Canım bugün çok sıkılıyordu.İyi bir kahvaltıda yapmamıştım.Yani açtım.Ama tarlalardan meyve aşırırsam belki de açlığım giderdi.Olabilir neden olmasın?Zamanında yapmadık değil.Tarlalara doğru yol alırken meyvelerin tadını hissetmeye başlamıştım bile.Sadece ağzımda o müthiş tadı yoktu.Ama o tada çok yakında kavuşacaktım.O güzel meyveleri karnımda hissedecektim.
Tarlalara ulaştığımda önümde neredeyse 100’lerce meyve ağacı sırayla dizilmişti.Yerler ve ağaçlar meyve kaynıyordu.Bazı melezler ise benden önce ağaçlara tırmanmışlardı.Benden önce gelmiş olabilirlerdi ama ağaçlardaki meyveler herkese yeterdi.Ağaçların yakınına geldiğim zaman bir tabela gördüm.Tabelanın üstünde MELEZLER GİREMEZ yazıyordu.Kimin umurunda?Hemen boş bir ağaçlığın yanına gittim ve ağaca tırmanmaya başladım.Ağaca tırmanırken daha güzel bir şey gördüm.Yanda üzüm bağları vardı.Eh sonuçta Dionysos’un çocuğuyum.Hemen ağaçtan indim ve bağlara doğru yol aldım.Yine aynı tabelayla karşılaştım MELEZLER GİREMEZ asıl bu hiç umurumda değildi.Dionysos’un çocuğuysam buraya girme hakkımın bulunması gerekiyordu değil mi?
Hemen üzümleri yemeye başladım ama bir şeyi çok geç fark ettim.Birisi geliyordu..Ayak seslerini duyuyordum.Hemen bağlar arasında saklanmaya başladım.Neredeyse yakalanıyordum.Adam çıktığı zaman hemen dışarı çıktım.Kimseye gözükmeden kulübeye doğru yol aldım ve sonunda kulübeme vardım.Kulübemde yemek için biraz üzüm ayırmıştım.Üzümleri hemen sakladım.Saat neredeyse akşam yemeği zamanıydı.Yemeğe giderken,yemekten sonraki ziyafetimi düşünüyordum.