Keçi ayaklı bir adam tarafından apar topar getirildiğim Melez Kampı'nda daha ilk akşamdan Afrodit tarafından sahiplenilmiştim ve şimdi kamptaki ikinci akşamımdı ve Afrodit Klübesi'ne kolayca alışmıştım:
Sabah uyandığımda kardeşlerimden çoğu uyanmış ve aynada kendilerine çeki düzen veriyorlardı ama bence buna hiç ama hiç gerek yoktu. Her biri özenle yapılmış taştan heykeller gibilerdi. Normalde kendimi yakışıklı sanardım ama bu klübedekileri görünce çirkin bir kumaş parçası gibi hissetmemek elde değildi. Afrodit çocuğu olduğum için benim de gercekten bu kadar yakışıklı olup olmadığımı merak ettim. Nihayet birileri ile konuştuğumda bana karşı çok sıcak davrandılar ve tüm klübe ile yakından tanıştım. Aynı zamanda bana kampı da gezdirdiler. İşte klübedekileri ilk günüm böyle geçtim. Sanırım burayı seveceğim