| Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Paz Kas. 14, 2010 10:29 pm | |
| Bir an her yer karanlık oldu ve kimseyi göremedim. Sonra yüzüğüm parlamaya başladı. Onu bir el feneri şekline dönüştürdüm. Böyle daha iyiydi. Lia endişeli bir şekilde bize bakıyordu. Ben de aynı endişeyle Ed'e baktım. ''Hey... Bu haksızlık ama!'' ''Tek erkek sensin bizi senin yönlendirmen lazım.'' Ed homurdanıp etrafa bakmaya çalıştı. Açıkçası onun da çok fikri yok gibiydi. Derin bir nefes alıp fenerle önden yürümeye başladım. Etrafı azıcık aydınlatsa bile bir işe yarıyordu. O ana kadar Lia'nın ışık saçan kolyesini fark etmemiştim. O benimkinden de az ışık veriyordu. Rengi benim yüzüğümün ışığı gibi kırmızı renge bürünmüştü. Ben de doğataşını çıkarıp, hafif yeşil ışığının işe yarayacağını düşünerek Eduard'a verdim. Zoraki adımlarımız bir odaya gelmemizle durdu. Burası kubbeli bir odaydı, içeriye nereden geldiği belli olmayan bir ışık giriyordu. Yüzüğümü eski halime döndürüp elimde tuttum. Önümüzde bir adam belirene kadar öylece etrafa baktık. Adamın iki kafası vardı, ikisi de sırıtıyordu. Bana sirklerdeki insanları hatırlattılar. ''Merhaba, Demeter kızı.'' dediler bana aynı anda. Hayır olamaz! Bu adamı hatırlamıştım. Bu Janus'tu ve insanları kararsızlıkta bırakıp deli bile edebiliyordu. Ve ben gurubun en kararsızıydım. Arkamızda iki kapı belirdi. ''Biri götürür sizi ölüme..'' dedi ilk kafa ''Diğeri sizi zafere ulaştırır.'' dedi diğeri. Arkadaşlarıma yardım isteyen gözlerle baktım. Maalesef bu kararı benim söylemem gerekti. | |
|
| |
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Ptsi Kas. 15, 2010 7:21 am | |
| Janus'un karşımıza çıkması bizi şok etmişti. Onunla daha önce hiç karşılaşmamıştım ama adını çok duymuştum. Genellikle kararsızların aklını karıştırıp onları deliye döndürüyordu. Janus May ile konuşmaya başlayınca aramızdaki en kararsızın o olduğunu anladım. Ama şu an buradan kurtulmanın bir yolunu bulmalıydık. Ardından arkamızda iki kapı belirdi ve Janus May'a ''Biri götürür sizi ölüme.. Diğeri sizi zafere ulaştırır." dedi. May bu durumda çok kararsız kalmıştı ve ne yapıcağını bilemiyordu. Umutla bize baktı ama Ed'le bizde ne yapıcağımız hakkında bir fikrimiz yoktu. Ed'e baktım. O da çaresizce May'a bakıp, birşeyler düşünüyor gibiydi. May'in morali giderek bozuluyor ve kafası karışıyordu.
"Sakin ol May, biz yanındayız." dedim ve bunu söylememle birlikte Janus bana ters ters bakmaya başladı. Bu Janus'un May'a böyle demesi çok canımı sıkmıştı. May'ı hep iyi olarak görmek istiyordum. Onun için kendimiz için bir şeyler düşünsemde aklıma hiç bir şey gelmiyordu.
"Hadi ama Demeter kızı." diyerek bozdu sessizliği Janus. May'ın yüzü giderek değişiyor ve kötü oluyordu. Çareizce Ed'e baktım. Onun bir şeyler yapabilmesini umuyordum. Bu sırada Ed bir bana, bir May'a baktı ve Janus'a bakarak konuşmaya başladı.. | |
|
| |
Eduard Ryan Longrange Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1186 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Ptsi Kas. 15, 2010 7:53 am | |
| May, sakın Janus'u dinleme kendi tercihini yap.Ama sakın bizi öldürtme !
Aslında May'i teselli etmeye çalışıyordum ama May'in yüzü daha da soğudu.May'e bir şey olmasına izin veremezdim.Elim, kılıcıma doğru gitti.Ama Janus ile savaşamayacağımı biliyordum.May'i oradan çekmek istiyordum.Janus'un bana sormasını istiyordum.May'e değil... "Sen karışma Hephaistos oğlu.Bu Marie'nin seçimi.Yoksa hepinizi öldürürüm. bu cümleler benim susmamı sağlasa da kılıcımı elimde sıkıca tutuyordum ve Janus'un kafasını kopartmak gibi bir his geçti içimden.Maya karar veremiyordu.Janus ise May'in aklını karıştırmaya devam ediyordu.Soldaki yüz, "Sol kapıdan geçin Maya o kapı sizi zafere ulaştırır." Maya bir an gülümser gibi oldu ama gülümsemesi sağdaki yüzün konuşmasıyla kesildi."Hayır Maya, onu dinlemeyin.Sağ kapı size zafere ulaştırır.Sol kapı ise ölümü." Sol yüz sinirlenmeye başlamıştı.İki yüzde aralarında bir tartışmaya girmişti.Maya yalvarır gibi bana baktı.Bir şey yapmak istiyordum ama ne yapabilirdim ki ? Maya'ya sol kapıyı işaret ettim Janus görmeden.Aslında hangi kapıydı ben de bilmiyordum ama kendisi bir tercih yapacaksa bu yüzyıllar sürebilirdi.Hiç olmassa Maya yanımdaydı.Onunla ben macera yaşamak istemiştim.Ben Lia'yı önermiştim.Aslında tüm bunlar benim yüzümdendi.Maya sol kapıya baktı.Ah! hayır Maya'nın bana uyduğunu aklıma getirmek istemiyordum ama Maya, "Sol kapı." dedi.Janus'un sağ yüzü nefretle karaldı sol yüzü ise gülümsedi."Buradan Lütfen, Hanımefendi" dedi sol yüz ve yüzündeki o korkunç gülümsemeyi gördüm intikam gibiydi.Biz ürkek adımlarla sol kapıya giderken, May'in çiçeğini hatırladım, biz sol kapıya giderken May'in cebinden karanlık bir ışıltı yayıyodu.Hayır! karanlık yalanın işaretidir! May tam kapının önündeyken, "May ! Çiçeğin! diye bağırdım.May'in eli hemen çiçeğine gitti ve çıkardı.Çiçek, gerçekten de simsiyah bir ışıltı yayıyordu.May ile bakıştık ve Janus'un dalgınlığına verip sağ kapıya doğru koşmaya başladık.Çiçek bembeyaz oldu ve kapıdan içeri yani karanlık tünele girerken Janus'un kükreyişini ve Lia'nın da arkamızdan gelişini duyabiliyordum... | |
|
| |
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Ptsi Kas. 15, 2010 8:38 am | |
| Nefes nefese koşmaya devam ettik. Karanlık bir geçitteydik. Hala Janus'un haykırması duyuluyor, duvarlardan yankı yapıyordu. Kendimi güvende hissedene kadar koşmaya devam ettim. Sonunda bir odada durdum. Arkamdan Eduard geliyordu. O da nefes nefese kalmış bir şekilde durdu. Hemen onun yanına gidip ona sarıldım. ''Teşekkürler Eduard, hayatımı kurtardın.'' dedim içtenlikle. Eğer o bana söylemeseydi çiçeğe bakmak aklıma bile gelmezdi. Tam Ed cevap verecekken Lia'nın ayak seslerini duyduk. Hepimiz bir daha ölüm tehlikesini yaşamak istemiyorduk ve hepimizin sinirleri alt üst olmuştu. Ed'le Lia'nın yanına gidip ona da sarıldık. Onu biraz yanlız bırakmıştık tabii. Sonunda olduğumuz odada kamp kurmaya karar verdik. Bu odada türlü türlü Tanrı ve Tanrıça resmi vardı. Şoktan kurtulup incelemeye başlayınca resimlerin güzelliğini farkediyorduk. En kenarda, tam benim boy hizamda Demeter'in resmini gördüm. Elinde bir başak tutmuş ve tahtına oturmuştu. Bir an aklıma bileğimdeki doğa taşı geldi. Annem beni her zaman görüyordu. Benim burada olduğumu biliyordu. Sonunda odanın ortasında toplandık. O sırada bilekliğimin açık renge döndüğünü gördüm. ''İlk nöbeti ben tutarım.'' | |
|
| |
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Çarş. Kas. 17, 2010 6:45 am | |
| Girdiğimiz odada kamp kurmaya karar vermiştik. May'ın ilk nöbeti tutmak istemesi üzerine Ed ile pek onaylamasakda kabul ettik. May'ın de yorgun olduğunu biliyorduk ama zaten bizimde pek dinlemebileceğimizi sanmıyordum. Labirentteydik ve geçen gelişimizde labirentte uzun süre rahat duramadığımızı biliyordum. Sürekli canavarlar kokumuzu alıp geliyorlardı. Bunu bilerek olduğumuz yerde oturdum. Üçümüz bir süre sessiz kaldık ve etrafı incelemeye başladık. Labirent karışık bir yerdi ve ben bir-iki kere labirente gelmeme rağmen bu odayı hiç görmemiştim. Ed ile May'ı yalnız bırakmak istiyordum ama pek elimden bir şey gelmiyordu. En azından biraz konuşmaları için yanlarından olabildiğince uzaklaştım ve elime ne geçtiyse uğraştım. Ed ve May bana bakıyorlardı. Ne yapmaya çalıştığımı anlayınca gülümsediler ve aralarında konuşmaya başladılar. Bende elime ne geçtiyse inceliyor yada onlarla uğraşıyordum. Canım sıkılmaya başlayınca yanlarına gittim ve onlarla beraber konuşmaya başladık. Henüz yanımıza hiç bir canavar gelmemişti ve buna sevinmiştim. En azından bir süre oturabilmiştik. Bir süre daha böyle oturarak geçti. Ardından içimde tuhaf bir is oluştu. Çok az da olsa labirentin diğer tarafından sesler duydum.
"Anlaşılan bizi ziyarete gelen canavarlarımız var. Toparlanın." dedim. Bana başta inanmıyorlarmış gibi baktılar. Anlaşlan sesleri henüz duymamışlardı. Yine de beni dinleyerek ayağa kalkıp etrafa bakındılar. Hiç birşey göremeyip tekrar oturacakları sırada canavarı gördüm. Bizden biraz uzaktaydı ama hızla yanımıza geliyordu. Dev gibiydi çok büyüktü. Karanlıkta tam olarak ne olduğunu anlayamadım ama yaklaştıkça bunun dev bir yılan olduğunu fark ettim. Ed ve Maya'ya dönerek düz bir sesle konuşmaya başladım.
"Hey. Dev bir yılan bize doğru geliyor." Bunu söylememle birlikte Ed ve May yanımda bitti ve canavarı gördüler. İkisi de ilk şaşkınlığı attıktan sonra kılıçlarını aldılar ve saldırmak için hazırlandılar. Canavar bize yaklaştıkça daha büyük ve güçlü olduğunu anlamıştık. Hepimiz canavar yaklaşınca saldırmaya başladık. Bir süre saldırmaya devam ettik ama bir türlü onu öldüremiyorduk. Bu savaş uzadıkça hepimiz yorulmaya başlamıştık. Daha fazla gücümüzün azalmaması gerekiyordu ve bu canavarla savaşarak mümkün olmuyacaktı. Ardından aklıma suyu kullanmak geldi. Onunla canavarın önünde bir duvar oluşturabilir ve onu yavaşlatabilirdim. Yani en azından ben öyle olmasını umuyordum. Ardından Ed ve May'a baktım. Onlarda giderek yoruluyolardı ve bu planımı hemen uygulamalıydım. Tabi onlar bunu kabul ederlerse. Canavarla dövüşürkende bir yandan konuşmaya başladım.
"Böyle devam edemeyiz. Bakın aklımda bir fikir var. Ben su oluşturup duvar yapıyım canavarın önüne ve hepimiz o anda kaçalım. Ben o suyu tutabildiğim kadar canavarı engellemesi için tutucam." dedim. May ile Ed'e baktım ve ikisi de hiç birşey sormadan başlarını tamam anlamında salladılar. Bana güvenmelerine ve soru sormamalarına sevinerek, canavarla savaşmayı bırakıp geri çekildim. İlk önce suyu oluşturdum. Ardından da sudan duvar oluşturdum ve "Kaçın." diye bağırdım. Hepimiz sözüm üzerine koşmaya başladık. Labirentte nereye doğru koştuğumuzu bilmeden kaçıyorduk. Çok yorulmuştum. Duvarı hala tutuyordum ve canavara engel olmasını sağlıyordum ama sonunda dayanamayıp su duvarı yıkıldı. "Duvarı yıktı daha hızlı olun." dedim ve bilmediğim yerlerden hızla ilerliyorduk. Sonunda canavarın gelmediğini fark ettik ve durduk. Sonunda etrafımıza baktığımızda kaybolduğumuzu fark ettim. Ed'e döndüğümde Ed'in donup kaldığını anlayınca telaşla "Ne oldu?" diyerek ondan cevap beklemeye başladım.. | |
|
| |
Eduard Ryan Longrange Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1186 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Perş. Kas. 18, 2010 10:17 am | |
| Sizde bir ses duyuyor musunuz ? Sanki... Sfenks !
Bunları söyledikten sonra elimle bize doğru yaklaşan karaltıyı gösterdim.Kaybolmamıza rağmen yine bir odaya gelmiştik.Oda, Labirent de olmamıza rağmen hala ışık alıyordu.Duvarlara, mitoloji ile ilgili efsaneler resmedilmişti.Herkül'ün Namea Aslanı'nı alt edişini, Perseus'un Medusa'nın kafasını kopartışı ve daha fazlası... Ama benim gösterdiğim yerdeki karaltının arkasında demir bir kapı vardı.Kapının dış zeminine altın süslemeler çizilmişti.Karaltı daha da yakınlaşıyordu.Sanki bir sentora benziyordu.Ama alt kısmı bir atı değil bir aslanı andırıyordu.Boynundan aşağısı bir aslana aitti.Ama kafası bir kızın kafasıydı.Bu bir Sfenks'di.Kızın yüzü büyüleyici güzellikteydi ama kimse Maya'nın güzelliğine erişemezdi.O ayrı bir konu.O sırada Lia ve Maya'dan biraz daha önde durduğumu fark ettim.Sfenks bana doğru yaklaştı.Etrafımda daire çizecek bir şekilde yürüyordu sonra önümde dikildi. "Hephaistos oğlu ! Bilge yarışmamıza Hoş geldiniz ! Bir tane bilmecemiz olacak ! Bu bilmeceyi doğru yanıtlarsanız geçebilirsiniz.Geçemezseniz seni yerim"
Son kısımı biraz daha çoşku içinde söylemişti ama ağzını açında sipsivri dişlerinin olduğunu gördüm.Titredim ve arkama baktım.Maya ve Lia dan yardım bekliyordum ama Maya sen yapabilirsin tarzı bir işaret yaptı.Titreyip tekrar Sfenks'e döndüm."Sorabilirsiniz" dedim.Korkuma engel olmaya çalışarak.Ama Maya'nın karşısında korkak biri olmayacaktım.Kararlı bir şekilde kaşlarımı çattım.Sfenks yine hınzır bir şekilde gülümsedi."Sabah dört, öğlen iki, akşam üç ayaklı olan canlı hangisidir?" diye sordu.Açıkçası hiçbir fikrim yoktu.Arkadaşlarıma yardım isteyen bakışlarla baktım ama umudumu kesmiştim.Sfenks etrafımda dolaşmaya devam ediyordu.Sabah dört ayak... Hımm acaba uzaylı falan mıydı ? Emin değildim.En kolay cevap olarak insanı düşündüm.Sabahı, bebek olarak sayarsak, emekleyerek dört bacak olurdu.Öğleni sayarsak, artık bir yetişkin olmuş ve iki bacağa sahip olmuştu.Bu kadarını çözmüştüm.Peki ya akşam ? üç ayak... hiçbir fikrim yoktu.İnsan yaşlanınca üç ayaklı mı olurdu tabii ki hayır.Sonra aklıma yaşlı bir yetişkin getirdim.Baston... Tabii ya baston ile birlikte üç ayak! cevabımı vermek üzere Sfenks'e döndüm.Bu kadar kolay bulacağımı sanmıyordum.Her zaman zekamı doğru yerde kullanmayı öğrenmişimdir ve mantıklı olmuştum ve bu cevap bana mantık açısından hiç güzel gözükmüyordu ama cevabımı verdim."İnsan" dedim kararlılıkla.Maya ve Lia bana delirmişim gibi baktılar.Belki de onlar da uzaylıyı düşünmüşlerdir ama herneyse cevap vermiştim bir kere.Sfenks gülümsedi."Ah! canım zaman sınırını söylememiştim sanırım.Bilmeceyi çözmen için bir dakika zamanın vardı ve sen cevabını verince bir dakikayı bir saniye geçmişti.Üzgünüm seni yiyeceğim..." Sfenks'e gıcık kapmıştım ama yem olmaya hiç niyetim yoktu.Ne kadar da sefil durumdaydım ama kılıcımı çektim.Arkadaşım ve sevgiliminde öyle yaptığını gördüm.Şansımız ne kadardı ? ancak bunu Zeus bilirdi... | |
|
| |
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Cuma Kas. 19, 2010 12:05 am | |
| Kocaman sfenksin önünde üç küçük melez olarak duruyorduk. Elimde doğataşı vardı ve taşın rengi de oldukça açılmıştı. Tehliekedeyiz, biliyorum, dedim içimden sinirle. Sfenks tekrar gürledi. Tam Ed'e saldırırken aralarına geçip sfenksi engellemeyi başardım. ''Yarışmacı olmayanlar karışmasın!'' dedi sfenks bana hırlayarak. Sfenksin dikkat dağınıklığından faydalanarak Ed sfenksin yüzüne kocaman bir çizik attı. Sfenks inledi ve bu arada ben de Ed'i çekiştirip Lia'nın arkasından koşmaya başladım. Önde Lia, sonra ben, en arkada da Ed, bayağı bir süre koştuk. Bu labirentten nefret ediyorum diye söylendim çünkü yorgunluktan ölmüştüm. Sonunda Ed'in çökmesiyle beraber Lia'yla benim de direncimiz bozuldu ve ikimiz de yere çöktük. Burada çok kalmanın güvenli olmadığını biliyordum, ama şu anda parmağımı kıpırdatacak gücüm kalmamıştı. Soluklanmaya çalışırken yüzüğümü bir mataraya çevirdim. Ve kapağını açtığımda inanılmayaçak bir şekilde içinde su vardı! Bu yüzüğü daha da sevmeye başlıyordum. İlk önce bitmiş Lia'ya uzattıpım matarayı, sonra Ed'e verdim. O ne kadar centilmence bana vermeye çalışsa da, onun çok susadığını biliyordum. Bir an öyle içti ki bittiğinden korkmuştum. Ama Ed bana verdiğinde matara açtığım kadar doluydu. Bu harikaydı! Hemen kana kana içtim. ''Maya...'' dedi Lia telaşla ve bilekliğimi gösterdi. Yine rengi açılmıştı. Bir anda yer salsılmaya başladı ve kocaman akrepler bize doğru yürüdüler. Korkuyla iç çektim. Bu labirente giremden önce de karşılaştığımız akreplerdi. | |
|
| |
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Cuma Kas. 19, 2010 12:46 am | |
| Ah yine o dev akremler. Artık canavarlardan bıkmıştım ve yorulmuştum. Su içmeme rağmen biraz daha suya ve dinlenmeye ihtiyacım vardı. Ama her zaman olduğu gibi yine dinlenmeye hiç vaktimiz yoktu. Kılıcımı aldığım gibi akreplerle dövüşmeye başladım. Bundan ne kadar sıkılsam da kendimizi korumak için bunu yapmamız gerektiğini biliyordum. May ve Ed'e baktığımda ikisinin de benim gibi akreplerle savaştığını gördüm. Bir süre bu savaş böyle devam etti. Hepimiz çok yorulmuştuk. Bunu onların yüzlerine bakınca da rahatlıkla anlıyabiliyordum. Ama bu dev akreplerin geri çekileceği yada biticeği yoktu. Çok fazlalardı ve ne kadarına zarar verirsek verelim zorlanıyordum. Yine suyu kullanmayı deniyecektim ve geri çekildim. Hepimizin önünde sudan duvar oluşturdum. Maya ve Ed şaşırsa da başlarıyla hemen onay verdiler. Savaşmaktan başka bir şey yapamıyorduk ve suyla onları uzaklaştırmayı becerebilirsem kurtulma şansımız olabilirdi. Gücüm giderek azalıyordu ve suyu hareket etmekte zorlanıyordum. Kolyemi kullanarak canavarları önümüzdeki su duvarıyla olabildiğince geriye attım ama sonunda dayanamayıp bitkin halde yere düştüm. Maya yere düştüğümü görünce hemen yanıma gelip beni kaldırdı. Yanında kalan son suyu da bana uzattıktan sonra onu içtim ve ayağı kalktım. Ed'e baktığımda kılıcını çekmiş ve üzerimize gelen akreplerle savaşmaya hazır görünüyordu. Hemen ayağı kalktım ve kılıcımı aldım. Maya'da savaşmaya hazırlandı ve akreplerle yine savaşmaya başladık. Bu sefer iki akrep bana saldırıyordu. Anlaşılan benim yaptığımı görmüşlerdi ve su yüzünden bana kızmışlardı. Akreplerle savaşmaya devam ederken bir akrep beni kolumdan yaraladı. Tam yaraladığı sırada "Ah!" diye bağırdım ve yere çöktüm. Bunun üzerine Ed ve Maya bana döndü ve hem canavarlarla savaşıp hem de yanıma geldiler.. | |
|
| |
Eduard Ryan Longrange Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1186 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Cuma Kas. 19, 2010 4:27 am | |
| Açıkçası oldukça kötü durumdaydık.Lia yaralanmıştı.Ben ve Maya ise aşırı yorulmuştuk.Ama Lia benim dostumdu ve onu korumalıydım.Ne kadar akrep öldürdüğümüzü bilmiyordum ama akrepler hiç bitmiyordu.Lia'ya göz ucuyla baktım.Kolunda derin bir kesik oluşmuştu ve oldukça kan kaybediyor gibiydi.Bir akrep Maya'ya arkadan saldırmaya hazırlanıyordu.Ama Hayır! bir daha bunun olmasına izin vermeyecektim.Kılıcımı hançere dönüştürüp, Maya'nın arkasındaki akrebe doğru attım.Akrep, patlayıp yok oldu.Çok yorulmuştum ama pes edemezdim.Hele şimdi asla.Hançerimi yerden aldım ve bir başkasına sapladım.Doğrusu hançer ile dövüşmek oldukça rahat ve güzeldi.Hançerimi bir başka akrebe saldırdıktan sonra kükreme duyuldu.Akrepler bu kükreme karşısında tıslayıp kaçmaya başladılar.Ölesiye yorgun olmasaydım bu duruma gülerdim ama şimdi sadece yere düşmek ile yetindim.Sürünerek, Lia'nın yanına geldim.May de yorgun olmalıydı ki o da benim gibi sürünerek ilerliyordu.Herhalde bir saat boyunca akreplerle dövüşmüştük.O zaman fark ettim ki biz günlerce Labirent de olmamıza rağmen hiç uyumamıştık.May ise bu acımasız sessizliği bozdu."Eğer bir bitki bulabilirsem Lia'yı iyileştirebilirim." dedi.Aklıma May'e verdiğim çiçek geliyordu ama çiçeğin enerjisini almak, çiçeği öldürmekti.Yüzüğü de dönüştürse yüzük eski haline döndüğünde param parça olacaktı.Ama burada Lia'nın durumu önemliydi.Ama May'in zor bir karar vermeye çalıştığını görebiliyordum."Ben... ben bitki bulmaya gidebilirim." dedi ağlamaklı bir sesle.Kesinlikle buna karşı çıkmak istiyordum ama May yüzünü bana dönüp yanağıma bir öpücük daha kondurdu.Lia baygın olmasa bu durumdan oldukça utanırdım ama yalnızdık.Ben birşey demeye fırsat kalmadan May gitmeye başlamıştı bile."Eduard.Ben bitki aramaya giderken Lia'ya bakacak, olduğunuz yerde kalacak son olarak da Lia'yı canavarlardan koruyacaksın ! Ben en kısa sürede dönmeye çalışacağım." dedi üzüntüyle.Ama bunları söyledikten sonra tekrar yer sallandı ve karşımıza yedi metre boyunda bir akrep vardı.Şimdi diğer akreplerin neden kaçtığını anlıyordum.Bunun yüzünden.May ile ben sersem sersem akrebe baktık.Çok yorgunduk ama hala savaşmamız gereken bir akrep vardı... | |
|
| |
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Cuma Kas. 19, 2010 5:28 am | |
| Kocaman akrebe bakarak yorgunluktan inledim. Ona karşı ne yapabilirdik ki? Bir yandan da Lia'yı kurtarmaya çalışmalıydım ki bu çok dikkatimi dağıtıyordu. Ed'le temkinli bir şekidle canavara doğru yaklaştık. Canavar bizi görmüyor gibiydi sanki. Bize yaklaşınca onun kör olduğunu anladım. Ed soru soran gözlerle bana baktı. ''Baksana bu canavar kör.''diye fısıldadım. Tabii sağır değildi. Bizi duyunca bir hırlamayla homurdanma arası bir ses çıkarıdı. ''Şimdi ne yapacağız?'' diye sordu. ''Bilmiyorum.'' dedim. Annemin anne sevgisi gücü bana da işlemişti ve böyle savunmasız bir canavarı öldürmek istemiyordum. Ed yanıma gelip yüz ifademi gördükten sonra itiraz etti. ''Maya, hayır, hayır. Onu öldürmeliyiz, bize zarar verebilir.'' Yalvaran gözlerle ona baktım. ''Sadece kendini korumaya çalışıyor.'' dedim. Hala şirin köpek yavrusu suratıyla ona bakamaya devam ediyordum. Ed biraz terddüt etti ama sonra ''Tamam.'' dedi. ''Lia'ya yardım etmeliyiz. Zamanımız dar.'' Başımla onayladım. ''Şimdi, ben bitki aramaya gideyim, sen de bu canavarı başka bir yola yönlendir.'' En azından bunu yapmalıyız onun için. Sonra hemen geldiğimiz yönden koşmaya başladım. Labirentteki, zamanla biten otları topluyordum. Oldukça fazlalardı ama hepsi boy ve enerji olarak çok minikti. Burada yaşamak zor olmalıydı tabii. Hızlı olmam gerek, dedim kendi kendime. Bu otların enerjisi -hele koparıldıktan sonra- çabucak bitebilirdi. Sonunda kulağıma sığacak kadar ot olunca Lia ve Eduard'ın yanına doğru koşmaya başladım. | |
|
| |
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) C.tesi Kas. 20, 2010 2:08 am | |
| Gözlerimi açtım. Anlaşılan bayılmıştım ve ne olduğunu tam olarak hatırlamıyordum. Etrafıma bakındığımda Ed'in bir canavarla savaştığını ve hala labirentte olduğumuzu anladım. Maya'yı göremeyince hafifçe doğruldum ama kolumun sancısı beni durdurdu. Kolum çok acıyordu ve yaralandığımı hatirladim. Ardından bütün yaşadıklarımız zihnime hücum edince aklıma beni örümceğin yaraladığı geldi ve o örümceğim zehirli olduğunu biliyordum. Daha öncede bu durumu yaşamıştım ama bu sefer yaralı ben değildim. Aklımdan acıyı uzaklaştırmaya çalışarak Ed'i kurtarmaya odaklandım. Onun yanında savaşamazdım, kolumu bile hareket ettiremiyordum. Kolyemi kullanarak canavarı su ile olabildiğimce ileri fırlattım. Ed bir an suyun nerden geldiğini anlayamayyıp şaşırdı. Ardından benim uyandığımı görünce sevinçle yanıma geldi. Gülümsedim. Ama birden Maya'nın yokluğunu fark ederek korktum. "Ed Maya nerede?" diye sordum. Ed bir süre koluma baktı ve ardından bana dönerek "Seni iyileştirebilmek için bitki aramaya gitti." dedi. Bu beni şaşırtmamıştı. Maya ile çok yakın olmasakta dostum olarak görüyordum ve bunu benim için yapacağını tahmin etmiştim. Bir süre Ed ile sohbet ettik. Buradan nasıl çıkabileceğimizi konuştuk. Ardından dayanamayıp "Ed Maya gideli ne kadar oldu?" diye sordum. Ed bir süre düşündükten sonra "2-3 saat olmuştur." dedi. Birden içimden kötü bir his geçti. Labirent çok dolambaçlıydı ve kaybolmuş olabilirdi. Ed'e dönerek "Hadi Maya'yı aramaya gidelim." dedim ve yürümeye başladım. Kolumun acısı sanki bütün bedenime yayılmaya başlamıştı. Anlaşılan zehir etkisini gösteriyordu. Yine de bunu Ed'e belli etmek istemiyordum. Ed'e baktığımda bir bana bir koluma bakıyordu. "Hadi Ed." diyerek onu Maya'yı aramaya ikna ettim. Aslında onunda ne kadar çok Maya'yı merak ettiğini biliyordum ama anlaşılan benim yüzümden gitmek istemiyordu. Sonunda Ed ile beraber labirentte canavarların karşımıza çıkmamasını umarak Maya'yı aramaya başladık. Canavar çıksın istemiyordum karşımızı. Hem dövüşcek, hem de suyu kullanıcak gücüm kalmamıştı çünkü. Biraz daha ilerledikten sonra sol taraftan gelen sesleri duydum. Ed de duymuş olucak ki kılıcını çıkarttı ve önümde beklemeye başladı. Ardından bir karartı gördüm. Karartı yaklaştıkça korkuyordum. Ardından gelenin Maya olduğunu fark ettim ve "Maya bu." dedim. Ed şaşkınla baksa da daha çok yaklaştıkça bunun Maya olduğunu gördü ve yanına gidip ona sarıldı. Bende Maya'yı bulduğumuza çok sevinmiştim. Gülümsedim ve yanlarına doğru ilerledim. | |
|
| |
Eduard Ryan Longrange Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1186 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) C.tesi Kas. 20, 2010 10:47 am | |
| Sonunda Maya'yı bulmuştuk ve çok sevinçliydim.Onun saatlerce yokluğu bana yıllar gibi gelmişti.Ama sonunda Meraklı Mayahat'ımı bulmuştuk.Gözlerimden inen bir damla yaşa engel olamadım.Maya da korkmuş gözüküyordu.Bunların hepsi ağır basınca istemsiz olarak Maya'ya sarıldım.Lia'nın da bizim yanımıza geldiğini görebiliyordum.Maya'nın elinde bitkiler vardı.Maya sonunda benden ayrılarak Lia'ya doğru yürümeye doğru başladı.May'in elinde tuttuğu bitkiler bir anda solmaya başladı.Yeşilimsi bir enerji akımından sonra Lia'nın yarası kapanmaya başladı.Lia'nın yüzü, acıdan mutluluğa dönüştü.Bazen May ve güçlerine hayran oluyordum.O zaman fark ettim ki May'in yanında ben ezik kalıyordum.Sadece kafamdan bu düşünceleri kovmak için konuşmaya başladım."Ee , Şimdi ne yapıyoruz ? diye sordum May ve şuan ayakta olan Lia'ya.Lia umudunu kesmiş gibi düşünmeye başladı.İşte May'in sevdiğim bir yanı da.Kararsız olsa bile umutsuzluğa kapılmazdı.Biraz düşündükten sonra ise arkamıza baktı.Önümüz ya da arkamız görünmüyordu.Açıkçası Lia ve Maya'yı görmekte bile zorlanıyordum.May ses tonuna hakim olmaya çalışarak, "Bence devam etmemiz gerekiyor.İlerleyelim." dedi May.Lia ise telaşa kapılmış gibi görünüyordu.Etrafımızda oldukça gerilim vardı ve ben bunu sonlardırmak istiyordum."Babamın Atölyesine gidebiliriz" dedim en sonunda.Bu fikrim Lia ve May'i şaşırtmış gözüküyordu.Tam fikrini söyleyecekken, arkamızdan bir kükreme duyduk.Bu ses karşısında irikildim ama hemen kılıcımı elime aldım.Canavarın ne olduğunu bilmiyordum ama kendisine karşı hazırlıklıydım ama... | |
|
| |
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Paz Kas. 21, 2010 1:00 am | |
| Lia'yı iyileştirdikten hemen sonra bir canavar gelmesin büyük bir şansızlıktı. Benim enerjim de tükenmişti. Bu iş çok yorucuydu. Bir kükreme daha duyuldu. Yüzüğümü fener yapıp karşımızdaki yolu aydınlattım. Bir drakon bize doğru geliyordu ve hiç dost canlısı görünmüyordu. Elinde bir silah vardı. Uzun, kıvrımlı bir kılıçtı bu. Etrafında kahverengi hale türü bir şey vardı. Bu silahın büyülü olduğunu hemen anlamıştık. Onu görmek bile insana dehşet saçıyordu. Lia korkuyla Ed'in yanına sindi. O sırada ben de onu yenmemizin yollarını arıyordum. Canavar kükredi ve Ed'e doğru bir bakış attı. Ed korkmuş görünüyordu. Sanırım silahın ne işe yaradığını anlamıştı. ''Hey, şapşal dragon! Buraya baksana!'' dedim. Dikkatini dağıtmayı başarmıştım. Kılıcıyla bana doğru bir hamle yaptı. Kılıcın etrafındaki hale bana birazcık değdi. Derimde büyük bir acı hissettim, sanki derim aynı anda parçalanıyor, yanıyor ve kesiliyor gibiydi. Lia bana doğru yöneldi. Ben ise acıyla yere yattım ve gözlerimi kapadım. Her an ölecekmişim gibi hissediyordum. Bu acı giderek vucüduma yayılıyordu. Hafifçe gözlerimi açmayı başardım. Drakon bu sefer de Ed'e doğru yönelmişti. ''Lia! O Ed'i istiyor!'' diye bağırdım. Ama ben zorla da olsa ayağa kalktığımda ve Lia arkasını döndüğünde artık çok geçti. Drakon kılıcıyla, Ed'in savunmasına rağmen Ed'in kolunda kocaman bir yarık açmıştı. Ed anında kolunu tutarak yere yıkıldı. Bana hafifçe değen kılıç bana bunu yapabiliyorsa, Ed için... ölümcül olabilirdi. Canavar tatminle karanlıkta kaybolurken, hızla Ed'in yanına koştum. Artık bendeki acıyı unutmuş, sadece Ed'e odaklanmıştım. O olmazsa ben ne yapardım? İlk defa bütün umudumu yitirmiştim. Bu arada Lia, bizim yanımıza geliyordu. | |
|
| |
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Paz Kas. 21, 2010 4:07 am | |
| Drakon ilk önce Maya'yı ardından Ed'i yaraladı. Artık çok sinirlenmiştim. Onları nasıl yaralıyabilmişti drakon. Elime kılıcımı aldım ve saldırmaya başladım. Drakonun elindeki kılıca çok dikkat ediyordum. Bana da değerse benide yaralıyacaktı ve hiç şansımız olmayacaktı. Drakonla bir süre savaşmaya devam ettim arada Ed'lere bakıyordum. İkisininde durumu gittikçe kötüleşiyordu. Sonunda artık savaşmaktan bıkıp yaratığı suyu kullanarak atabildiğim kadar uzağa gönderdim. Ardından hızlıca Maya ve Ed'in yanına geldim. Ed bayılmış birşekildeydi. Öldü mü bayıldı mı anlamamıştım. Önce yerde sürünen Maya'ya döndüm ve suyu kullanarak onun yarasını iyileştirdim. Gücüm neredeyse tükenmek üzereydi ve ben düşüp kalmaktan korkuyordum. Ama yine de Ed'i iyileştirmek zorundaydım. Onu böyle bırakamazdım. Maya düzelmiş ve şaşkınlık ile heyecan arasında bir şekilde bizi izliyordu. Gözlerinden akan yaşları gördüğümde bütün gücümü topladım ve su ile Ed'i iyileştirmeye çalıştım. Artık canım yanıyordu. Yorumuştum ve aklım artık doğru düşünemiyordu. Boşuna deniyorsun. O uyanmıyacak kendine zarar vermeyi bırak! Bu babamın sesiydi ve bırakmamı söylüyordu ama bırakamazdım. Onu budurumda bırakamazdım. Hala güç kesmeden iyileştirmeyi deniyordum. Sonunda güçsüzlükten yere düştüm.
"Of olmuyo açmıyo gözlerini!" dedim ve kendimi tutamayıp gözlerimden bir kaç damla yaşın akmasına izin verdim. Maya'da benim düşmem üzerine yanıma gelmişti. Ama bu sözlerimi duyunca ağlamaya başladı ve hemen Ed'in yanına gitti. Bende Ed'in yanına gitmiştim. İkimizde başında duruyorduk. Canavara baktığımda bize doğru gelmeye başlamıştı.İçimden baba lütfen yardım et bize gibi birkaç söz söyledim. Babamın beni duyduğuna emindim. Birden yavaş yavaş yorgunluğum gitmeye başladı ama hala savaşıcak durunda değildim. Ed'e baktığım sırada Ed'in kıpırdadığını görmemle beraber gözlerim iri iri açıldı. Yanlış gördüğümü düşündüm ve Maya'ya baktım. Onunda aynı şekilde baktığını görünce Ed'e dönüp onu izlemeye başladım. | |
|
| |
Eduard Ryan Longrange Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1186 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Salı Kas. 23, 2010 6:44 am | |
| Acı, tüm bedenime giriyor, beni güçsüz bırakıyordu.Acıya direnmem imkansızdı.Sadece hiç kıpırdıyamadan yatıyordum.Hiçbir yerimi haraket ettiremiyordum.Sadece tüm bedenime yayılan acıyı hissediyordum.Bağırmak istiyordum, ölmek istiyordum ama sadece yatıyordum.Kolumda ki zehir, kalbime doğru gidiyordu.Daha fazla yaşayamayacağımı biliyordum.Gözümü açmaya çalıştığımda sadece beyaz bir perde görüyordum.Acaba öldüm mü ? diye kendime sorduğum sorular ne yazıkki cevabını buluyordu.Bu kadar acı çekiyordum.Yani ölmem imkamsızdı.Acı, çok fazlaydı ve benim bu durumda yapabileceğim hiçbir şey yoktu.Bu acıya daha fazla dayanamayacağımı biliyordum.Acı, düşünmemi engelliyordu.O sırada kafamın içinde yankılanan bir ses duydum."Hadi Eduard ! Kalk ayağa." dedi kalın bir erkek sesi.Ses ne kadar kalın olsa da Lia'nın kine benziyordu.Acı sayesinde düşünmem biraz yavaştı ama yaklaşık on dakika olduğunu tahmin ettiğim bir süre içerisinde sesin kime ait olduğunu anlamıştım.Tabii ya Poseidon.Çünkü ses her konuştuğunda burnuma deniz kokusu geliyordu ya da ben öyle sanıyordum.Gerçekten Poseidon'un sesini mi duymuştum yoksa bu gittikçe daha da artan acının bana bir oyunu muydu ? "Bu oyun değil evlat.Şimdi kalk ayağa yoksa seni yosuna çeviririm! dedi Poseidon aklımı okumuş gibi.İçimde denizin gücünü hissediyordum.Acı, gittikçe azalıyor, nefes almaya başlıyordum.Aniden titremeye başladım.Aşırı titriyordum ve bu canımı daha da yakıyordu.Herhalde baygınken acının ne kadar fazla olduğunu anlamamıştım.Şimdi ise acıdan bağıramıyor, ağlayamıyor sadece titriyordum.Gözlerimi hafifçe araladım.Maya ve Lia yanımdaydı.İlk hissettiğim şey Maya'nın elleriydi.Maya'ya bakmaya çalıştım ama gözleri sularla kaplıydı.Ağlamıştı sanki.Gözlerimi Lia'ya çevirdim.Gözleri şişmişti onunda.Ama benim hala yaşıyor olduğumu tespit ediyordu sanırım.O sırada vucüdumu haraket ettirebildiğimi fark ettim.Ama hala kıpırdıyamayacak kadar güçsüzdüm ve acı içindeydim.Ama o sonsuz acı içinde çeken uykudan uyanmıştım.Şuan ne kadar acı çeksem de hala onu düşünerek kendimi şanslı sayıyordum.Gözlerimi Lia'dan ayırdım ve tavana diktim.Hiç bir şey görmüyordum.Sadece karanlık.Poseidon'a yüzüncü teşekkür edişimde konuşmaya güç buldum."Ne-Neler oluyor ? diye sordum boğuk bir fısıltıyla.Ayağa kalkmaya çalıştıysam da acı tüm bedenimi kaplıyor bunu engelliyordu.Bir de Maya ve Lia beni tekrar yere yatırması... Göz ucuyla koluma baktım.Sargılar içerisindeydi.Ama sargıların içerisinden karanlık bir ışıltı yayıyordu gözüme.Kolumu kıpırdatamıyordum.Acı içinde yüzümü buruşturdum.Kendimde tekrar konuşma gücü bulduğumda ağzımı açtım ama Maya ellerini ağzıma dayadı.Ses tonu üzüntülü ve kızgın gibiydi."Labirent'te olduğumuz için emin değilim ama en az iki saat boyunca baygındın." dedi.Bu sözcükler kalbime mızrak gibi saplandı.İki saat... olamazdı.Yerimde acı içinde doğruldum.Hiç birimiz konuşmuyorduk.Arkamızdan bir sürünme sesi duyuldu.Üçümüzde başımızı sese doğru çevirdik.Ve gördüğüm canavar beni deliye çevirdi.Beni aşırı derecede yaralayan Drakon! Kılıcından kıvılcımlar çıkıyordu.Drakondan metrelerce uzakta olmamıza rağmen kılıcın gücü beni öldürüyordu.Kolum tekrar aşırı derece yanmaya başladı.Artık tüm gücümle acıdan bağırıyordum.Maya ve Lia korku içinde kılıçlarını çekmişlerdi.Ama daha fazla ölümcül yaralanma istemiyordum ! İlk defa babamdan yardım diledim.Ve sağ olan kolumu yaratığa doğru çevirdim.Drakon'un gözleri bana kenetlendi ve tısladı.Çok sinirlenmiştim.Babama düşüncelerim ile bağırıyordum.Sonunda beni duymuşa benziyordu.Elimi yumruk şekline getirip canavara salladım.Canavarı nereden geldiğini anlamadığım demir yığınları sardı.Kılıcın zehrini alıyor bir yandan da drakon'u sarıyordu.Drakon acı içinde bağırarak yok oldu.Kılıç ise tüm zehiri emilmiş bir şekilde yere düştü.May ve Lia bana şaşkınlık içerisinde baktılar.Ama benim söyleyebileciğim sadece iki sözcük oldu."Buradan gitmeliyiz." | |
|
| |
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Cuma Kas. 26, 2010 7:04 am | |
| Ed hızla benim bileğimi kaptı. Lia da arkamızdan koşuyordu. Canavar silahını kaybettiği için sinirle bağırmıştı. Bacaklarımı daha fazla gitmeye zorluyordum. Zaten zehirlenmiştim, bir de Ed'i iyileştirdiğim için yorgunluktan ölüyorduk. Bir yerde kamp yapsak harika olurdu. Tabii ilk önce uygun bir yer ve canavarı atlatmak gerekiyordu. Nefes nefeseydim. Çok yorgun olduğumu anlayan Lia bana endişeyle baktı. Bu kadar yorulmama değmişti. Ed sapasağlam ayaktaydı ve bu bana koşacak enerjiyi veriyordu. Yine yüzüğümü açtım ve bu sefer koştuğumuz yerleri görmeye başladık. Labirent'in eski bir bölümünde olmalıydık. Etrafta garip garip yazıtlar vardı. Okumaya çalıştım ama antik yunancadan bile eskilerdi. Etraftaki iskeletleri görünce titredim. ''Ihh..Arkadaşlar, bir yerlerde kamp kursak diyordum.'' dedim zorlukla. Sesim yorgunluktan titremişti. Başım dönmeye başlamıştı, sanki konuşmak bütün enerjimi almış gibiydi. ''İyi misin Maya?'' dedi Ed endişeyle. Durmuştu ve endişeli bir şekilde bana bakıyordu. Yüzümün ne halde olmuştu kim bilir? Daha cevap vermeden Ed beni kucağına alıp yürümeye devam etti. Hiç zorlanmadan taşıyordu. O kadar saat el işleri alanında kalmasının yararları, dedim yüzüm kızarmışken. Lia kıkrdamıştı, Ed'in yüzünü görmek bile istemiyordum. O da çok utanmış olmalıydı. Yürümeye geçtik. Canavar gitmiş gibi gözüküyordu. Sonunda uygun bir alan bulduk ve çantalarımızı koyduk. Bu sefer uyumak istiyordum. Hem de daha önce hiç bu kadar çok istememiştim. Kafamı çantama koyduğum gibi uyumuşum. | |
|
| |
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) C.tesi Kas. 27, 2010 5:30 am | |
| Maya ve Ed ile labirentte hızlıca yürüyorduk. Canavar silahını düşürmüş ve canı yanmıştı. Biz de bunu fırsat bilerek kaçmaya başladık. İkisinin de şimdiden daha iyi olduğuna çok sevinmiştim. En azından ölümden kurtulmuştuk ve bir şansımız olmuştu. Maya ve ben gücümüzü kullandığımız için ayakta zor duruyorduk. Ne de olsa güçlerimizi kullanmak bizi çok zorlamıştı ve halsiz bırakmıştı. Bugün hiç kullanmadığım kadar çok gücümü kullanmıştım ve artık bir an önce buradan çıkmak istiyordum. Labirent beni iyice sıkmaya başlamıştı. Bir süre daha ilerledikten sonra Maya çok yorulmuştu ve Ed onu kucağına almıştı. Gülmeye başladım. Bu durum çok hoşuma gidiyordu. Maya ve Ed'in birbirini bu kadar çok sevmesini çok beğeniyordum. Biri benim için abim gibiydi, diğeriyse dostum. İkisinin de mutluluğu benim için çok önemliydi. Bir süre daha yürümemizin ardından Ed de bende bitmiş durumdaydık. Şimdilik canavarlardan uzak bir alan bulduğumuzu düşünerek kamp yapmaya karar verdik. Maya'yı Ed yere bıraktığında Maya hemen uykuya daldı. O da çok yorulmuştu. Maya uyuyunca Ed'e dönerek "Ed sende uyu, ben başınızda beklerim." dedim. Ed'in inadına rağmen ısrar ettim ve Ed sonunda beni dinlemek zorunda kaldı ve bir köşede o da uyudu. İkisi de yaralıydı ve uykuya ihtiyaçları vardı. Ben onları korumak için başlarını beklerken bir ara dayanamayıp uykuya daldım. Ne kadar uyuduğumu bilmiyordum. Sadece aklımdaki ses beni uyanmaya itmişti. Lia artık uyan ve çık şu labirentten! Bu babamın sesiydi ve onun seslenmesiyle beraber gözlerimi araladım. Şimdi biraz daha iyiydim ve gücüm yerine az da olsa gelmişti. Etrafa bakındım. Canavar falan yoktu. Ed ve Maya da hala uyuyorlardı. Sonunda onları ne kadar istemesemde kaldırmaya karar verip Ed'in yanına gittim. İlk ona seslenip ne yapmamız gerektiğini soracaktım. "Ed hadi kalk." dememle birlikte Ed hemen gözlerini araladı ve uyandı. "Efendim Lia, bir şey mi oldu?" diye sormasının ardından gülümseyerek "Hayır bir şey olmadı. Sadece artık labirentten çıkmak istiyorum. Ne kadar zamandır buradayız bilmiyorum." dedim. Ed başını tamam anlamında salladı ve uyandırmak için Maya'nın yanına gitti.. | |
|
| |
Eduard Ryan Longrange Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1186 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Salı Kas. 30, 2010 6:26 am | |
| "Hayır bir şey olmadı. Sadece artık labirentten çıkmak istiyorum. Ne kadar zamandır buradayız bilmiyorum."
Uykulu gözlerle başımı tamam anlamında salladım.Maya'yı uyandırmak istemiyordum.Hele uyuyunca o kadar tatlı oluyordu ki... Gülümsemeye çalışarak May'i sarstım yavaşça.Maya bir kaç saniye sonra gözlerini açtı ve uykulu gözlerle baktı."Bir şey mi oluyor ? " diye sordu.Başımı hayır manasında salladım ve Lia'nın söylediği cümleleri tekrar Maya'ya söyledim.Lia haklıydı.Neredeyse bir haftadır Labirent'de idik ve çıkmaya bile çalışmıyorduk.Sadece canavarlardan kaçıp, hayatta kalmaya çalışıyor gibiydik.Maya umutsuzluğa kapılmış gibi yere bakıyordu.Teselli etmek adına Maya'nın yanağını öptüm.Normalde Lia varken ve bunu yaparken utançtan ölürdüm ama sizde bizim yerimizde olsaydınız, hiçbir şey olmamış gibi çözüm yolları arardınız.Nedense hep bizi tuzağa düşüren parlak fikirlerim, yeterli olmuyordu ama ortalıkta ki gerilimi sonlandırmaya hazırdım."Babama gidebiliriz.O belki bizi çıkışa götürebilir.Bu arada unutmayalım.Labirent sürekli kendini yeniliyor.Bunun içinde labirentin birçok girişi var.Şuan bir girişten çıkarsak kendimizi Çin'de bulabiliriz.Bunun için direk Zeus'un yumruğuna dönmemiz gerekiyor.Babam bunun için bize yardım edebilir." dedim sakince.May ve Lia birkaç saniye bakıştıktan sonra -benim için o saniyeler saat gibiydi- onaylar gibi bana baktılar.Sonra konuşan Lia oldu."Ed haklı.Ama.. tek sorun şu : Babanı nasıl bulacağız ? dedi umutsuzca.Gülümseyerek, Lia'ya baktım."Ah, o kolay.Yolu ben biliyorum.Hephaistos çocuğu olmanın avantajları işte!" dedim bana meraklı bakan suratlar karşısında.Maya ve Lia bana merakla bakmayı sürdürdüler.Açıkçası nereden bildiğimi bende bilmiyordum.Ama nereye gitmem gerektiğini biliyordum.Bu imkansızdı! "Beni takip edin.Babama gidiyoruz." dedim heyecanla.Ayağa kalkıp sol tünele doğru yürümeye başladım.Maya bir şey diyecekti ama elimi dudağına koydum.Bu dakikalar oldukça romantikti.Sonunda Lia arkamdan gelmeye başlamıştı.Maya'nın elini tutarak Labirent'in karanlığına karıştım.
En son Eduard R. Longrange tarafından Cuma Ara. 03, 2010 11:22 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
| |
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Salı Kas. 30, 2010 6:42 am | |
| Bir süre yürümeye devam ettim. Tek elim Eduard'da olduğu için bıkkın davranmamaya çalışıyordum. Cesur görünmem daha iyi olurdu. Tabii yorgunluktan tükenirken ve uykuluyken insanın bunu yapması çok zordur. Eduard bir oraya bir buraya sapıyordu, tabii beni de arkasından sürüklüyor, bizi gören Lia'da arkamızdan geliyordu. Böyle saatler geçti. Hepimiz yorulmuştuk. Lia zar zor arkamızdan geliyordu. Benim de üstüm başım ter içindeydi. Ama Eduard çok umutluydu. Hızını bir an bile kaybetmedi. Eh, o da haklıydı. Babasını bizim kendi ebebeynlerimizi gördüğümüzden çok daha az görüyordu. Ne de olsa babası Olimpos'tan atılmıştı. Birden Hephaistos'un hikayesi aklıma geldi ve Hera'dan bir kez daha nefret ettim. Çok bencilce bir davranış yapıp, Hephaistos topal ve biraz da çirkin diye onu Olimpos'tan aşağı atmıştı. Bu haksızlıktı. Onun mükemmel aile anlayışına uymayanları gerçekten defediyordu. Bu düşünceler beni bayağı oyalamıştı. Bu arada daha dar geçitlere girmiştik. Zorlukla ilerliyorduk. Tam ağzımı açacakken Ed beni yine durdurdu. ''Neredeyse geldik Maya, hissediyorum.'' | |
|
| |
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Cuma Ara. 03, 2010 6:47 am | |
| Ed ve Maya'yı uyandırdıktan sonra kamp kurduğumuz yerden çıkarak labirentte ilerlemeye başladık. Hala çok yorgundum ama artık buradan kurtulmak istiyordum. Labirentte ilerlemeye başlayınca ben Ed ve Maya'nın yanından ayrılarak birazx geride yürümeye başladım. Onları biraz yalnız bırakmak onlar için yapabileceğim en iyi şeydi. Maya da ben de çok yorgunduk. Ne kadar ilerlediğimizi bilmesem de Ed hala aynı hızını kaybetmemiş yürüyordu. Onun babası yani Hephaistos'un yanına gitmeye karar vermiştik. Ed onun bize yardım edebileceğini söylemişti. Belki haklı olabilirdi ve bizim için de bu çok iyi olurdu. Eduard bana dönüp az kaldı diye haber verdi. Aslında onunda yolu bilmediğini biliyordum ama yine de o hissediyordu. Sanırım bu da bizim olduğu gibi ebeveyni ile olan bağdan kaynaklanıyordu. Tamam anlamında başımı sallayarak arkalarından yürümeye devam ettim. Bir süre yürüdükten sonra arkamda bir ses duydum. Arkamı dönüp bvaktığımda iki drakonun bize doğru yaklaştığını gördüm. Artık iyice sinirlerim tepeme gelmişti. Ed de "Lia geri çekil." diyerek benim yanıma doğru koşmaya başladı. Ben onlardan baya uzakta olduğum için aramızda çok mesafe var denebilirdi. Ed'i durdurarak " Bekle Ed." dedim. Ed bir an şaşırsa da ardından durdu. Bana yaklaşan drakonlara suyu kullanarak onları geriye fırlattım. Labirentin neresine yolladığımdan haberim yoktu. Sadece uzak bir yere gönderdiğimin ve geri gelemeyeceklerinin farkındaydım. Ed bana şaşkınca bakarken ona dönerek "Merak etme bir daha gelemezler." dedim. Bu canavardan sonra Ed beni de yanlarına alarak üçümüz yürümeye başladık. Bir süre geçtikten sonra bir odaya vardık. Bu da dışarıdan labirentteki diğer odalara benziyordu. Ardından Ed gülümseyere bize doğru döndü. "Geldik." demesiyle şaşkınlığım arttı. Daha farklı bir şey bekliyordum ama da içini görmeden yorum yapmam yanlıştı. "Cidden mi?" dedi Maya birden. Onunda çok şaşırdığı belliydi. Ed evet anlamında başını sallayarak konuşmaya başladı.. | |
|
| |
Eduard Ryan Longrange Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1186 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Cuma Ara. 03, 2010 11:59 pm | |
| "Bayanlar ve baylar, babamın atölyesine gelmiş bulunuyoruz"
Heyecan içinde Maya ve Lia'ya baktım.Bana tuhaf bir şekilde bakıyorlardı.Homurdanarak, ileriyi işaret ettim.Birkaç metre ötemizde demir bir kapı duruyordu.Yaklaştıkça kapının üzerinde Hephaistos'un simgesi olduğunu gördüm.Aslında bunca yıldan beri babam beni bir kere olsun önemsememişti.Ona kızgındım bile denebilirdi.Gözlerimin kenarlarında yaşlar birikmişti.Maya ve Lia kapıyı açmaya çalışıyorlardı ama pek başarılı olduklarını söyleyemeyeceğim.Titreyerek, kapıya doğru yürüdüm.Elimi kapıya koydum ve antik yunanca bir şeyler mırıldandım.Kapıda ki Hephaistos simgesi parladı ve kapı büyük bir gürültüyle açıldı.Karşılaştığım manzara karşısında nefesim kesilmişti.Atölye, sonsuzluğa uzanıyor gibiydi.Ucunu göremiyordum.Atölyenin neredeyse her yerinde otomatonlar, çizilmiş haritalar, kılıçlar, kalkanlar, demirden herşey beni büyülüyordu.İnanılmaz bir şeydi ! etrafıma bakıp mırıldanmaya başladım."Ah, bu otomatonlar saf demirden.İnanılmaz.Hele bu kılıçlar da... Maya ve Lia bana hiç bir şey anlamamış gibi bakıyorlardı.Ama bu manzara karşısında gülümsememek elde değildi.Nazikçe Maya'nın elini tuttum ve ilerlemeye başladık.Bir adam bize doğru geliyordu.Sağ bacağında metal bir alçı vardı.Sakalları alevden tutuşmuştu.Gri bir tulum giymişti.Gözleri ise benim ki gibi kahverengiydi.Konuşacak bir şey bulamıyordum."Baba..." dedim utangaçlıkla.Aslında bunca yıldan beri ona kızmam gerekirdi ama bana o kadar şevkatle bakıyordu ki kızmak elde değildi.Babam gülümseyerek bana baktı."Demeter kızı, Poseidon kızı ve oğlum... Burada ne işiniz var ? diye sordu kalın bir sesle.Babamın gözleri benim ile Maya arasında kayıyordu.Sanki ilişkimizi onaylamıyormuş gibi bir hali vardı.O zamana dek sessiz kalan Lia durumu açıklamaya başladı."Yanlışlıkla Labirent'e girdik.Bir çok şeyle karşılaştık.Buradan nasıl çıkacağımızı bilemiyoruz, bu yüzden size geldik Tanrım." dedi kısık bir sesle.Babamın gözleri Lia'ya öfkeyle baktı.Sonra da gözleri bana takıldı ve yumuşamaya başladı.Tamam anlamında başını salladı ve yanında ki insan otomatonuna bir şeyler fısıldadı.Otomaton sağa doğru koşmaya başladı."Tamam size yardım edeceğim.Ama bir şartla." dedi babam."Nedir baba ?" diye sordum sesimi en yumuşatabildiğim kadar.Babam bana kaşlarını çatarak baktı."Size yardım etmem için, bana bir adak sunmanız gerek." dedi gürültüyle.O anda aklıma drakonla savaştığımız an geldi.Zehirli silahını hala saklıyordum.Tabii Lia'nın ve Maya'nın bundan haberi yoktu.Yutkunarak, zehirli kılıcı kınımdan çıkarttım ve babamın önünde eğilerek kılıcı ona verdim.Babam, nazikçe gülümsedi.Kılıç, bir anda kendi boyutuna indi ve parıldamaya başladı."Tamam, o zaman.Size yardım etmeden önce oğluma vermem gereken bir şeyler var" dedi.İçimde bir şeyler kıpırdamaya başlamıştı.Babam, cebinden küçük bir top çıkardı ve elime verdi."Bu, oldukça işine yarayacaktır.İhtiyacın olduğunda topu eline al ve Ήφαιστος dersen top harekete geçecektir." dedi ve gülümsedi.Topu elimde sıkıca tutuyordum."Ee, teşekkürler bana." dedim.Babamın biraz önce konuştuğu otomaton bize doğru geliyordu.Elinde bir kağıt parçası vardı. | |
|
| |
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) C.tesi Ara. 04, 2010 1:36 am | |
| Otomaton elinde bir kağıtla sahibine doğru gitti. Hephaistos kağıdı eline aldı. ''Bu,'' dedi daha çok Eduard'a bakarak. ''Labirent'in haritası. Geçitler değiştikçe bu da değişecek ama her zaman kampınıza açılan yolun nerede olduğunu bileceksiniz.'' Haritayı Ed'e uzattı. Ed hala babasına bakıyordu. Tabii ki onu özlemiş olmalıydı. Annemi o kadar az görseydim ben ne yapardım bilemem. Eduard kafasını eğerek haritayı incelemeye başladı. ''Şimdi burada olmalıyız.'' Lia da onun yanında haritayı inceliyordu. Onlar haritayla ilgilenirken Hephaistos buz gibi bir bakışla bana bakmıştı. Eh, oğluna bu kadar değer veriyorsa, bir gün onu ziyarete gelmeli, diye düşündüm. Hephaistos bana daha da kötü baktı. Eduard bakışlarını haritadan ayırmadan elimi tutarak beni çekti. ''Maya, bak, senin kaybolduğun yer şurası sanırım.'' Şu anda her akıllı melez gibi Hephaistos'a bakmaya korkuyordum. ''Hıhı.'' dedim hafifçe. Sonunda Lia ve Eduard haritayı incelemeyi bıraktı. Euard haritayı kıvırdı. Babasına baktı. Veda anı gelmişti. 'Hoşçakal baba.'' dedi Ed zorlukla.''Ve.. Teşekkürler.'' Hephaistos hafifçe gülümseyerek başını salladı. O anda Ed'i gerçekten sevdiğini fark ettim. Ed de onu seviyordu. Eduard ona değer veriyorsa ben de vermeliydim değil mi? Kendi kendime başımı sallayarak cevap verdim. Göz ucuyla Hephaistos'un başımı salladığımı fark ettiğini gördüm. O da benimle aynı şeyi düşünüyordu, bunu anlamıştım. Ed'le Lia kapıdan çıktılar ve ben de onları takip ettim. Ed hemen komutayı ele almıştı. ''Şimdi, ilk önce sağa, sonra sola gitmeliyiz, orada bir oda var, biraz dinlenebiliriz, zaten kapı şu anda çok yakınımızda, değişim başlamadan gitmeliyiz. Zaman çok değerli.'' Bakışlarımı Eduard'dan çekip Lia'nın onaylamasını bekledim. Ama onaylamadı. Lia ortalıkta yoktu! ''Sanırım zamanımızı harcamaya hazır olmalıyız.'' | |
|
| |
Eduard Ryan Longrange Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1186 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) C.tesi Ara. 04, 2010 11:37 am | |
| - Spoiler:
Lia, iki tur boyunca, kaybolma nedeniyle rp yazamayacaktır. Her şey güzel gidiyordu.En sevdiğim kişiler yanımdaydı.Sevgilim, babam ve en iyi arkadaşım.Üstelik bu cehennemden kurtuluyorduk.Ama Lia'nın kayboluşu beni dağıtmıştı resmen.Gözlerim Lia'yı tarıyordu ama yoktu.Sonunda gözümü Maya'ya diktim."Lia nerede Maya ? diye sordum.Neredeyse ağlayacaktım.Maya'nın yüzünde daha çok endişe var gibiydi.Lia, benim küçük kardeşim gibiydi.Onu kaybetmek, bana çok büyük bir acı veriyordu.Maya, beni teselli etmek için elimi tuttu ve öptü.İşte, o an hissettiklerim karmakarışıktı.Böyle bir durumda olmasaydım karanlıkta Maya ile el ele tutuşuyordum ve yalnızdık.Ama belki de ilk defa bunun üstünde durmadım.Maya, endişeli bir şekilde bana baktı."Ben-Ben görmedim.Arkamı döndüğümde yoktu." dedi.Sesi titriyordu.Bu söyledikleri karşısında affalamıştım.Ben atölyeden çıktıktan sonra sadece haritayı incelemek ile meşguldüm.Ama Maya... bir tek o Lia'nın nereye gittiğini görebilirdi.Ama ona kızamıyordum.Belki de aşk böyle bir şeydir.Lia'nın kaybolması beni de Maya'yı da sarsmıştı.İçimde ufakta olsa da bir umutla arkamı döndüm ama babamın atölyesinin giriş kapısı yok olmuştu.Atölyenin şimdiki yerini biliyor olsam da yol çok uzundu.Hem babam, Lia'ya bir şey yapamazdı.May oldukça sarsılmış görünüyordu."Maya, kamp kurmalıyız.Lia'yı aramaya gidersek kesin biz de kayboluruz.İkimizin de dinlenmeye ihtiyacı var aşkım.Bir kaç saat dinlendikten sonra haritamı kullanarak aramaya çıkabiliriz." dedim titrek bir sesle.Ortalığı sinir bozucu bir sessizlik kaplamıştı.Maya'ya ne diyeceği mi bilemiyordum.Tekrar Maya'nın elini yavaşça tuttum.Bir kaç dakika sonra, yerde oturuyorduk.Maya benimle konuşmak istiyor ama sözcük bulamıyor gibiydi.Üçümüz, Labirent de bile hayatta kalmayı zor başarmıştık.Ama Lia tek başına ne yapacaktı ? Mideme oldukça kötü bir ağrı girdi.Elim cebime doğru kaydı.Cebimden ufak metal bir top çıkardım.Acaba babam "İhtiyacın olduğunda, harekete geçer" sözüyle neyi anlatmak istemişti ? bu soruyu gerçekten merak ediyordum.Birden topun üstünde yazılar belirdi.Üstünde, yunanca Bronz Ejderha anlamına gelen Χάλκινο δράκος yazısı belirmişti.Bunu anlamsız buluyordum.Bronz Ejder'i tekrar cebime koydum.Sonra da haritayı çıkardım.Harita, büyülüydü.Biz şuan tuhaf bir şekilde Seattle'daydık.O kadar yol yürümüş olamazdık ki ! Mideme tekrar sancılar girmeye başladı.Ama harita da bir çok gizli tünel vardı ve Melez Kampı'na ulaştıran hiçte uzakta değildi.Gözüm haritada Cornelia Scarlett yazısını arıyordu ama sadece gördüğüm tek şey bir akrebin bizim adımız yazılı olduğu noktaya hızla gelmesiydi.Hemen Maya'ya haber verdim ve kılıçlarımızı çıkardık.Akrep, 5 metre boyundaydı ama ne yazıkki istedikleri ben veya Maya değildi.Akrep elimden haritayı kapıp karanlığa doğru koşmaya başladı.Gözümün kenarında yaşlar birikti.Belki de o harita Lia'yı bulmak ve Melez Kampı'na dönmek için son şansımız olabilirdi... | |
|
| |
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Paz Ara. 05, 2010 5:41 am | |
| Hızla ayağı kalktım. Akrep çoktan gitmişti. Bu kadar da fazlaydı, hem Lia yoktu, şimdi de kaybolmuştuk! ''Zeus aşkına! Bu kadar yeter!'' dedim büyük bir öfkeyle. ''Kimbilir kaç gündür burdayız ve Lia'yı kaybettik, kendimiz de kaybolduk! Hangisine yetişmeliyiz!'' Bunları karanlığa karşı söylemiştim, sanki herşey akrebin suçuymuş gibi. Eduard yanıma geldi. ''Maya, sakin olmalıyız, ilk önce haritayı bulmaya odaklanmalıyız ve-'' ''Harita mı! İlk Lia'yı bulmalıyız, onsuz haritanın bile anlamı olmaz ki!'' Hıncımı Ed'den çıkarmak doğru değildi ama bu labirent benim bütün sinirlerimi altüst etmişti. Anlaşılan Ed'in de etmişti. ''Onu bulacağımız bile belli değil, belki onu ararken delirebiliriz, maksimmum kişiyi kurtarmaya bakmalıyız.'' ''Ama-'' ne diyeceğimi bilemiyordum Eduard çok mantıklıca konuşmuştu, ama arkadaşlarım için herşeyimi feda edebilirdim, insanların birbiriyle olan duygu bağları benim için önemliydi, Lia'sız gideceğimizi düşünemiyordum bile. ''Hepsi senin suçun!'' dedi Eduard. Sabrı kalamamış gibiydi. ''Ben haritaya bakarken arkana bakabilirdin. Biraz etrafına bakınıp sadece kendini düşünmekten vazgeçebilirdin birazcık olsa da!'' İkimiz de delirmiş gibi birbirimize bağırıyorduk. Zaten bunun dışında ne yapabileceğimiz hakkında pek bir fikrim de yoktu. | |
|
| |
Eduard Ryan Longrange Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1186 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Salı Ara. 07, 2010 2:33 am | |
| Yapacaklar listemin başında kesinlikle Maya ile tartışmak yoktu.Ama şuanda bunu bile düşünemiyordum.Sadece Maya'dan ne kadar nefret ettiğimi düşünüyordum.Lia'nın kayboluşu tamamen onun suçuydu.Her onun çevresinde olmuştu ! Şimdi ise bunu inkar ediyordu.İkimizde oldukça kızgındık.Maya'nın gözleri bana öfke içinde bakıyordu.Benim de ondan bir farkım yoktu yani.Bunların hepsi Maya'nın suçuydu.Artık onun güzelliği karşısında sakinleşmeyecektim .Lia kaybolmuştu ve bu beni yeteri kadar da sarsmıştı.Üstelik bunlar olmazmış gibi harita lanet olası bir akrep tarafından çalınmış ve şimdi ise Maya ile tartışıyordum.Bu hayatımda ki en kötü günüm olmalıydı.Gözümü sonra karanlık tünele doğru çevirerek yürümeye başladım.Maya, peşimden gelmiyordu.Hayır, sevgiliminde kaybolmasına izin vermeyecektim.Ama ona o kadar öfkeliydim ki sesimin de buna yansımasına izin verdim."Geliyor musun ? Gelmiyor musun ? diye sordum kızgınlıkla.Maya dokunsanız ağlayacak gibiydi.Hiç bir şey demeden benimle gelmeye başladı.Bunu bağırarak söylemiştim.Hatamın farkındaydım ama yürümeye devam ediyor ve Maya'nın arkamdan gelişine bile bakmıyordum.Akrebin gittiği yolu takip etmeye çalışıyordum-ki bu çok kolay oluyordu.Akrep, ayak izleri bırakmak konusunda kesinlikle bir numara- Oldukça uzun bir süre boyunca yürümüştük ve May ile hiç konuşmuyorduk.Bu da beni rahatsız ediyordu.Maya ile bir kaç kez konuştuysam da beni dinlememekten geliyordu.Belli ki onu fazla kırmıştım.Ama kırılan kalbini de onararak vakit geçirmeyecektim.İlk önce o lanet olası akrebi bulup, lanet olası haritayı alacak ve Lia'yı bulacaktım.Neden Maya anlamıyordu ki ? Gözlerimi devirerek, yürümeye devam ettim.Maya ile bir kaç kez göz göze geldiysek bile konuşmadık.Bir kaç kere elini tutmayı denesem de elini çekiyordu.Tamam artık.Maya'nın benimle barışmasına çalışmayacaktım.Düşüncelerim bir tıslama ile kesildi.Tıslama o kadar güçlüydü kü Maya istemeden de olsa bana sarıldı.Tabii bir kaç saniye sonra beni bırakmıştı ama bende onun kadar endişeliydim.Sonunda Maya benimle konuşmak için doğru zamanı buldu."Bu da ne ?" diye sordu.Bilmiyorum anlamında başımı salladım.Kılıcımı elimde tutuyordum.Tıslamanın sesi gittikçe artmaya başladıktan sonra Maya istemese de elimi tutu ve kendi kılıcını çekti.Doğrusu korkuyordum.Artık Maya'nın gözünde kahraman olmaya çabalamayacaktım.Tıslamalar bir anda kesildi ve kendimizi oldukça geniş ve loş bir odada bulduk.Doğrusu karşılaştığımız manzara hiç hoş değildi.Önümüzde haritamızı çalan akrep duruyordu.Ama o an Maya ile aramızı yok eden akrebe öfke içinde baktım ve saldırdım.Akrep, bu beklenmedik saldırı karşısında savunmuştu ama içimde ki kabuğu bile delindi ve toz bulutu bırakarak yok oldu.Artık gülümsüyordum.Maya'nın da aynı şeyi yaptığını gördüm.Haritayı yerden aldım ve cebimde oldukça güvenli bir yere yerleştirdim.Ama bizi o akrepten bekleyen daha büyük bir sorun vardı.Önümüzde en az kırk tane akrep duruyordu ve hepsi on metre boyundaydı.Maya çığlık attı.Bir akrep Maya'ya doğru saldırdı ama Maya'nın önüne geçtim.Kolumda açılan yarığı ve kanların akışını hissedebiliyordum ama benim için önemli olan tek şey, Maya'yı bu cehennemden çıkarmaktı.Zihnimde tanıdık bir ses yankılandı."Bronz Ejder'i kullan.".Ses, babama aitti.Sonunda cebimden küçük bir demir parçası olan Bronz ejder'i çıkarttım ve babamın öğrettiği büyülü sözleri mırıldanıp, yere bıraktım.Demir top, bir anda şekil almaya başladı ve iki metreye kadar büyüdü.Karşımda bir kaplan otomatonu duruyordu.Şaşkınlık içerisinde bakıyordum ama ne yapmam gerektiğini biliyordum."Komut dizisi: 13.Hephaistos.Akrepleri öldür." dedim demir kaplana.Kaplan mırıldanmaya benzer bir ses çıkararak başını salladı ve akreplere saldırdı.Boyu akreplerin boyuna kadar büyüdü.Bu mükemmel bir şeydi ! | |
|
| |
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Salı Ara. 07, 2010 10:02 am | |
| Şaşkınlıkla otomatoma baktım. Ağzımın bir karış açıldığını fark etmemiştim. Otomatom bana dönüp öyle bir kükredi ki iki adım geri atmak zorunda kaldım. Tamam Hephaistos, anladım, benden hoşlanmıyorsun, zaten oğlunla aramız şu anda pek de iyi değildi. Otomaton eli mahkum önüne döndü ve akreplere saldırmaya başladı. Öyle vahşiydi ki onu izleyemiyordum. Kaplanın akrepleri parçalama sesleri duyuluyordu yine de. Zorlukla Ed'in yanına gittim ve arkasına sığındım. Bir süre sonra Kaplanın parçaladığı akreplerin o çıtır çıtır sesleri kesildi. Bütün o akrepleri nasıl halletti bilemem tabii. Tekrar kükredi ve ben o ana kadar Ed'e sarılmış olduğumu fark ettim. Yine çekildim, şu kavgamızdan sonra hemen affetmiş gibi gözükmek istemiyordum. Eduard kaplanını tekrar bir top halie getirdi ve haritaya tekrar baktım. Umarım bu sefer de ben kaybolmazdım. Eduard sinirle bir şeyler arıyordu. ''Bulamıyorum! Lia hiç bir yerde gözükmüyor!'' O da en az benim kadar bu işe kızmış gibiydi. O loş odada ve akrep ölüleriyle kalmak istemediğimiz için tekrar koridorlara döndük. Eduard hala sinirle haritaya bakıyordu. Onu bulmak için o kadar uğraşmamıza rağmen Lia'yı hala bulamamıştık. Onu bulamadan gidersek kamptakilerin ve özellikle Poseidon'un ne diyeceğini merak ettim. Tabii ya! Poseidon! O her zaman Lia'nın yanındaydı, onun başının derde girmesini mutlaka engellemiş olmalıydı. Bu yeterince beni avutmasa da en azından onun için endişelenirken daha sakin oluyordum. Hala fazla gergin ortamı bozmak için derin bir nefes verdim. Ed bu sefer önüne bakıyordu. Gözleriyle Lia'yı arıyor gibiydi. Ben de denedim ama karanlığa bu kadar fazla bakmaktan gözlerim ağrımaya başalmıştı zaten. Yüzüğümü yine fener yaptım. Sanırı haritasız aramaya devam etmeliydik. Tabii Ed'in de bu aramayı bahane olarak kullandığını biliyordum. Zaten Lia'yı yardımsız bulmamız imkansızdı. İkimiz de az kavgamızı düşünüyorduk. Artık bir şeyler değişmiş gibiydi. Hafif kırmıız ışığın altında ona baktım. Hala ciddiyetini korumaya çalışıyordu, ama daha fazla dayanamayıp bana baktı. Tam bütün irademi kaybedip ona sarılacaktım ki vazgeçtim. Zaten bunu ne yeri ne de zamanıydı, hem de kavga ettiğimizde bana bağırması beni çok kırmıştı. Ben fazla hassastım, ikimizin de birbirimize kızmasına rağmen, söyledikleri şeylerin ve bana olan kızgınlığını gerçek olup olmadığını hala merak ediyordum. Boğazımda yeni birşeyler düğümlendi ve önüme döndüm. Umarım Lia'yı hemen bulurduk da Eduard'la bu can sıkıcı anları yaşamak zorunda kalmazdım. | |
|
| |
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Perş. Ara. 09, 2010 3:49 am | |
| Hephaistos'un yanından ayrılırken Ed haritayı inceliyordu ve bende onunla birlikte bakıyordum. Çıkış yolunu iyice ezberlemeye çalışıyordum. Ben hariteya bakarken bana seslenen bir ses duydum. Beni sanki yanına çağırıyordu. İlk başta bu sesi duymamazlığa geliyordum ama ardından istemeden kendimi sese doğru giderken buldum ve ardından ne olduğunu anlamadığım bir şekilde olduğum yerden yok oldum. Labirentin değişmiş olacağını düşünüyordum ama hiçbir şeyden emin olamıyordum. Etrafıma baktım karanlıktı. Kolyemi kullanarak etrafa ışık saçmasını sağladım. Şimdi önümü görüyordum ama ne yapacağımı bilmiyordum. Ed ve Maya'yı aramak şu an en iyi fikir gibi geldi ve labirentte dolaşmaya başladım. Ne kadar dolaştığımı bilmiyordum ama artık onları bulamayacağıma karar verdim. Ne de olsa onlar beraberlerdi ve labirentten çıkabilmişlerdir diye umuyordum. Böyle düşünerek ancak ayakta kalabiliyordum. Labirentin değişmediğini umarak ezberlediğim ve tahmin ettiğim kadarıyla yollardan geçmeye başladım. Yolda giderken önüme iki canavar çıkmıştı ve onları öldürmüştüm ama artık ümidim tükenmişti. Tek başıma labirentte kalmıştım ve buradan çıkmama yardımcı olacak hiç birşey yoktu. Korkuyordum. Kardeşlerimi ve dostlarımı bir daha görememekten korkuyordum. Yere çöktüm. Ağlamak istiyordum ama gözlerimde yaştan eser yoktu. Sıkıntıyla iç çektim. Tam bu sırada bir ses Sağa git, ardından da sola kıvrıl dümdüz ilerle ve iki sokak sonra sola dön dedi. Bu ses babama aitti ve ne diyeceğimi bilemedim. Sadece "Teşekkürler baba." diye iç geçirdim ve dediği yollardan ilerlemeye başladım. İlk olarak sağa dönerek düz ilerledim. İlk sola dönen yoldan girdim ve uzun bir süre düz yürüdüm. Ardından doğru olduğunu umarak sola döndüm. Bir süre yürüdükten sonra hiçbir şey fark etmedim. Yine bomboştu ve çıkış falan yoktu. Babamdan bir işaret beklesem de hiçbir şey demeyince yürümeye devam ettim ve sonunda sağ taraftan gelen ayak seslerini duydum. Ama bu sesler çok azdı ve canavarın seslerine benzemiyordu. Sağa döndüğümde bunun iki kişi olduğunu fark ettim. Arkaları bana dönüktü ve ileriye doğru yürüyorlardı. Koşarak yanlarına yaklaştım ve "Hey!" diye bağırdım. Bana baktıklarında bunların Ed ve Maya olduğunu gördüm. Sevinçten havaya uçarak yanlarına gittim. İkisi de bana şok olmuş şekilde bakıyordu ve yanlarına gidince ikiside bana sarıldı. Bense sadece havaya bakarak "Çok sağol baba!" diyebildim ve kendimi ayakta tutabilecek gücü bulamayarak kendimi yere bıraktım. | |
|
| |
Eduard Ryan Longrange Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1186 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Cuma Ara. 10, 2010 2:13 am | |
| Sonunda kurtulmuştuk.Bronz Ejder sayesinde akrepleri yenmiştik.Ayrıca haritamız da elimdeydi.Artık elimize Lia'yı bulmak için bir şans düşüyordu.Maya'ya baktım.Neredeyse ona sarılacaktım ama son anda kavgamızı hatırladım.Elimde olan Bronz Ejder'e baktım.Biraz dinlenebilmek iyi olurdu doğrusu.Yere oturarak, tekrar Maya'ya baktım.Maya ile konuşmamak gittikçe sıkıcı bir hal alıyordu.Sonunda konuşmaya cesaret buldum."Bence burada kalıp dinlenmeliyiz.Neredeyse bir saattir yürüyoruz ve bir iz bulamadık.Böylece biraz dinlenir ve haritadan Lia'yı incelemeye devam ederim." dedim üzgün bir ses tonuyla.Maya'ya yakınlaşamamak beni oldukça rahatsız ediyordu.Gözlerimi devirdim.Lia'yı bulmamız gerekiyordu.Şimdi önemli olan Maya değil Lia'nın kayboluşuydu.Nasıl olsa Maya yanımdaydı.Ama Lia... düşünmek bile istemiyordum.Cebimden haritayı çıkarttım.Maya söylediklerimi başıyla onaylamıştı.Şimdi ise haritaya bakmak için yanıma geliyordu.Sonunda dikkatimi haritaya verdim.Harita, parçalanmaz bir kağıttan yapılmasına rağmen elimle ona zarar vermemek için nazikçe tutmam gerekiyordu.Haritada Lia ismini aradım.Gözlerim haritanın her yerini tarıyordu.Ama Lia ismi yoktu.Neredeyse ağlayacaktım.Lia olmassa ben ne yapardım ? göz yaşlarımı son anda tuttum.Ne kadar saçma olduğunu bilsem de haritaya seslendim."Bana Lia'yı göster." dedim yutkunarak.İlk başta hiç bir şey olmadı.Bir kaç saniye sonra haritada ki şekiller kıpırdanmaya başladı ve bir nokta da durdular.Harita değişiyordu.Haritaya baktığımda karanlıktan başka bir yer göremiyordum.Birden karanlığın içerisinden bir siluet çıktı.Şaşkınlıkla bu siluetin Lia olduğunu fark ettim.Ama oldukça korkmuştu.Yüzü bembeyaz kesilmişti.İnanamıyordum.Lia, bizim bulunduğumuz bölgeden hiçte uzakta değildi.Haritaya şaşkınlıkla bakan Maya'ya baktım."Sonunda nerede olduğunu biliyoruz.Benimle geliyor musun doğa prensesim ? diye sordum neşeyle.Artık Maya ile kavgamızı pek önemsemiyordum.Doğa prensesi lakabını daha bir hafta önce ben koymuştum Maya'ya.Maya, bu lakaptan oldukça hoşlanmıştı da zaten.Yüzünün kızardığını hissedebiliyordum ama başını tamam anlamında salladı.Haritayı elimde tuttum ve tekrar karanlığa daldım.Yolumuz kısaydı.Ama birinin isteği ile (!) yanlış bir yola sapmıştık ve kaybolmuştuk.Ama sonunda bir kaç saat içinde gelmiştik.Yada ben öyle sanıyordum ki kimse görünürde yoktu.Arkamda bir siluet kıpırdadı ve bir ses duydum.Normal olarak arkamı döndüm.Arkamızda yorgunluktan ölmüş bir Lia duruyordu.Sonunda bulabilmiştim.Maya, gülümsemeye başlayarak bana sarıldı.Maya ile barışmak her şeye değerdi kesinlikle.Şaşırmıştım ama sarılmaya devam ettim ben de.Sonunda Lia'yı hatırlayarak Maya'dan ayrıldım.Lia yerde yatıyordu.Hemen gülümsemeyi kestim ve Lia'nın olduğu yere çömeldim.Ne kadar da sağlık tanrısının çocuğu olmasam da o konuda iyiydim.Daha doğrusu bir Apollon çocuğundan bir sağlık kitabı çalmıştım ama bu konumuz değildi.Elimi Lia'nın başına dayadım ve antik yunanca bir şeyler mırıldandım.Lia yorgun bir şekilde bana bakıp gülümsedi ve ayağa kalktı.Sanki tüm enerjisi yerine gelmişti.Sonunda Maya ile ben Lia'ya da sarıldık ve Lia'nın anlattıklarını dinledik.Lia hikayesinin sonuna geldiğinde ayağa kalktım ve Maya'ya gülümseyerek baktım."Artık bu cehennemden çıkalım." | |
|
| |
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Cuma Ara. 10, 2010 4:04 am | |
| Sonunda herşeyin yolunda gitmesine sevinmiştim. Lia'yı bulmuştuk ve harita da elimizdeydi. Lia'nın isminin haritada birden nasıl belirdiğini bilemiyordum ama işin içinde Eduard var gibiydi. Belki özel bir gücü ortaya çıkmıştı kimbilir? Lia'nın yorgun olduğunu görünce hemen yardıma koştum ama Eduard bir şifa büyüsüyle işi halletmiş gibiydi. ''Artık iyileştirmeleri sana bırakalım Doktor Eduard.'' dedim hafifçe gülerek. Lia'nın bulunması ikimizin de moralini düzeltmişti ve yavaş yavaş birbirimize olan kızgınlığımız da geçiyordu. Lia bize hikayesini anlattıktan sonra kalkamaya karar verdik ama hepimiz bitkindik. O yüzden bir süre oturduk ve Ed Lia kaybolduktan sonra olanları basitçe anlattı. Kavgamızı anlatmadı ama Lia birşeyler sezmiş gibiydi. Sonra elimiz mahküm kalktık. Ed haritaya baktı. ''Kapı uzakta. Ama en azından nerede olduğumuzu biliyoruz.'' Yine yürümeye başladık. Lia'nın gelmesiyle canlanmıştım ve keyfim yerine gelmişti. Bir mavi ve bir kırmızı ışık kaynaklarımızın ışığıyla ilerliyorduk. Sonra duvarın arkasından bir ses geldi. Hemen silahlarımızı çıkardık. Bu yaşadıklarımızdan sonra canavarlar güçsüz kalıyordu. | |
|
| |
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) Paz Ara. 12, 2010 6:57 am | |
| Bayıldığımda beni ayıltan bu sefer Ed olmuştu. Onun iyileştirme büyüsünü bildiğinden haberim yoktu ama ona teşekkür borçluydum. Artık çok daha iyiydim. En azından arkadaşlarımın yanındaydım ve bu da bana cesaret ve güç veriyordu. Ayıldığım zaman tekrar yola devam etmeye başladık. Ed haritaya baktı. Yol baya uzaktı ama biz birlikteyken daha güçlü oluyorduk ve sonunda buradan çıkabileceğimize emindik. Yürümeye başladığımız da May ile Ed arasında bir soğukluk var gibi hissettim ama üzerinde durmadım. Bunu onlara kampa gidince soracaktım.. Bir süre ilerledikten sonra sesler gelmeye başladı. Bunun canavar olduğunu üçümüzde biliyorduk ve birbirimize baktık. Hepimiz saldırabilecek durumda olduğumuz için kılıçlarımızı hazırladık. Birden kolyem daha çok ışık saçmaya başladı ve bu da beni şaşırttı. Ama sanki bu iyi bir şeydi ve bana güç veriyordu. Canavar karanlığın içinden gelirken ne olduğunu anladım. "Bu minotor ve hızla bize yaklaşıyor, hazırlanın." dedim. Ed ve May başını tamam anlamında sallayınca canavarı izlemeye koyuldum. Bir kaç saniye sonra yanımıza varmıştı ve hep beraber saldırmıştık. Hem kendimize çok dikkat ediyor hem de canavarı şaşırtmaya çalışıyorduk. Bir süre böyle saldırmaya devam etsekte canavar çok küçük yaralar alıyordu ve bizi oyalıyordu. Sonunda Ed oflayarak sıkıntısını belli etti. Ama yapacak bir şeyim yoktu bu durumda. Aklıma hiç bir şey gelmiyordu. Birden Ed aklına bir şet gelmiş gibi hızla konuşmaya başladı. Biz de May ile hem onu dinliyor hem de canavarın darbelerinden kurtulmaya çalışıyorduk. | |
|
| |
| Labirent Canlanıyor 2 (Zeus Yumruğunun devamı [Lia-Ed-May]) | |
|