Ayağımın acısı geçmişti. Kendimi toparladıktan sonra etrafa baktım. Siren Körfezi'ni artık geçmiştik. Yani tehlike geçmişti ama biz yine de bir süre kulaklıkları çıkartmadık. Ne olur ne olmaz hesabı. Siren Körfezi'nden bayağı uzaklaştıktan sonra kulaklıkları çıkardık ve Calvin ile konuşmaya başladım.
"Bu K.K Kaplıcaları nerede?"
"Merak etme. Doğru yoldayız. Kısa bir süre sonra varırız."
Calvin, benim dediklerime sanki inanmamıştı. Sadece inanmak istiyordu. Onun içinde sesini çıkarmadı. E, inanmamakta da haklı yani. Kaplıcalara diye çıktık, Siren Körfezi'ne gittik. Tabi bu da benim suçum değildi. Bir süre daha gittikten sonra ileriye baktım. Deniz dümdüzdü ve uzakta bir ada vardı.
Devamı K.K Kaplıcaları'nda!