Marketten çıktıktan sonra aldığım şekerlerle pegasus ahırlarına doğru yol aldım.Buraya ilk geldiğim için ne yapacağımı bilmiyordum.Heyecanla içeri girdim ve etrafa şöyle alıcı gözüyle bir baktım.Çoğu pegasusun sahipleri vardı.Tam pişmanlıkla geri dönecekken birden elimdeki poşete saldırmış bir pegasus gördüm.Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilmiyordum.Şekerleri bitirmesini bekledim ve o sırada onu sevmeye başladım.Şekerleri bitirdikten sonra bana döndü ve sanki gülümsedi bende ona karşılık olarak olarak gülümsedim ve sevmeme devam ettim.Kapı açıldı ve bir görevli bize doğru geldi , hemen elimi pegasustan çektim bunu gören görevli ''Merak etmeyin onun sahibi yok isterseniz sizin olabilir'' deyince sevinçten uçaçaktım. Pegasusa döndüm ve ilk kez ona bu kadar dikkatli baktım.Tüyleri kar gibi bembeyazdı ama arada bir siyah,turuncu,mavi renkli benekleri vardı.Gözlerinde hiç solmayan ışıltılar vardı ve bu ışıltılar turuncu , sarı renkleriyle karışmış göz rengini belirgin ve mükemmel bir hale getiriyordu.Pegasusuma bakıp adını ne koyacağımı düşündüm ve çocukken sahip olduğum ama hastalanıp öldüğü için çok üzüldüğüm ama her şeye rağmen çok sevdiğim köpeğimin adını koymaya karar verdim.Pegasusuma bakıp senin adın ''Biber'' dedim adını beğenmişçesine kıkırdadı bana.