Kronos'u Durdurmak (Macera Bölüm 1)

Kardeşlerimle birlikte sakince yerlerimize oturmuştuk. Bir Dryad'dan biraz pizza istedim. Athena bardağını kaldırdı ve Tanrılar için bir konuşma yaptı, savaştan bahsetti. Sonra herkesle beraber kalktım ve salonun içindeki ateşe doğru gittim. ''Demeter için.'' dedim ve pizzamın bir kısmını ateşe attım. Bu arada herkes aynı şeyi yapıyordu. Ateşin içinden karşımdakine baktım. Bu Hephaistos oğlu Alex'ti. Biraz endişeli olduğu gözümden kaçmamıştı. Yemekhanede işler çok sıkı olduğu için zorunlu olarak yerime oturdum. Biraz yerken Alex masamıza geldi. Hala düşünceli olduğu belliydi.
''Maya, biraz konuşabilir miyiz?'' dedi. Ne olduğunu merak etmiştim.
''Tamam, ne oldu?'' dedim. Kaygılı bir şekilde duraksadıktan sonra bana Kronos'la ilgili düşüncelerini anlattı. Biraz sessizce konuşuyordu, Athena'nın duymasını istemezdik.

Yemek gazinosunda Nike ve Artemis için adak adadıktan sonra tek başıma masama oturdum. Çünkü benim akıllı avcılarım genelde bu saatlerde avlanırlardı ve sefasını ben çekerdim. Daha doğrusu cefasını... Ben yemeğimi yerken bir yandan Arthur'a bakıyor,diğer yandan da Alex ve Maya'nın gizemli konuşmasına kulak kabartıyordum. Kronos ile ilgili birkaç cümle kurunca hemen yanlarına gittim ve davetsiz misafir olarak oturdum. İkisi de bana acayip acayip bakıyorlardı ama bu işe yaramayacaktı.

-Neler oluyor bakalım burada? Kronos falan, ne iş?

Ben de kadehler kaldırıldıktan sonra adağımı Hermes için adadım.Ama bir şey gözüme çarptı.Maya Sat ve Alex başlarını eğmiş bir şeyler konuşuyorlardı.İlk baş ne konuşuyor olabilirler ki?Hem beni ilgilendirmez,diye düşündüm ama sonra merakıma yenik düştüm.Onların yanına doğru süzüldüm ve bir iki cümle dinledim.Benim arkalarında olduğumu farketmemişlerdi.Duyduğum cümleler şunlardı:

"Kronos'u etkisiz hale getirmeliyiz!"

"Sen delirdin mi?Bu o kadar kolay değil!"

"Birkaç kişiye daha ihtiyacımız var!"

En sonunda dayanamadım:

"Merhaba!!!" -Sanırım biraz bağırmıştım-.Hepsi birden ürktü ve arkalarına baktılar.Herkes derin bir nefes aldı.Ben hale gülümsüyordum.

Pizzamdan büyük bir dilim alıp ateşe atarken mırıldandım.

''Apollon'a''

ve tam yerime geçerken gözüme bir topluluk çarptı.Ay,Sat,May ve yeni melez Alex.Kendi kendime ne yapıyor bunlar diye mırıldandım.Melez kampında farklı kulübeler bir aradaysa kesin bir görev vardı.Bunu deneyimlerimden biliyordum.ve ben eksik kalamazdım.Sessizce yanlarına sokuldum ve mırıldandıklarını hissediyordum ama ne konuştuklarını seçemiyordum.Beni görebilecekleri kadar yaklaşınca gülümseyerek onlara baktım.

''Banada yer var mı??''

Birden aklıma bir fikir gelmişti ama deliceydi. O yüzden ağzımı kapadım. Alex merakla bana bakıyordu.
''Aklımda bir fikir var ama bu delice.'' diye fısıldadım. Tabii ki bu onları sadece daha da meraklandırdı. Ange ve Ayleyda sonuna kadar eğilmişti. Satellite daha sabırlı bir şekilde bana bakıyordu. Alex de tam yanımdaydı zaten.
''Burada konuşmak güvenli mi? Bence dışarı çıkmalıyız.'' dedim Athena'ya bakmamaya çalışarak. Herkes sözümü dinledi ve dışarı çıktık. Anlaşılan herkes merak etmişti.
''Belki Kronos'u... Ah, bu çok saçmaydı. Boşverin.'' dedim. Alex konuştu.
''Haydi ama Maya, ilk önce bizi merak ettirip sonra söylememek olmaz ki.'' dedi. Bunun üzerine iç çekip konuşmaya başladım.
''Belki Kronos'u Styks Nehri'ne atmayı deneyebiliriz diyecektim ama onda işe yarar mı bilemem.'' diyebildim sonunda.

Herkes çılgınca fikirler içindeydi. Ama bunu yapmak o kadar da kolay değildi ve onlar da bunu bilmelilerdi.

-Hevesinizi kırmak istemem, ama bu o kadar da kolay bir iş değil.

Hepsi bana zaten bunun farkındayız dercesine baktıktan sonra susup,onları dinlemeye karar verdim. Bu görevde,onlarla beraber yer alacaktım ve hep beraber bir şeyler yapacaktık, en azından uğraşacaktık.

Aslında Maya'nın fikri bir bakıma mantıklıydı.Herkes ona bunun ne kadar zor bir iş olduğunu söylüyordu,ama bence eğer uygun bir plan yaparsak gayet iyi bir fikirdi.Ben de kendi fikrimi ortaya koymaya karar verdim.Bu Styks işi benim aklıma yatmıştı ve bir plan yapmaya başlamıştım bile.Ama genellikle planlarımın bazıları mantıksız olurdu.Yine de şansımı denedim.Sonuçta beni öldürecek değillerdi değil mi?

"Bence Kronos'u farkettirmeden Styks Nehri'ne doğru sürebiliriz.Daha sonra da bize gereken onu saldırılarımızla birazcık etkilemek ve GÜM!Kronos nehirde!"dedim.Sat bir kaşını kaldırmış bana bakıyordu.Maya ateşe bakıyordu.Alex ise bana dik dik bakıyor ve düşünüyordu.Ange tamamen odaklanmıştı.En sonunda Maya:

"Benim de düşündüğüm tam olarak buydu..Fakat çok saçma!Koskoca Kronos,bize mi kanacak yani?"dedi ve sırıttı.

"Hiç olmazsa yedek planımız oldu."dedi Alex.

"Bence daha fazla plana ihtiyacımız olacak."dedi Ange.Sat ona tabii ki de dermiş gibi bir bakış attı.Sanırım daha planlanacak çok şey vardı ve az da zaman...

Planı düşünüyordum.Fena sayılmazdı.Yolda giderken başka şeylerde ekleyebilirdik elbette.Her zamanki aceleciliğim tutmuştu yine.Kronos güçleniyordu.Daha fazla geç kalamazdık zaten.Başımı sallayarak söze başladım.

''Gitmeliyiz bencede.Ama acele edelim.Geç kalmak istemeyiz.''

dedim ve gülümsedim.

''Plan yapmalıyız.Orda boş kalmak istemeyiz.''

dedi Sat.Artemis'in avcısıydı ve benim canımdan çok sevdiğim kuzenim..

''Yolda giderken birşeyler ayarlarız.Yeraltına ineceğimizi biliyoruz.Eşyaları sorun etmeyin ben birşeyler ayarlarım.''

dedi.Ay.Tam nasıl diye soracaktım ki aklıma onun Hermes çocuğu olduğu geldi.büyük ihtimalle kendi yöntemleri vardı.May ve Alex düşünüyorlardı büyük ihtimalle durum değerlendirmesi yapıyorlardı.

''ee gidiyormuyuz?Kalıyormuyuz?''

Rp'yi yazıyorum yeraltına. Asphodel Tarlalarına