| Manhattan'ı Canavarlardan Temizliyoruz. | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Summer Katherine Ramsey Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1643 Kayıt tarihi : 08/12/10
| Konu: Manhattan'ı Canavarlardan Temizliyoruz. Çarş. Ocak 12, 2011 7:34 am | |
| Annemden görevi aldıktan sonra onun bana söylediği melezlerin kulübelerine Manhattan'daki bir kafede buluşmamız gerektiğini ve ayrıca bunun önemli olduğunu içeren birer not bıraktım. Sonra da kendi kulübeme gidip görevde gerekli olabilecek malzemeleri çantama yerleştirmeye başladım. Bunu gören Sere yanıma gelip "Bir yere mi gidiyorsun Summer ?" diye sordu. Ben ise işime devam ederek "Ah, evet. Annem bize bir görev verdi." dedim. Sere buna biraz şaşırmış görünüyordu. Sonra "Vay, demek kardeşim bir göreve gidiyor." dedi gülümseyerek. "Peki ne görevi bu ?" diye ekledi. "Nica, Kev, Step, Aima ve ben Manhattan'ı canavarlardan temizlemeye gideceğiz." dedim. Bunun üzerine Sere de "Size iyi şanslar !" dedi. Kulübede işim bitince çantamı omzuma aldım ve pegasus ahırlarına doğru gittim. Nessie her zamanki gibi beni gördüğüne sevinmişti. Hele bir de elimdeki kesme şekerleri gördüğünde keyfine diyecek yoktu. Ona şekerleri verdikten sonra üstüne atladım ve birlikte Manhattan'a doğru uçmaya başladık. Sonunda kafeye varmıştık. Pegasusumdan inip kafeye girdim ve göreve gelecek diğer arkadaşlarımı beklerken kendime bir milkshake ısmarladım. | |
|
| |
Aima Pageton
Mesaj Sayısı : 59 Kayıt tarihi : 08/01/11
| Konu: Geri: Manhattan'ı Canavarlardan Temizliyoruz. Çarş. Ocak 12, 2011 8:17 am | |
| Babamla tanışmış olmanın sevincini hala içimde taşıyordum. Yerimde duramıyordum kampta. Sürekli bir oraya bir oraya koşturup yaşadıklarımı anlatıyordum. Hala inanamıyordum bu olanlara. Ama o kadar çok koşturmuştum ki artık biraz dinlenmeye karar verdim ve Long İsland Körfezine doğru ilerlemeye başladım. Deniz manzarasını kolayca izleyebileceğim bir yere geçtim ve önümdeki muhteşem manzarayı izlemeye başladım. Engin denizin masmavi gökyüzü ile buluştuğu keskin ufuk çizgisinden gözümü alamıyordum. O kadar güzel bir manzaraydı ki. Dalgalar denizi, bulutlar ise gökyüzünü süslüyordu. Hayatımda şahit olduğum en güzel manzaralardan biriydi. Yavaşça geriye doğru uzandım ve gözlerimi kapadım. O anda dalmışım. Bütün gün koşturmanın bedeli. Ne diyebilirim ki?
Gözlerimi açtığımda güneş doğmaya başlamıştı. Harpyalar'a yakalanmadığım için çok mutluydum. Hızlıca ayağa kalktım ve klübeme koşmaya başladım. Kardeşlerim ile kahvaltıya yetişmek istiyordum. Kaçırmadığımı umarak koşmaya devam ettim. Klübeye vardığımda umutarımın boşa çıktığı gerçeği ile yüzleşmek zorunda kaldım. Herkes çoktan gitmişti. Ama bir not vardı. Kimden olduğunu bilmediğim bir not. Hızlıca notu aldım ve okumaya başladım. Not benim için yazılmıştı. Yazan kişi ise bir Athena kızı olan Summer'dı. Athena'nın verdiği bir görevden bahsediyordu. Manhattan'a canavar avlamaya gidecektik. Notun sonlarına gittikçe suratımdakı gülümseme gittikçe büyümeye başladı. Not bittiği anda notu paramparça ettim ve çöpe attım. Ardından hızlıca pegasus ahırlarına doğru ilerlemeye başladım. Pyrkagias'ı özlemiştim doğrusu. Hem bu onunla yeniden biryere yolculuk etmek için bir fırsattı. Bu düşünceler içinde ilerlemeye devam ettim.
Kısa bir yürüyüşün ardından sonunda varmıştım ahırlara. Hızlıca Pyrkagias'ın yanına gittim ve ipini çözüp üzerine bindim. ''Beni özledin mi dostum? Ah bu senin için.'' dedim ve bir kesme şeker çıkarıp ata uzattım. Sevinmişti. Hızlıca şekeri yedi ve koşmaya başladı. Ahırdan çıktığı gibi havalandı ve Manhattan'a doğru uçmaya başaldı.
Uzun bir uçuşun ardından Manhattan'a varmıştık. Buluşacağımız yerin yakınındaki bir binaya indikten sonra pegasusumun üstünden indim ve ''Sana çok şey borçluyum dostum. Buradaki işim bittiğinde sana birkaç kesme şeker daha vereceğim.'' dedim. Daha çok sevinmişti. Mutlulukla kişneyerek havalandı ve uzaklaştı. Bende hemen merdivenlerden inmeye başladım. Zemin kata indiğim anda dışarı çıktım ve buluşacağımız cafe ye doğru ilerlemeye başladım. Cafenin yanına geldiğimde içerideki Summer'ı direk fark etmiştim. Hemen koşarak karşısındaki sandalyeye oturdum. Tam o anda kendine milkshake ısmarlıyordu. Hemen garsona döndüm ve ''2 milkshake olsun dostum. Benimki çikolatalı.'' dedim. Ardından Summer'a dönüp gülümsedim ve diğerlerini beklemeye başladım. | |
|
| |
Veronica Gardyner Artemis Avcısı
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 24/12/10
| Konu: Geri: Manhattan'ı Canavarlardan Temizliyoruz. Perş. Ocak 13, 2011 4:34 am | |
| Klübeye girdiğimde, üzerimde hala avın yorgunluğu vardı. Kendimi giderek geliştirmekteydim ve bu da beni mutlu ediyordu. İçeri girdim ve çantamı bıraktım. Mutlu bir gülümsemeyle gerindikten sonra ilerledim ve masanın üstündeki notu gördüm. Bittiğinde yutkundum ve kardeşlerime hitaben bir not yazdım. Kate'in notunu elime aldım ve girişe yöneldim. Notu çantama koyduktan sonra çantayı iyice açarak, içerisine baktım. Zaten bana gerektiğini düşündüğüm herşey vardı orada. Dolayısıyla bir kez daha gerindikten sonra çantamı sırtıma attım ve ahırlara yöneldim.... Ahırdan hemen Çakıl'ı çıkarıp ona direktifleri verdim. Binmeden önce onu okşadım ve kulağına cesaret verici bir söz fısıldadım. Her uçuştan önce böyle yapardım. O ise buna alışmıştı ve açıkçası hoşuna gidiyordu.
..................
Kafeye girdiğimde biraz etrafıma bakındım önce. Kimseyi göremesem de arkadan gelen " Nica! " sözüyle arkama döndüm ve masaya oturdum. Çantamı sandalyeye astıktan sonra önüme dönüp diğerlerine gülümsedim. "Geç kaldığım için özür dilerim. " dedikten sonra, o sırada masaya iki milkshake koymakta olan garsonun beklenti dolu bakışlarına " Ben birşey almayacağım. " diye cevap verdim. Sonra - yine bir gülümseme ile - masadakilere döndüm ve " Bu kadar mıyız? " diye sordum. | |
|
| |
Edward Kevin Hawke Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 2581 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: Manhattan'ı Canavarlardan Temizliyoruz. Cuma Ocak 14, 2011 4:52 am | |
| O zamana kadar gölglerin arasında bekliyordum. Herkezin burada olduğuna emin olunca çıkacaktım. Biraz paranoyak olduğum için hep tetikdeydim. Arada etrafa bakıyor ama bunu yavaş bir şekilde yapıyordum. Gölgelerin arasında hareket ettiğimi fark ettirmeden kafamı yavaşça sola çevirdim.
-Bu kadar mıyız ?
Tabikide kuzenimin sesini tanımıştım. Onunla tanışmış mıydık hatırlamıyordum ama herkezin ses kayıtarını , resimlerini ve bilgilerini (özel bile olsa) bir dosyada toplardık. İşim icabı bu zorunlu bir şeydi. Karanlıktan çıktım ve usulca bizim avlanma grubunun masasına yaklaştım. Sessiz hareket etmeye o kadar alışmıştımki artık sessiz hareket ettiğimi bile anlayamıyordum.
-Hazır mıyız ?
Summer'ın arkasında durduğum için yerinden fırladı. Hemen saldırı pozisyonuna geçti... Bana bir yumruk savurdu... Suikastçilik eğitimim sağolsun şu ana kadar hiçkimseden darbe almamıştım. Bana doğru gelen yumruğu elimle engelledim ve başka bir saldırıya kalkışmasın diye onu sarstım.
-Sakin ol , benim Kev !
Yüzüme baktı (En sonunda büyük zafer) benim olduğumu anlayınca gözlerini devirdi
-Amacın nedir senin bu kadar sessiz niye yaklaştın ? -Şeyy bilmem ki çok mu sessizdim ?
Yeniden gözlerini devirdi ve homurdanarak yerine oturdu. Diğerlerin döndüm ve her birine gülümsedim daha beni tanımıyorlardı. Belki de tanıyorlardı bilmiyordum şu aralar kamptaki popularitem hızla yükseliyordu. Bir sandalye çekip bende oturdum.
-Plan nedir ? | |
|
| |
A. Raina Lindgren Hermes'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 631 Kayıt tarihi : 01/12/10
| Konu: Geri: Manhattan'ı Canavarlardan Temizliyoruz. Cuma Ocak 14, 2011 6:03 am | |
| Off... Evet, geç kalma alışkanlığım geri geldi! Kardeşlerimin beni en az 5 kez dürtükleyip gittiğini biliyordum ama ben uykumu bölememiştim. Lanet olsun! Bugün Manhattan'a gidecektim, görev yapmak için toplanacaktık değil mi? Evet evet... Aynen öyleydi. Kalkıp ağır adımlarla banyoya gittim ve ardından odama geri döndüm. Uykulu halimle aynanın karşısına geçince... Evet çığlık atmıştım çünkü cidden dışarıdan rezalet görünüyordum, yani şu anki ruhsal halimden farklı değildi. Kendime büyük çabalar içinde 20 dakikada muhteşem bir görünüş kazandırarak üstümede kot şortumu ve hırkamı giydikten sonra kulübemden çıktım. Evet, bir laf atmadıkları kaldı diğer melezlerin. Bu şaşırdığım bir davranış olmadı çünkü Manhattan'a gidiyorum diye kendime bakım yapmıştım sırf. Neyse... Önce pegasus ahırlarına gittim ve kulübemden çıkarken yanımda getirmeyi eksik etmediğim en az bal kadar tatlı olan meyveleri Byul'a verdim. Sevinçten çıldırmıştı adeta. Zevkle getirdiğim hediyesini yedikten sonra Manhattan'a gitmek üzere pegasusumu ahırından çıkardım ve üstüne attım kendimi. Byul'un sevinci tavana vurunca doğal olarak normalden kat kat daha hızlı gitmeye başladı. Böylece bende yaklaşık 10 dakika içinde Manhattan'a varabilmiştim. Buluşacağımız kafeyi dünden ayarlamıştık. Benim Kampa gitmeden önce sık sık gittiğim ve takıldığım biryerdi ki bu yüzden güneş gözlüklerimi takmak zorunda kalmıştım. Tamam, dışarıdan kesinlikle saçma gözüküyordum böyle, kışın ve güneş gözlükleri falan... Hiç olmassa güneş parıl parıl parlıyordu bugün. Ah hayır... Milkshake miydi o? Durdum ve dükkanın içine girip kendime çikolatalı milkshake aldım ve devam ettim. Kafenin önünde durup bizimkiler gelmişlermi diye bir süre bakınıp oturan kalabalığın bizim melezler olduğunu fark ettim. Laf atanımda eksik olmamışken kafeye girip bizimkilerin yanına yaklaştım birden. Gülerek "Selam!" dedim herkese neşeli neşeli. Herkes şaşkınlıkla bana bakarken masaya doğru eğildim ve "Burda beni hala tanıyanlar olabilir de... Hani gelmişim falan görmesin kimse beni diye böyleyim." dedim tebessüm ederek ve kendime yan masadan boş bir sandalye çekerek oturdum. | |
|
| |
Summer Katherine Ramsey Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1643 Kayıt tarihi : 08/12/10
| Konu: Geri: Manhattan'ı Canavarlardan Temizliyoruz. Cuma Ocak 14, 2011 10:05 am | |
| Son olarak Step'in de gelmesiyle ekip tamamlanmıştı. Herkes çok rahat gözüküyordu. Eh, canavarlara alışıktık nasıl olsa. Ama bu sefer biraz fazla olacaklardı büyük ihtimalle. Onlara döndüm ve boğazımı temizleyerek "Öncelikle hepinize bu görevde beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ediyorum. Bu görevde bildiğiniz gibi Manhattan'ın canavarlardan arınmasını sağlayacağız. Bu işin uzun bir zaman alacağına sizi temin edebilirim. Bunun için şimdi dinlenebildiğimiz kadar dinlenelim, sonra da..." "Canavarları avlayalım." diye sözümü tamamladı Kev. Yüzünde bu fikirden oldukça hoşlandığını belirten bir ifade vardı. Sanırım konuşmam fazla ciddi olmuştu. Çünkü kimse konuşmuyordu. Bu sessizliği Nica bozdu. "Eee, madem dinlenmemiz gerekiyor farklı bir konudan konuşalım o zaman." dedi. Evet, haklıydı. Böylelikle kafamızı dağıtabilirdik. Bunun üzerine masadaki kasvetli hava birden çözüldü ve herkes farklı konulardan konuşmaya başladı. Nica ile Aima Kev'e onunla ve kulübüyle ilgili sorular soruyorlardı. Ben ise Step'in bugünkü şıklığını daha yeni fark ediyordum. Ona "Hey Step, bugün çok güzel görünüyorsun. Bu arada hırkanı nereden aldın ?" diye sordum. Rengine bayılmıştım. Neyse ki Kev ve Aima bizi duymuyorlardı. Üçü kendi aralarında derin bir sohbete dalmışlardı. Duysalardı Step ile konuşmamıza gözlerini devireceklerinden emindim. Step ile moda hakkında biraz daha konuştuktan sonra gülümseyerek arkadaşlarıma baktım. Böyle yardımsever arkadaşlara sahip olduğum için gerçekten çok şanslıydım. | |
|
| |
Aima Pageton
Mesaj Sayısı : 59 Kayıt tarihi : 08/01/11
| Konu: Geri: Manhattan'ı Canavarlardan Temizliyoruz. Ptsi Ocak 17, 2011 9:32 am | |
| Benden sonra sırasıyla Nica, Kev ve Step geldi. 5 kişi olmuştuk. Sanırım bu kadardık. Canavar avlamak için mükemmel bir takım diye düşündüm. Bir Artemis avcısı, bir Apollon oğlu, bir Hephaistos oğlu, bir Athena kızı ve bir Hermes kızı. Muhteşem bir takım oluşturacağımıza emindim. En son Step geldiğinde ben milkshake ime yeni başlamıştım.
Takım tamamlandığında bir süre orada dinlenmeye karar verdik. Muhabbet etmeye başlamıştık bile. Kev ve Nica ile Kev'in klübü hakkında konuşmaya başladık. Step ile Sum ise konuşmalarından anlayamadığım bir konu hakkında konuşuyorlardı. Moda hakkında olabileceğini düşünerek dinlememeye karar verdim. Kev ve Nica ile olan muhabbetimize o kadar dalmıştık ki etraftaki zaman durmuştu adeta. Kev ile konuştukça klübüne katılmak için içimdeki istek artıyordu.
Tam sandalyemde geriye yaslanmış milkshake imi içiyordum ki birden dengemi kaybettim ve yere düştüm. Ani bir refleks ile elimdeki bardağı havaya fırlattım ve o anda Kev bardağı tuttu. Refleksleri çok iyiydi. Bana baktı ve ''Biraz daha dikkatli olmalısın. Eğer üstüne dökseydin sana yeni giysiler bulmak zorunda kalacaktık.'' dedi. Hemen sandalyeyi kaldırdım ve yerime geri oturdum. ''Çok teşekkür ederim benim için endişelendiğin için. Ayrıca hiçbirşeyim yok sorduğun için teşekkürler.'' dedim ve Kev'in elinden milkshake imi geri aldım. Ardından bir dikişte bütün milkshake i bitirdim. ''Artık üstüme dökme şansım yok. Muhabbete devam edebiliriz.'' dedim ve gülmeye başladım. Herkes gülmeye başlamıştı. Muhabbetimiz uzun bir süre daha devam etti. | |
|
| |
Veronica Gardyner Artemis Avcısı
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 24/12/10
| Konu: Geri: Manhattan'ı Canavarlardan Temizliyoruz. Salı Ocak 18, 2011 5:57 am | |
| ''Artık üstüme dökme şansım yok. Muhabbete devam edebiliriz.'' Aima'nın yaşadığı küçük kazadan sonra olanlar, neşemizi yerine getirmişti. Ayrıca şunu da belirteyim ; kuzenim Kev'in reflekslerine hayran kaldım!
Muhabbet gerçekten çok tatlı idi ve zaman, acımasızca akıp gidiyordu. Görevimiz belliydi. Görevi başarmak için zamanı iyi kullanmak gerekliydi.
Dakik Athena kızı dostum Kate, bizi tam zamanında uyardı. " Artık gitsek mi? Zaten yeterince vakit kaybettik! " deyince herkes telaşlandı. Birkaç dakika oturup bir sonraki adımımızın ne olacağı konusunda tartışmaya başladık. Sonuçta Manhattan'da idik ve bu çılgın yer, son zamanlarda canavar kaynıyordu. Biraz merakımdan, biraz da cahilliğimden çevremdekilere " Önümüze hangi canavarın çıkacağını önceden kestiremeyiz. Üstelik dışarıda sisin ardını göremeyen insanlar çok. Onlar etrafta iken nasıl rahat rahat dövüşürüz? " diye sordum...
En son Veronica Mars tarafından Perş. Ocak 27, 2011 2:06 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
| |
Edward Kevin Hawke Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 2581 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: Manhattan'ı Canavarlardan Temizliyoruz. Paz Ocak 23, 2011 4:32 am | |
| -Unutma sis bizi de etkiliyor dedim
Dediğimi anlamamıştı sanırım. Bir iç çektim ve hidden blade'imi çıkardım. İleride takım elbiseli bir adam vardı. Gittim ve ona bıçağı sapladım. Diğerleri şaşkınlıkla bana baktı hatta birinin nefesinin kesildiğini duydum. Adamın gözlerini kapadım
-Requescat in pace (Huzur içinde dinlen) en azından oradan çıkana kadar.
Adam elimde buharlaştı ama buharlaşmadan önce ceketinden bir parça kopardım. Diğerlerinin yanına döndüm. Hiçbiri birşey anlamamıştı sanırım. Elimde şekil değiştiren ceket parçasını verdim. Onlara gösterip elimi açınca bir kuş tüyü vardı... kırmızı renk.
-Suikastçi olabilirim ama insanları avlamam... gerekmedikçe. -Bir Harpy tüyü.
Başımı salladım ve diğerlerine baktım.
-Harpy tüyü ilaç yapımında kullanılır... eğer biriniz yaralanırsa yaralı yerine bandaj sarıp bunu altına koyun... kısa sürede yara geçer. -Güzelmiş. -Öyledir... tamam neyse konuya dönelim... ben size yukarıdan destek sağlayacağım. Siz beni görmeyeceksiniz ama merak etmeyin savaş anında orada olacağım. Bunları alın dedim ve herbirine birer Vd-3 uzattım.
Vd-3 grubumuzun icadı olan ve canavarların bizi saptama şansını minimuma indiren bir aletti.
-Bununla benimle haberleşebilirsiniz. Canavarlar konusunda endişelenmeyin , onları öldürdüğünüz anda sis devreye giriyor ve o anı saklıyor.
Anında arkamı dönüp gölgelere daldım ve bir binaya tırmanmaya başladım. Yukarıda daha yararlı olacağımı biliyordum. | |
|
| |
| Manhattan'ı Canavarlardan Temizliyoruz. | |
|