Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Jared Adrian ~ | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Jared Adrian Harvey
Mesaj Sayısı : 5 Kayıt tarihi : 22/12/10
| Konu: Jared Adrian ~ C.tesi Ocak 01, 2011 9:01 pm | |
| Yine arabaların rahatsız edici derecede çıkardığı korna sesleri, insanların ayakkabılarının topuklarının çıkardığı o ses, kendisine bakılan tuhaf bakışlar, binaların yarı kesimini kaplayan ışık, yarısını kaplayan karanlık ve tenha köşeleri barındıran yine banel şehir. Ancak bu sefer kendisini takip edilme hissine kaptırmıştı. Sanki bir rüya görür gibi insanların yürürken arkalarında bıraktığı izleri görüyor, insanların gölgelerinin kalıp bedeninin devam ettiğini görüyordu. Biraz daha devam ettikçe bir fırtınaya dönen çiğler, kar olmaya başlamıştı. Kahverengi paltosunun düğmelerinin olduğu yerin kenarlarına düşen karlar çok dikkat çekiyordu. Jared, daha da ilerledikçe farklı bir şey görmek istiyordu belkide. Biraz daha devam ettiğinde bir şey gördü. Evet! Belki de o, bilmediği fakat durmadan aradığı maceraydı belki de. Biraz daha ilerledikçe bir adamın cübbesinin içine aldığı kadına bir şeyler yaptığını görüyordu Jared. Tamamen yakınına gittiğinde bir vampir olduğunu fark etti. Ancak bu sadece vampir değildi. Vampirlerdi. Gözleriyle dikkatlice binaların tepesine baktı Jared. O avlanan vampiri inceleyen onlarca vampir grubuydu bu.
Avlanma vakitleri miydi bu? Jared'ın artık aklı gölgeleri, yağan karı düşünemeyecek kadar karışmıştı. Aslında karışmamıştı. Bu hızlı atan kalbinin korkudan ne yapacağını bilmeyen karışık bir duyguydu belkide. Hemen adımlarını yavaşlatıp olduğu yerde durdu ve hiç vakit kaybetmeden arkasını döndü. Ensesinde bir nefes hissetti. Hemen arkasına döndüğünde kimse yoktu. Kalbi artık delicesine çarpıyordu. Hiç korkmadığını sansa da gerçekten de korkuyormuş. Adımlarını hızlandırdı, hızlandırdı... Çok geçmeden hemen önüne şimşek hızında bir adam geçmişti. Bunun bir vampir olduğunu anladı. Olduğu yerde kaldı ve vampirin o soluk tenine, parlayan sarı gözlerine dikkatlice baktı. Vampirin suratında ki sinsi gülümsemeyi hafızasına geçirmişti sanki. Elini yavaşça paltosunun cebine atmaya çalıştı ancak arkasından başka bir vampir elini tuttu. Jared kendi ekseni etrafında birkaç kez dönmeye başladı. Her bir dönüşte sanki bu vampirler çoğalıyordu. Artık hiçbir çıkış noktası olmayan bu ince daire yavaş yavaş daralıyordu. Onca vampire karşılık bir büyücünün karşı çıkması imkansızdı. Jared'ın kısa ancak acılı onca yılları burada son bulacaktı belkide. Aklından pişmanlıklarını, yaptıklarını geçirdi birden. Her zaman filmlerde izlediği o sıkıcı ama bir o kadar da anlamlı hayat filmi geçti gözlerinin önünden. Çok geçmeden vampirler gülmeye başlamıştı. Yavaş yavaş Jared'a doğru yaklaşıyordu. Artık Jared öldüğünü kabullenmişti. Gözlerini kapattı ve bir vampirin boynunu kaldırıp kanını emmesini bekledi. Ancak bu olmadı. Kulakları tırmalayan bir ses geldi. Bu ses, kurtuluşun sesi olabilirdi. Tahta kulübenin çatısından hırıltılı bir kükreme sesi ve ardından geçtiği yerleri yıkarak gelen bir kurt adamdı bu. Vampirler Jared'ı unutup kurt adama doğru bakmışlardı hepsi. Bütün vampirler Jared'ın önünde et duvarı oluşturmuşlardı. Ancak burada ters giden bir şey vardı. Vampirler birden Jared'a saldıracak iken neden birden neden onu korumaya almışlardı? Kurt adam gittikçe yaklaşıyordu. Vampirlerin korktuğunu hissedebiliyordu. Bu kargaşadan yararlanıp Jared hemen koşmaya başladı. Koştukça şehirden uzaklaşıp, ormanlığa doğru gidiyordu. Koştu ve koştu...
Yağan kar artık fırtına olmuştu. Jared sonunda küçük bacası tüten bir kulübe bulmuştu. Kapıyı çalmaya bile tenezzül etmeden bacağıyla sert bir vuruş yaparak ahşap kapıyı kırmıştı. İçeri hızlı bakışlarla süzmüştü ancak hiç kimseyi göremiyordu. Çok geçmeden çevresinde ki ağır eşyaları kapının önüne itmeye başlamıştı. Kısa sürede kapıya bir bariyer yapmıştı. Pencerenin kalın perdelerini örtmüştü. Kalp atışlarının ritminin azaldığını hissetti. Kendini güvende hissediyordu şimdi. Kulübe küçüktü. Şömine yanıyor ve bütün salonu ısıtmaya yetiyordu. Yavaşça şakaklarından akar ter boynuna doğru gidiyordu. Odanın sıcak olduğunu düşünerek cübbesini çıkartarak şöminenin karşısındaki sallanan ahşap sandalyeye fırlattı. Ardından bir ses duydu. Hemen kapıya doğru baktı ve perdeden dışarıda bir gölge olduğunu gördü. Kalp atışları yine hızlanıyordu. Ancak bunun bir insan fiziğine göre çok daha iri bir yaratık olduğunu gördü. Bu kurt adam onu kurtarmaya mı gelmişti yoksa diğer vampirler gibi avlamaya mı gelmişti? Çok geçmeden yanıldığını fark etti. Kurt adam değil, kurt adam topluluğuydu bu yine. Ardından hızlı adımlarla kapıya vurmaya başlamışlardı. Jared hemen şöminenin yanında ki odaya girdi. Kapıyı kapattı ve kilitledi. Anahtarı üzerinden çıkartarak hemen yanında bulunan aynalı masaya koydu anahtarı. Çevresini gözetledi ve bir tane büyük yatak, henüz düzenlenmemiş ve yastık daha bozuktu. Yatağı sürüklemeye çalıştı ancak gücü yetmiyordu. Artık büyüye başvuracaktı. Cebini yokladı ancak asanın cebinde olmadığını hissetti. Tam kapıyı açacakken dış kapının kırıldığını hissetti. Kurt adamlar içeriye girebilmişlerdi. Eliyle ağzını kapatarak nefesini olabildiğince sessiz almaya çalışıyordu. Biraz geçtikten sonra ses gitmişti. Tam elini ağzından çekti ve rahat nefes alacaktı ki hemen kapıdan çıkan tüylü, tırnakları uzun bir el kapıyı kırmıştı. Jared'ı boğazından tutmuş olan bu el, sıkıca Jared'ı kapıya doğru çekiyordu. Diğer kurt adam ise kapıyı kırmaya çalışıyor, aynı zamanda Jared boğazını kavramış olan bu elden kurtulmaya çalışıyordu.
Çevresine acıyla bakındı ve hemen yanında ki aynalı masanın üzerinde küflenmiş bir makas olduğunu gördü. Jared kendini makasa doğru yönelttikçe boğazında ki el daha çok sıkıyor, nefes almasını önlüyordu. Kendisini biraz zorladıktan sonra makası aldı ve boğazında ki ele sapladı. El çekilmişti ancak çekilirken tırnaklarıyla Jared'ın boğazını kesmişti. Eliyle boğazını yoklayarak kanadığını fark etti. Hemen aynaya bakarak boğazında dört tane tırnak izi çıktığını gördü. Elinde ki makası kırılmış olan kapının içine sokmuş olan kurt adamın kapı kolunu çevirmeye çalıştığını gördü. Makası aldı ve hızlıca kurt adamın eline doğru sapladı. Saplamasıyla gelen bir çığlıkla hemen geri çekildi. Pencerenin perdesini çekti ve tam arkasında ki sandalyeyi alıp camı kıracak iken bir ağlama sesi duydu. Yavaşladı ve arkasını döndü. Dolabın içinde birinin olduğunu fark etti. Bu ağlama sesi, küçük bir kızın sesine benziyordu. Yavaşça dolaba doğru ilerledi ve dolabın kapağını açarak geri yöneldi. Yere oturmuş, elleriyle başını koruyan küçük bir kız çocuğuydu bu. Üstünde ki elbise yırtılmış ve pislenmişti. Eliyle hemen kızın elini tutmaya çalışmıştı ki kız birden gülmeye başlamıştı. Jared elini çekti ve kafasını sağa doğru çevirerek kızın neden güldüğünü anlamaya çalışıyordu. Kız birden gülmeyi kesti ve başını yavaşça kaldırdı. O parlak gözleriyle Jared'a baktı ve dudağını sağa doğru kaldırdı. O masum bir kız değil, küçük bir vampir kızdı. Sinsi gülümsemesinden bir tuzak olduğunu hissedebiliyordu. Kız yerden kalkarak iki elini yana aldı. Jared tırnaklarının uzunluğunu fark etti. Bu küçük vampir kızın tırnakları o kadar uzundu ki, Jared'ı bir hamlede yere serebilecek, hatta öldürebilecek derecede uzundu. Kız bağırmaya başlayarak Jared'a doğru koşmaya başladı. Jared hemen dönerek cama doğru koşmaya başladı. Koşarak zıpladı ve eliyle başını korudu. Kırılan camdan dışarı doğru takla atarak çıktı ve arkasına doğru baktı. Kurt adamların içeri girebildiğini gördü ve bir kurt adamın kızı parçaladığını, diğerlerinin ise kendisinin peşinden geldiğini fark etti. Hiç olmadığı kadar hızlı koşarak şehrin yolunu tutmuştu. Artık hiçbir şey hissetmiyordu. Hissedebildiği tek şey, yaşama arzusuydu. Bir kurt adamın kendisine yaklaştığını gördü. Kurt adam pençesini kaldırdı ve bir hamle yaptı. Bu hamle Jared'ın tam sırtına gelmişti. Jared birden tökezleyerek sırtında ki acıyı bastırmaya çalıştı ve koşmaya devam etti. Yola çıktı ve tekrar o arabaların önüne geldiğini fark etti. Arabaların ani frenleri ve durmadan çalan kornaları Jared'ı bu sefer rahatlatıyordu. Jared bu sefer bir kamyonun kornasını fark etti. Arkasını döndü ve kamyonun koca farlarının yaklaştığını fark etti. Elleriyle başını koruyarak ölümünü bekledi. Bu sefer öleceğinden emindi. Kamyon son bir korna çalarak gelmişti ki üstüne birinin atladığını fark etti. Yoldan çıkarak kaldırımın üstüne düşmüşlerdi. Üstünde ki adam Jared'a bakarak ; " Hey dostum senin problemin ne ha? Ölmek mi istiyorsun? " dedi Jared'a bakarak. Jared o anda kalbinin ani çarpışlarını hissedebiliyordu. Alık alık adamın suratına bakıyordu. Birden elinde ki bıçağı fark etti. Bıçağı alarak adamın boğazına sapladı. Akan kanlar kaldırımdan lağama doğru akıyordu ki Jared bunu neden yaptığını anlamamıştı? O anda hiçbir şey anlamıyordu. Hiçbir şey olmamış gibi ellerini cebine attı ve yürümeye başladı. | |
| | | Athena Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Mesaj Sayısı : 5210 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Jared Adrian ~ Paz Ocak 02, 2011 1:17 am | |
| Olimpos'ta sadece PJO kurgusuyla alakalı giriş rp'leri puanlanır, değiştirmeni bekliyorum. | |
| | | Jared Adrian Harvey
Mesaj Sayısı : 5 Kayıt tarihi : 22/12/10
| Konu: Geri: Jared Adrian ~ Paz Ocak 02, 2011 6:47 am | |
| Uzun süren, herkesin özene büzene giyindiği, sahte gülüşlerin suratlarda ki yerini aldığı, ancak buna rağmen kahkahaların havada kol gezdiği, içkilerin kaçırıldığı ve hatta çoğu kişinin sarhoş olup yerlere düştüğü, sigaranın ise tavanda oluşturduğu o büyük tabaka ile aynı zamanda içerisinin müzik sesinden geçilmediği bir yılbaşı geçirmişti Jared. Evet, yılbaşı partileri her zaman eğlenceli ve güzel olmak zorunda değildir. Yılbaşı, sadece iyi dilekleri değil, kocaman bir yılın peşinden getirdiği dertler, sorunlar ve az da olsa sevinçle bir yıl getirecekti beraberinde. Ayrıca hiçbir yılbaşı sıcak değildir ki soğuk kış günlerinde olmasının özelliği de budur herhalde. Artık bu boğucu ortamdan çıkarak kendini karlı sokaklara atan Jared, birden yerin sarsılmasıyla irkildi. Jared, yerin sarsılmasıyla hemen yere doğru baktı. Yerde kocaman bir çatlak ve doğruca üzerine doğru geliyordu. Jared panikle çatlağın diğer tarafına geçti ve oradan uzaklaşmaya başladı. Ancak bu hiçte kolay değildi. Yerin altında ki bu şey onun sanki ayaklarını hissediyor ve nereye gittiğini çok iyi biliyordu. Birden Jared'ın önü iki tane ateş duvarı ile kesildi. Arkasına döndü ve arkası da ateş duvarı ile kesildi. Yaratık yüzünü göstermemekte ısrarlı, yerin altından Jared'ı saf dışı bırakmak istiyordu. Jared, gücünü dışarıda pek kullanmak istemese de sırası gelmişti. Hemen karların içinde ki suları yaptığı hareketlerle dört bir yanını kalkan olarak çevirmişti. Yaptığı kalkanlar onu koruyor, elinde kalan su birikintisini ise ateş kalkanını yıkmak için kullanıyordu. Ama bu çabalar boşa idi. Ateş kalkanlarına vurdukça eskisinden daha büyüyor ve yakınlaşıyordu. Jared'ın anlından süzülen ter yavaş yavaş şakaklarına, ağzına, boynuna ve içine gidiyordu. Jared sonunda öfkelenerek dört bir etrafını saran su parçasını ateşe doğru püskürttü. Eliyle kullandığı o su birikintisini kaplan şekline soktu ve hemen önünde ki ateşten duvarı deldi. Jared, tekrar karlardan aldığı suları zemine doğru yaydı ve hem ateşin çıkmasını engellemek, hemde altından onu kay kay gibi sürmek istemesiydi. Oldukça hızlanan Jared sonunda ateş püskürten ucubeden kaçtığını düşünerek rahat bir nefes aldı. Ancak bu sefer yine yer sarsıntısıyla tekrar irkildi.
Bunun bir şaka mı olduğunu kendi kendine düşünürken o ateş ucubesinin değil, farklı, büyük, kahverengi ve bir öküz gibi burnunda hızması olan koca bir keçi adam gördü. Evet, o kocaman yaratığa kamp arkadaşlarının ismini takmıştı. Keçi adam. Bu biraz gülünçtü çünkü bunlarla çok alay edilecek konusu olduğunu düşünüyordu. Ancak bu yaratık gerçekten de kızmıştı. Oldukça hızlı bir şekilde Jared'ın üstüne doğru koşturuyordu. Jared ani bir hareketle hemen sağa doğru kaydı ve o büyük keçi adamın çakması ağaca tosladı. Bunu bir fırsat bilerek hemen ağacın üstünde ki kar tanelerinin içinde ki suyu kullandı ve sivri, keskin uçlu bir buz taneleri haline getirdi ve doğruca keçi adamın üstüne doğru fırlattı. Bir kaçı keçi adamın derisinden içeri girse de, keçi adamın üstünde koca bir ateşten yapılma tabaka vardı. Keçi adam ateş mi büküyordu yoksa? Bu çok saçmaydı. O ateşten ucube tekrar gelmişti ve bu sefer ikiye karşı bir olmuştu. Jared suları iki koluna yapıştırarak kolunu uzun hale getirdi ve ikisine de vurmaya başladı. Keçi adamın boynuzlarının ağaca geçmesi onun lehine olsa da, ateşten ucube onu gerçekten de zorluyordu. Jared hemen ellerinde ki suyu yerin içine soktu ve ateşin köküne doğru gitmeye çalıştı. Ancak bir şekilde o ateşten ucube bunu görebiliyor ve engelliyordu. Keçi adam bu sırada boynuzlarını ağaçtan çıkarmış ve tekrar toslamak için gardını almıştı bile. Jared bunu gördü ve hemen elinde ki suyu kendisini kaldırmak için kullandı ve bam! Altında ki buz tabakasına tekrardan çarpmıştı bir kere keçi adam. Ama bu sefer keçi adam değil, buz tabakası kırılmıştı. Yavaş yavaş çatlama sesi geldi ve altında ki buzdan tabaka kırıldı. Herkesin bu sersemliğini lehine kullanarak tekrardan buzdan kay kayını aldı altına. Biraz ilerledikten sonra kafasını çevirdi ve ateşten ucube ile beraber gelen keçi adamı gördü. Hala onu takip ediyorlardı. Sonunda küçük bir kulübe görmüştü. Hemen altında ki sudan bir parça alarak arkasında ki ağaçlardan bir kaç tanesini kesti ve kulübenin kapısına geldi.
Kapıyı çalmak için vakti yoktu ve hemen kapıyı açtı. Şanslıydı ki kapı açıktı. İçeri baktı ancak kimse yoktu. Yanan bir şömine, küçük masanın ortasında kocaman bir hindi, porselen tabaklar, bir şişe şarap ve bir kaç noel süslemesi vardı. Ancak bu ortam Jared'ın alehine idi. Çünkü ortamda kullanacak biraz bile su yoktu. Hemen odaları araştırarak banyoyu bulmaya çalıştı. Odaları gezdikten sonra koridorun hemen sonunda ki odanın banyo olduğunu gördü. Bir kovaya suyu doldurdu ve içeri götürdü. Kovanın içinde ki suları teker teker kapıya ve pencerelerin önüne, içeri girilmesini önleyecek şekilde suları buz haline getirdi ve dondurdu. Ardından hemen arkasında ki odaya girdi ve kapıyı kapattı. Kapının önünü orada bulunan masa ve sandalye ile destekledi. Dışarıya açılan küçük bir pencere vardı burada. Ancak dışarıya bakmaya korkuyordu. Odayı incelerken birden içeriden gelen sesle kendine geldi. Hemen yatağın üstüne çıktı ve ateşten ucubenin onu duymasını engelledi, keçi adamın nefes alması ise gayet net duyulabiliyordu. İçeride kırılan porselenler ve yere düşen eşyaların sesi geliyordu ki birden yatak gıcırdadı. Birden kapı açılmaya zorlanıyordu. Keçi adam kapıyı açmaya uğraşıyordu. Peki bu onu biraz oyalayabilirdi ama ateşten ucube burada olduğunu biliyordu. Birden dış kapı açıldı ve sesler duyuldu. Seslerden iki tane yaşlı karı kocanın evi olduğu anlaşıldı. Birden ikisininde attığı çığlık sona erdi. Keçi adam onları öldürmüştü. Ancak durum onları düşünemeyecek kadar ciddiydi. Onlar her kimse Jared'ı öldürmeyi planlıyorlardı. Derken dolabın içinden sesler geldi. Dolaba yavaşça gitti ve dolabı açtı. Dolabın içinde ağlayan küçük bir kız. Tam ona dokunacakken kız gözlerinden çıkan alevlerle Jared'ın üstüne doğru gelmeye başladı. Kız çığlıklarla Jared'a doğru koşuyor ve ellerinde biriktirdiği alevi Jared'a atmak için hazırlanıyordu. Ne yani o kadar güçlü ateş numaralarını yapan kişi ufak bir kız çocuğu muydu? Bunları düşünürken ellerini başını koruyacak şekilde hizaya getirdi ve camdan atladı. Jared karın içine düşmüştü tekrar. Ancak ayağına aldığı darbe ile yere düştü. O küçük kız ateşi ayağına isabet ettirmişti. Tekrardan eline alevi aldı ve tam darbeyi yapacakken birden durdu. Göğsünün ortasından çıkan koca buz parçasını gördü ve yere yıkıldı. Arkasında arkadaşı Zoey duruyordu. Ona hayatını borçluydu. Tam teşekkür edecekken keçi adam ona boynuzlarını geçirmiş ve boynuzlarının birinde kafası duruyordu. Jared gözünden akan yaşla birlikte kocaman bir alandan aldığı suyu jilet gibi keskin yaptı.
Şuanda elinde bulunduğu kocaman su birikintisini eliyle oynattı ve keçi adamın boynuna gelmişti. Keçi adamın boynu bedeninden ayrılmıştı. Kafası yere düşmüş ve boynundan kanlar akıyordu. Beyaz karlar, kırmızıya dönüşmüştü. Öldüğü yer tamamen kan olmuştu. Hala ağlayan Jared daha ne olup bittiğine anlam veremeden ellerini ısıtmak için cebine soktu ve sanki kötü bir rüyaymış gibi yoluna koyuldu. | |
| | | Athena Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Mesaj Sayısı : 5210 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Jared Adrian ~ Paz Ocak 02, 2011 7:32 am | |
| Rp puanı: 90, tebrikler.
/Admin. | |
| | | | Jared Adrian ~ | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|