Annemin bize birden böyle bir görev vermesine şaşırmıştım, beklemiyordum doğrusu. Zaten bu kampta ne beklediğim gibi gidiyordu ki ? Athena'dan görevi aldıktan sonra hızla kampa geri döndük ve görev eşyalarımızı hazırlamak üzere kulübelerimize dağıldık. Yarım saat sonra Long Island Kıyısı'nda buluşacaktık. Kulübeme girdiğimde çabucak çantama gerekli olacak malzemeleri tıktım ve birkaç yiyecek atıştırdım. Fazla vakit kaybetmeden de kendimi kulübemden dışarı atıp hızla Long Island Kıyısı'na doğru gitmeye başladım. Ben gittiğimde Pers orada bekliyordu. Hemen onun yanına koştum. Artık hazırdık, gidebilirdik. Tam yürümeye başlamıştık ki birden önümüzde bir adam belirdi. Tipi biraz korkunçtu.
"Bir yere mi gidiyordunuz melezler ?" diye sordu ukalaca bir gülümsemeyle. Ben
Bu adam da kim böyle ? diye düşünürken Pers
"Ares !" dedi. Belli ki onu gördüğüne pek de memnun olmamıştı.
"Evet, Perseus. Bildin, ben Ares'im ve sizin bu göreve çıkmanızı istemiyorum." dedi. Sona doğru sesi sertleşmişti. Biliyorum, bir savaş Tanrısı ile böyle konuşmak aptalcaydı ama kendimi tutamamıştım.
"Bu seni niye ilgilendiriyor ki ? Hem bu görevi Tanrıça Athena verdi. Bize engel olamayacaksın !" dedim. Ares ürkütücü bir kahkaha attı ve güneş gözlüklerini çıkarıp ateş saçan gözlerini bana dikerek
"Bundan o kadar da emin olma Athena kızı." dedi. Bu gerçekten sinirimi bozmuştu. Tam onu terslemek için ağzımı açmıştım ki Pers benden önce davrandı.
"Bizi rahat bırak Ares !" Ares sanki kendisine karşı gelinmesinden hoşlanmış gibiydi.
"Şimdi sizinle uğraşacak vaktim yok melezler. Ama unutmayın, bu göreve çıktığınıza pişman olacaksınız." dedi ve biz daha ağzımızı açamadan ortadan kayboldu. Bu olay sinirimi fena halde bozmuştu. Ama şimdi bunu düşünerek vakit harcayamazdım. Bu yüzden olayı olabildiğince unutmaya çalışarak ahırlara vardık. Pegasuslarımıza bindik. İkimizin de morali bozuk olduğundan yol boyunca pek konuşmadık. Sonunda New York'a varmıştık. Biraz aradıktan sonra ölüm kapısını bulduk. Pers bana
"Hazır mısın ?" diye sordu. Ben de başımı sallayarak onu onayladım ve kapıdan içeri girdik.
Devamı burada: Tık.