Akşama kadar uyumuş olmalıydım.Gözümü açtığımda güneş batıyordu yatağımdan kalktım.Ne yapsam diye düşünüyordum sonra hatırladım ben Hephaistos'un oğluydum ama demir ocağına uğramamıştım gidip biraz orayı gezmeliydim hatta kendi kılıcımı yapabilirdim.Sağdan soldan öğrendiğim bilgilerle demir ocağını buldum.Zaten demir ocağına bulmam için sesleri dinlemem yeterliydi.En gürültülü yerdi kamptaki(şu ana kadar gördüğüm).İçeri girdim etrafıma bakındım kimse yoktu.Demir ocağının içinde dolaşmaya başladım dolaytıkça yerde,sağda,solda bulunan kırık eşyalar dikkatimi çekti.Kendi kendime ''Kardeşlerim bu kadar yeteneksiz mi?'' diye düşündüm.Dolaşırken kılıç dövmek içinmiş gibi duran bir kayaya ve yanında da bir fırına ratladım.Kendi kendime ''kendi kılıcımı yapmayı denesem ne olur acaba? sonuçta ben Hephaistos'un oğluyum en kötü ne olabilir ki?'' diye düşündüm.Oturdum taşın başı aldım elime kocaman bir demir parçası.Demiri önce ısıttım sonra bir çekiçle üstüne vurmaya başladım bunlar nasıl yapıyordum,nerden öğrenmiştim de yapmıştım bilmiyordum.
Saatler boyunca orada kalmış olmalıydım çok yorulmuştum en son aşamaya gelmiştim.Umarım buna değerdi.Kılıcı buz gibi suya soktum çıkarmadan önce''Hephaistos bu kılıcım sana,ilk kılıcımı senin için yaptım.''dedim.Ve kılıcı sudan çıkardım.Aldım elime inceledim şekilsiz birşeydi acaba soğutma işlemi sırasında kılıcın parçaları suyamı düşmüştü diye düşünüp suya baktım ama içinde hiçbir şey yoktu.Aldım bir elime kılıcımı sonra annemin benim için yaptığı kılıcı diğer elime aldım.Sanırsam yaptığım bir kılıçtan çok bir demir yığınına benzemişti.Eğri büğrü saçma garip birşey olmuştu yaptığım kılıç ve hiçte keskin değildi.Belkide keskin olmayışı yeni yaptığım içindi ama bu Ş ve Z karışımı garip bir şekilde duran kılıcın ne kadar bilenirse bilensin bir işe yaramayacağanı anlamıştım.Tamam her şeyi mahfetmiştim.Ben kılıcımı incelerken fırındaki ateş daha da artmıştı sanki bana kızıyordu.''Neyse" dedim.Kılıcı aldım ve orada gördüğüm gergin bir halat parçasına doğru savurdum.Şu an o kılıötan her şeyi bekliyordum.İpi kesebilirdi.Kesemeyip yerinden oynatailirdi.Biraz yıpratabilirdi en kötüsünden kılıcım biraz eğrilebilirdi ama bunları hiçbiri olmamıştım.Kılıcım İkiye Ayrılmıştı! şok oldum nasıl olurda bir kılıç ikiye ayrılırdı bu kadar mı beceriksizdim.Elimde kılıcın kabzası ile kala kaldım.O sırada dibimde duran fırındaki ateş gürledi sanki bana çok kızmıştı ve beceriksizsin demek istiyordu.Elimde kalan kabzayı da ateşin içine fırlattım.O sırada kulaklarımda yine o gıcık edici kahkaha.Hephaistos benle dalga geçiyor olmalıydı.İyi bari en azından onu eğlendirmiştim.Sinirli bir şekilde Demir Ocağından çıktım.Her tarafım is içinde kalmıştı buraya gelmek gibi çılgınca bir fikre neden,nasıl kapılmıştım anlamıyorum ama tek bir şeyden emindim bir daha buraya tek başıma geri gelmeyecektim.