Hafifçe çaldığı ıslığıyla ormanda aylak aylak gezen Delmira tembel tembel gözlerini kırpıştırdı ve etrafına göz attı.Gece için uyuyacak sakin bir yer bulması gerekiyordu.Geçen sefer ormanda uyuduğunda başına gelmeyen kalmamıştı.O lanet olası arı kovanının üzerine düşmesimi çılgın bir yabandomuzunun elinden kılpayı kurtulmasımı yoksa gizemli bir ağacın sanki canlıymış gibi onu üzerinden atmasımı daha kötüydü kestiremiyordu.Delmira babasının ölmeden önce ona son olarak hediye ettiği deri çizmeleriyle çaldığa ıslığa ritim uydurmaya çalıştı.Uyumak için yer bulmadan önce karnını doyurması gerekiyordu.Yüksek sesle guruldayan karnı bunu tam olarak açıklıyordu.Delmira ıslık çalmayı bırakarak yayını ve okunu çıkardı.Yıllardır tek dostu olan yayı ve okunu eline aldığında aşina olduğu bir sıcaklık hissetti.Delmira hafifçe gülümsedi ve yanağının kenarında minik bir gamze ortaya çıktı.Annesinden yadigardı o gamze ona.Hatta bir keresinde annesi de demişti bunu “Tanrım! Sana hamileyken sürekli gülümsüyordum tatlım.Baban gamzemin her zaman çok güzel göründüğünü düşünürdü kızımızda senin gibi gülmeli derdi içten ve hissederek” Delmira bu konuşmayı hatırlayınca hafifçe titredi ve aklından çıkarmaya çalıştı.Annesini yaklaşık bir yıldır görmüyordu.Umursamıyordu da en azından öyle zannediyordu.Annesiyle son görüşmelerinde çok büyük bir kavga etmişlerdi.Annesi zaten son zamanlarda çok tuhaf davranıyordu.Olur olmadık şeylere sinirleniyor bağırıp çağırıyor Delmira’nın canından çok sevdiği babasını ölümle suçlar gibi arkasından lanet yağdırıyordu.Delmira bunlara daha fazla katlanamayacağını düşündüğü bir gün o büyük kavga patlamıştı işte.Annesi Delmira’nın babası hakkında öyle şeyler söylemiştiki Delmira annesini tanıyamıyordu artık.” Lanet olsun anne o senin kocan ! Bunları nasıl söylersin onu ölümle suçlayamasın bizi bırakıp gitmeyi kendisi seçmedi tamam mı ! Öldü o sadece öldü gitti ! Kabul et artık bunu.” Demişti Delmira hırsla.Delmira’nın bu sözleri annesinin kalbine bir ok gibi saplanmış kabullenemediği gerçeğin yüzüne böyle vurulması canını yakmıştı.”Defol” demişti annesi.”Senin yerin burası değil senin yerinde o cehennemdeki babanın yanı!” Delmira hışımla evden çıkmıştı ve bir daha annesini asla görmemişti.Neden böyle davrandığını asla öğrenememişti.Umurunda da değildi belki ama bilmek isterdi.Yıllardır aynı yastığa baş koyduğu bir insan hakkında nasıl bunları söyleyebilirdi ki ? Delmira başını iki yana salladı ve ava konsantre oldu.Akşam aç kalmamak için bu saçma konuları aklından uzaklaştırmak zorundaydı.Yoksa geçen gece olduğu gibi bir çiftlikten yumurta çalıp birkaç köpeği kendine düşman edecekti.Delmira gözlerini kısarak etrafı taradı.Deri çizmeleri sahibine itaat edercesine en ufak ses çıkarmadan beklediler.Delmira’nın gözleri bir an için şaşkınlıkla açıldı ve sonra soğukkanlı bir katilin gözlerine dönüştü.Elindeki ok saniyeler içinde yayına yerleşmiş ve hedefini bulmuştu.Delmira hafifçe iç geçirerek vurduğu avın yanına doğru yürümeye başladı.Çok kolay olmuştu.Küçük bir maceraya hayır demezdi belki de.Yinede hayatından şikayet etmeye hakkı olmadığını biliyordu.Hafifçe çalıların arkasına geçti.Vurduğu ve tam olarak burada olması gereken ama ottan başka hiçbir şey olmayan yere baktı.Kafası karışmış halde etrafa göz gezdirdi.Vurduğuna emindi.Ve avının öldüğünü görmüştü sürükleneme izi yada başka bir şey yoktu.Delmira bir an için çıldırdığını düşündü ama sonra keskin kulakları hafif bir dal çatırdaması duydu.Delmira kendini bir çalının arkasına atarken hemen kolunu sıyıran ok sertçe toprağa saplandı.Delmira kısık sesle küfür etti ve kendini kurtarmak için hızla diğer çalının içine atladı.Kimin yada neyin saldırdığını bilmiyordu ama bunu çok kötü ödetecekti.
Hem avını çalmış hemde onu ormanından etmeye çalışmışlardı.Bu asla karşılıksız kalmayacaktı.Delmira elleriyle yayını ve okunu kavradı.Çalının arasından etrafı gözledi ama her şey fazlasıyla normal gözüküyordu.Bir kaç dakika bekledi ve hafifçe ayağa kalktı.Kalkmasıyla sırtına bir okun saplanması ve sanki yüksek dozda uyuşturucu almış gibi yere yığılması bir oldu.Çok tuhaf rüyalar gördüğünü düşünüyordu Delmira.Sanki rüyasında babası onunla bir şeyler konuşuyor anlaşma yapmaya çalışıyordu.Delmira ona her seferinde gerçek olmadığını söylüyordu fakat babası ona dinlemesi gerektiğini ve çok önemli olduğunu söylüyordu.Ama Delmira için bunların önemi yoktu sadece babasını bir kere daha görebilmenin verdiği sevinçle doyasıya ona bakıyor her hareketini beynine kazımaya çalışıyordu.Bilinci yavaş yavaş toparlanmaya başlarken tembelce gözlerini açtı ve gözlerinin ışığa alışması için birkaç kez kırpıştırdı.Başı sanki tüm gün buzlukta kalmış gibi ağrıyordu.Hafifçe ayağa kalkmaya çalıştı ve o zaman bir yatağın üzeirnde olduğunu anladı.Gözleri her tehlikeye karşı savunmaya çekilircesine açıldı ve etrafı dikkatle inceledi.Sıradan bir çadır odasına benziyordu.Delmiranın üzerinde durduğu sedir ve birkaç parça eşya.Delmira yavaşça ayağa kalkarken çadırdan içeri kısa boylu tombul yanaklı tıknaz bir kadın girdi.Delmirayı görünce yaramaz bir çocuğa gülümser gibi gülümsedi.”Neredeyim ben ?” dedi Delmira savsak savsak.Kadının gülümsemesi arttı ve Delmiranın elini tutarak ona güvence vermeye çalıştı.”Sakin ol güvendesin” dedi.Delmira içinde dağlanan hiddeti tüm hücrelerinde hissetti.”Beni okla vuruyorsunuz okumu çalıyorsunuz ve güvende olduğumumu söylüyorsunuz.Lanet olsun!” dedi sinirle.Kadın onun bu sinirini gayet normal karşıladı ve Delmirayı sedire doğru oturttu.”Sakin olmalısın çünkü Melezler kampına gidiyorsun” dedi kadın sanki u her şeyi açıklıyormuş gibi.Delmira kendisine küfür edilmiş gibi hissetti.”Melez nesine ?” Kadın bir an düşündü onra tekrar gülümseyerek masanın üzerindeki sürahiden bir bardak su doldurdu ve Delmiraya verdi.”Sanırım buna ihtiyacın olacak” dedi.Delmira bu duyduklarından sonra hayatının tamamen değişeceğinden habersizdi.