bay Kirke bana büyü öğretecekti!" dedi. "Bana söyleseydin bende sana Ateş'i öğretirdim!" diye bağırdım. "Aaah! Hephaistos'un Çocukları çok kavgacı oluyor. Aynı Ares Çocukları gibi." dedi. | |
|
| |
Elena Martin Hephaistos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 445 Kayıt tarihi : 21/11/10
| Konu: Geri: Büyü Öğrenmem Gerekiyor Ptsi Ocak 31, 2011 6:03 am | |
| Kirke bana büyü öğretmeyi kabul etti ve işe başladı. Onun her dediğini yapıyordum. Konsantre olup bütün gücümü harcıyordum. Bir şeyler yapabilmeye başladığımı hissediyordum. Bayağı şey öğrendim ama sonuna gelemeden abim içeriye daldı. Kirke 'yle abim szle atışmaya başladı. Çok geçmeden abim ile Kirke kavgaya tutuştu. Alex bana "Gidiyoruz." dedi. Yüzündeki ifadeye bakılacak olursak itiraz etmemem daha hayırlıydı. Sustum ve abimin yanına gittim. Beraber tam odadan çıkacaktık ki Kirke "Durun bakalım. Hiçbir erkek benim yanımda zorbalık yapamaz." dedi. Bunun üzerie Alex daha da sinirlendi. Çok büyük olaylar çıkacağını hissediyordum. Onları durdurmam gerekiyordu. Alex'e sakin olmasını söyledim ama beni dinlemedi ve Kirke'ye "Yaparsam ne olur?" diye sordu. Bunu alayla sinir karışımı bir şekilde söylemişti ve bundan hiç hoşlanmadım. Kirke gülmeye başladı. Neye güldüğünü bilmyordum ama bu olayları yatıştırmıyor aksine daha da şiddetlendiriyordu. | |
|
| |
Alex Nike Hephaistos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 703 Kayıt tarihi : 20/11/10
| Konu: Geri: Büyü Öğrenmem Gerekiyor Ptsi Ocak 31, 2011 8:20 am | |
| Bana kafa tutan bu büyücü bozuntusu hayatında yapmış olacak en büyük hatayı şu an işliyordu. Onu, babamın yaptığı kılıç ile yenebilirdim. Ona karşı yeteneklerimi kullanmadan bile onu yere serebilirdim. Bütün bunları yapacağımdan adım gibi emindim. Hızla belimin sağ tarafında duran kılıfındaki kılıcımı çektim. Elena, bu yaptıklarıma anlam veremediğini suratından belli ediyordu. "Alex! Seninle gideceğim. Artık bıraksana olay çıkarmayı!" demişti ama ben başladığım işi bitirmeden asla birşey yapmazdım. "Bu büyücü bozuntusu kaşınıyor. Onu kaşıyacak birçok silahım var." dedim. Ona karşı yeteneklerimi kullanmamayı her ne kadar istesemde kullanacaktım. Gerçi bir büyücüye karşı kılıç ile birşey yapamazdım. Gözlerimi uzun süre kapadım ve bir anda açar açmaz sırtımdan Ateş'ten Ejderha kafaları çıkmaya başladı. Karnım ve göğsüm bacaklarıma kadar bir Aslan kafası oldu ve kollarım bir yılana dönüştü. Hayvanlar alemini sadece 1 vücuda sığdırmama sekreter ve büyücü şaşmıştı. "Evet büyücü. Göster marifetlerini. Seni nasıl olsa yeneceğim ama sen yinede göster ve haline şükret. Henüz büyük silahımı görmedin bile." dedim. Ardından Ateş'ten hayvanlarda oluşan vücudumdaki Ateş kayboldu. Bunu ben yapmıştım. Şimdi onu kılıcım ile yeneceğimden emindim.
Hala ellerimde duran kılıcı elimde döndürmeye başladım. "Asi çocuk hazretleri, üstüme mi uçacaklar?" diye sordu. "Gerekirse üstüne çok şey çıkacak büyücü ama şu an sadece kılıcım ile yetinmeyi tercih ediyorum." sözümü bitirir bitirmez sol omzumdaki dövme ile oynamaya başladım. Büyücü'nün marifetlerini görmeyi çok istiyordum. Bir anda büyücü, elini havaya kaldırdı ve kılıcım havalandı. Ardından bıraktı ve kılıç başımın üstüne düşmeye başladı. Keskin ucu, kafama doğru bakıyordu. Saf büyücü benim baştan beri bir "Ateş Ruhu" konumunda olduğumu bile bilmiyordu. Odasının kapısında duran küçücük bir Ateş kıvılcımlandı ve ben Ateş'in olduğu yerde durdum. Kafasına kılıcımın düştüğü şeyin bir ilizyon olduğunu öğrenen büyücü biraz sinirlenmişe benziyordu. Ağır adımlar ile yürüyüp kılıcımı yerden aldıktan sonra kılıfına takmam ile "Sana büyü öğretecek büyücü üçkaatçılığa çok yatkın. Ondan ne öğreneceğini söyler misin bana?" dedim. Cevabını büyük bir merakla bekliyordum. | |
|
| |
Elena Martin Hephaistos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 445 Kayıt tarihi : 21/11/10
| Konu: Geri: Büyü Öğrenmem Gerekiyor Perş. Şub. 10, 2011 6:48 am | |
| Alex Kirke'ye karşı birkaç numara yaptı. Sonra yerde duran kılıcını aldı ve "Sana büyü öğretecek büyücü üçkaatçılığa çok yatkın. Ondan ne öğreneceğini söyler misin bana?" dedi. Ona bir bakış attıktan sonra "Boşver, hadi gidelim." dedim. Abime her şeyi söylemek istemiyordum. Eğer söylersem her şey daha kötü olacaktı. Geldiğimiz yöne doğru yürümeye başladım. Buradan hemen gitmeliydim. Yolda ıslık alarak pegasusumu çağırdım. Abim arkamdan bana sesleniyordu ama ben bir şey söylemiyordum. Ayak sesleri duymaya başladım. Belli ki Alex bana yetişmek için koşuyordu. Kısa br süre sonra yetişti ve kolumdan tuttup arkama döndürttü. "Bırak kolumu." dedim. Alex tam bir şey diyecekken Troya geldi. Hemen abimin elinden kurtuldum ve Troya'nın üzerine bindim. Pegasususm ben biner binmez uçmaya başladı. Alex hemen kendi pegasusunu çağordı ve Wendy gelince benim peşime düştü.Kaplıcadan ayrıldık. Abimin kampa varınca bana güzel bir nutuk çekeceğini biliyordum. Bunun için kafamdan bahaneler üretmeye başladım.
Rp Bitmiştir! | |
|
| |
| Büyü Öğrenmem Gerekiyor | |
|